Kuzey ve Doğu Suriye Belediyeler Birliği Kadın Meclisi Konferansı başladı

Hesekê’de 2’inci Kuzey ve Doğu Suriye Belediyeler Birliği Kadın Meclisi Konferansı başladı. Konferansta kadınların belediyelerdeki rolüne dikkat çekilerek, “Kadın, sadece toplumun yarısı değil; kalbi, aklı ve değişimin öncüsüdür” denildi.

Hesekê– Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentinde 2’inci Kuzey ve Doğu Suriye Belediyeler Birliği Kadın Meclisi Konferansı başladı. “Kadının Toplumsal Çabaları Demokratik Belediyeleri İnşa Etmenin Güvencesidir” şiarıyla başlayan konferansa, belediyelerden, özerk yönetim temsilcileri, siyasi parti ve kadın örgütlerinden 200’den fazla kadın katıldı.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Halklar Meclisi Eşbaşkanı Siham Qeryo, açılış konuşmasında konferansın önemini şu sözlerle vurguladı:

“Bu konferans, sıradan bir idari toplantı değildir; kadın mücadelesini adalet, eşitlik ve toplumsal yönetimde aktif katılım uğruna seferber eden tarihi bir dönemeçtir. Kadınlar Kuzey ve Doğu Suriye’de yıllardır direnişleriyle, çalışmalarıyla kendilerini kanıtladı. Kadın sadece toprağı ve kimliği korumakla kalmadı; kurumları yönetme, siyaset üretme ve yerel yönetimlerde öncü bir model ortaya koyma gücüne sahip olduğunu gösterdi.”

Siham Qeryo, belediyelerin halkla en yakın kurumlar olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Belediyeler, demokrasinin somutlaştığı en canlı mekânlardır. Her mahalleye, köye ve kente kadınların sesi ulaşmalıdır. Kadınların belediyelerde yer alması bir lüks değil, bir ulusal zorunluluktur. Bu, çoğulcu, adil ve dayanışmacı bir toplum inşa etmenin temel aracıdır.”

Son olarak kadınlara seslenen Siham Qeryo, “Bu konferans, kadınların toplu düşünmesinin, ortak vizyon oluşturmasının ve iradesini yükseltmesinin çağrısıdır. Kadınlar sadece toplumun yarısı değil; onun kalbi, aklı ve vicdanıdır. Kadın, karar mekanizmasının da ön saflarında olmalıdır” dedi.

‘Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın örgütlüdür, irade sahibidir’

Kongra Star Koordinasyonu üyesi Berivan Xalid, konuşmasında, “Bugün Suriye tarihi açısından çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir zamanda bu konferans, kadınların gücünü ve kararlılığını ortaya koyan güçlü bir mesajdır. Bu mesaj, tüm uluslararası güçlere ve otoriter yapılara yöneliktir: Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın örgütlüdür, irade sahibidir, karar alma gücüne sahiptir.”

Berivan Xalid, bölgedeki kadınların sadece askeri alanda değil, kurumsal alanda da devrim yaptığını şu sözlerle ifade etti:

“Kadın, devrimin öncüsü oldu. Sadece cephede değil, belediyeler gibi topluma doğrudan dokunan kurumlarda da kendini kanıtladı. Bugün eşbaşkanlık sistemiyle tüm kentlerimiz ve beldelerimiz demokratik bir yönetim modeline kavuştu. Bu, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir deneyimdir.”

Berivan Xalid, “Biz inanıyoruz ki aynı irade ve aynı sistemle kadın, çoğulcu ve adem-i merkeziyetçi bir demokratik Suriye’nin inşasında öncü olacaktır. Kadın gücü, yeni Suriye’nin temeli olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Foza Yusif: Uluslararası güçler, Suriye’deki değişim süreçlerinin bir tarafı oldu

PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Foza Yusif, konuşmasında Orta Doğu’daki genel politik tabloya ve Suriye’nin bu tablodaki yerine değindi. Foza Yusif, “Türkiye, İran, İsrail ve diğer bölgesel güçler, Orta Doğu’yu kendi nüfuz alanlarına katma yarışında. Aynı durum Suriye için de geçerli. Bu yarış esasen ekonomik çıkarlar, ticaret yolları, kara ve deniz ulaşım hatlarının kontrolü üzerinden yürütülüyor. Bu nedenle Suriye, sürekli bir istikrarsızlık içinde tutuluyor” dedi.

