SERİN MUHAMED

Halep – Halep’te artan güvenlik ve insani gerilimlerin ortasında, Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahalleleri, Suriye geçici yönetimine bağlı cihatçı Heyet Tahrir el-Şam grupları tarafından iki haftadan uzun süredir yoğun kuşatma altında tutuluyor. Bu kuşatma, insanların bölgeye giriş-çıkışının ve temel ihtiyaç maddelerinin (gıda, yakıt, ilaç gibi) ulaştırılmasının neredeyse tamamen durmasına yol açtı. Bu gelişmeler üzerine iki mahalle sakinleri, kuşatmanın kaldırılması talebiyle kitlesel gösteriler düzenledi. Ancak, gösterilere yönelik şiddetli müdahale sonucu yaralanmalar ve ölümler yaşandı; bu durum halkın öfkesini ve tepkisini daha da artırdı.

Anlaşmaya uyulmadı

7 Ekim'de, her iki tarafın da anlaşmayı ihlal etmeme taahhüdüyle Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerindeki tüm askeri operasyonların durdurulması konusunda bir anlaşmaya varıldı. Ancak kuşatma, Şêxmeqsûd çevresinde cihatçı grup üyeleri tarafından yeni güvenlik kontrol noktaları kurulmasıyla farklı bir şekilde uygulanmaya başlandı ve bu da anlaşmanın çökebileceği endişesini artırdı.

Ajansımız iki mahalleden çok sayıda kadınla görüşerek, kuşatmanın günlük yaşam üzerindeki etkilerini sordu.

‘İrademizi kırmalarına izin vermeyeceğiz’

Şêxmeqsûd mahallesinde yaşayan Mona Ahmed, yaşananlara dair şu ifadelerde bulundu:

“Uzun yıllardır bu mahallede yaşıyoruz. Baas rejimi döneminde bombalamalar, hava saldırıları ve kuşatmayla karşı karşıya kaldık. Şimdi ise geçici yönetim bağlı Heyet Tahrir el-Şam cihatçılarının uygulamalarına maruz kalıyoruz. Yaşananlar, Kürt halkını ve önderimiz Abdullah Öcalan’ı hedef alan uluslararası bir komplonun parçası. Ama biz direnişçi halk olarak irademizi kırmalarına izin vermeyeceğiz. İki mahallenin meclisi ile geçici yönetim arasında bir anlaşma yapılmasına rağmen, hükümet bu anlaşmayı ihlal ederek kuşatma ve toprak bariyerleri kurdu. Bu, Suriye toplumunun bileşenleri arasında çatışmayı daha da artırıyor. Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerinde yaşanan ihlallerin son bulmasını ve halkların özgürlüklerine saygı gösterilmesini istiyoruz.”

‘Yıllar öncesine döndük’

Şêxmeqsûd mahallesinde elli yılı aşkın süredir yaşayan Nur Muhammed, “Baas rejimi devrildiğinde güvenli bir hayat ummuştum, ama şimdi yaşadığımız kuşatma ve anlaşmanın ihlaliyle mahallemizde korku yeniden başladı. Yakın zamanda Eşrefiyê mahallesinde Tarık bin Ziyad Parkı’nda bir patlama oldu. Kızımı okula götürürken aniden patlama sesini duydum. Kendimi on beş yıl öncesine dönmüş gibi hissettim, korku yine içimizi sardı” ifadelerinde bulundu.

‘Ülkemizde kalmak istiyoruz’

Kadınlardan Heba Muhammed ise, iki mahallede mazot eksikliğinin yaşandığını belirtti. Özerk Yönetim döneminde durumun daha istikrarlı olduğunu ifade eden Heba Muhammed, ancak kuşatma nedeniyle insanların ve malların hareketinin engellendiğini, mahallelere giriş çıkışlarda büyük zorluklar yaşandığını söyledi. Heba Muhammed, “Geçici yönetim ile en kısa sürede bir çözüme ulaşılmasını ve mahalle sakinlerinin göç etmeyi düşünmemesini umuyorum. Biz ülkemizde kalmak istiyoruz” dedi.

‘Anlaşmaya uyulmasını istiyoruz’

Mona El-Hacer de “Hayat Tahrir el-Şam cihatçılarının saldırılarını ve ihlallerini kınıyorum. İki mahalle sakinlerinin bu kuşatma karşısında birleşmesi gerekiyor. Hükümetin, yapılan anlaşmanın şartlarına uymasını istiyoruz. Demokratik Özerk Yönetim’e bağlı iç güvenlik güçleri anlaşmaya sadık kaldı, hiçbir ihlalde bulunmadı. Kuşatma yüzünden ciddi bir gıda sıkıntısı yaşanıyor, dizel yakıtın girişine engel koyuldu. Dizel yakıt hayatımızın can damarıdır ve kış geliyor. Yaşlılarımız, hastalarımız, çocuklarımız var; umarım bu zor durum daha fazla devam etmez” sözlerine dikkat çekti.