Foza Yusif, Suriye’de son 9 ayda yaşanan gelişmelerin de bu büyük güç mücadelesinin bir parçası olduğunu belirterek, “Rusya, Britanya, ABD ve hatta İsrail dâhil tüm uluslararası güçler, Suriye’deki değişim süreçlerinin bir tarafı oldu. Şimdi ise birbirleriyle rekabet ve çatışma halindeler” dedi.

Konuşmasında, bu durumun Suriye halkı için büyük tehlike taşıdığına dikkat çeken Foza Yusif, şunları söyledi: “Tüm bu devletler, kendi çıkarları için Suriye’yi ve halkını feda etmeye hazır. Bugün yapılan anlaşmaların, yürütülen görüşmelerin hiçbirinde Suriye halkının iradesi yok. Bunlar gizli pazarlıklardır, Suriye halkının yararına değil, tam tersine krizleri derinleştirmeye yöneliktir.”

Foza Yusif, sahil bölgesinde ve Süveyda’da yaşanan katliamların da bu politikaların bir sonucu olduğuna işaret ederek, “Tüm bu saldırılar Suriye’deki krizi daha da derinleştirmeyi amaçlıyor” dedi.

Aynı zamanda uluslararası politikaların yarattığı toplumsal yarılmalara ve radikal grupların etkilerine de değinen Foza Yusif şunları söyledi: “Uluslararası güçlerin politikaları ve Heyet Tahrir el-Şam gibi cihatçı zihniyetler, toplumsal kutuplaşmayı ve nefret söylemini büyüttü. Bunun karşısında, nefret diline karşı ortak bir tavır almak gerekiyor. Tüm kışkırtıcı medya araçlarına sınır koyulmalı. Bizim ihtiyacımız olan şey, nefret ve düşmanlıktan uzak, Suriyeliler arası diyalogu güçlendiren ulusal bir söylemdir. Barış ve kardeşlik söylemi, Suriye halkının gerçek taleplerini yansıtıyor.”

‘Merkeziyetçi sistem büyük tehlike’

Foza Yusif, merkeziyetçi bir sistemin Suriye için büyük bir tehlike olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: “Merkeziyetçi bir yönetim, adeta bir saatli bomba gibi Suriye’yi parçalanma noktasına getirir. Bu nedenle yapılması gereken, tüm halkların kimliğini temsil eden demokratik, çoğulcu ve adem-i merkeziyetçi bir sistem inşa etmektir.”

Kadınların rolüne de özel olarak değinen Foza Yusif, yeni Suriye’nin inşasında kadınların öncülüğünün kritik olduğunu söyleyerek, “Kadınların iradesinin güvence altına alınması, haklarının garanti edilmesi şarttır. Demokratik belediyelerin kadınların öncülüğünde inşa edilmesi, tüm Suriye için bir model olabilir. Kadınlar toplumun yarısı değil; onun kalbi, vicdanı ve aklıdır. Bu nedenle kadınların temsiliyeti olmadan yeni Suriye inşa edilemez” diye belirtti.

Türkiye’nin politikalarına da dikkat çeken Foza Yusif, “Türkiye, Suriye krizini kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek ve derinleştirmek istiyor. Tehditleri, çözüm arayışını engelliyor. Bu nedenle toplum olarak bu politikaların farkında olmalı ve nefret söyleminin yaydığı zehre karşı uyanık kalmalıyız. Çünkü bu söylem, Suriye’nin toplumsal dokusunu parçalayarak iç savaşa sürükleyebilir” dedi.

Konferans, yıllık raporun okunması, siyasi durum değerlendirmeleri ve tartışmalarla devam ediyor.