Haber Merkezi- İran ve Rojhilat’ta kadınlara yönelik baskıcı politikaların arkası kesilmezken kadın katliamları da her geçen gün artıyor. 

Kürdistan Devrimci Gençliği, yazılı bir açıklamayla İran ve Rojhilat’ta meydana gelen kadın katliamları ve kadına yönelik şiddeti protesto etti. Açıklamada katliam politikaları ve şiddete karşı mahallelerde, kentlerde ve sokaklarda nöbet tutma çağrısı yapıldı.

‘Kazanmaktan başka seçeneğimiz yok’

Sadece geçtiğimiz hafta boyunca Nigin Rüstemi, Rizvan Nadimi ve Zehra Landi isimli üç kadının İran hükümeti politikaları nedeniyle katledildiği hatırlatılan açıklamada şunlar belirtildi:

“Kadın katliamlarını lanetliyoruz. Ataerkilliğe karşı birlikte mücadele edelim. Kadına yönelik suç ve şiddetin artmasının ana nedenlerinden biri İran İslam Cumhuriyeti’nin politikalarıdır. Kadın düşmanı yönetim biçimlerine, ataerkil kültür ve zihniyete karşı kadın örgütlenmesini büyütmek, kurmak, geliştirmek şattır. Ayrıca mevcut devrimci örgütlenmeler ve kadın örgütleri de ortak mücadele ederek kadın katliamlarının önlenmesi için çalışma yürütmelidir. Devrimci bağlarımızı güçlendirmemiz, her türlü kadın düşmanı politikalara karşı birlikte ortak karşı duruş sergilememiz önemlidir.

‘İslami kapitalizm kendisine kurban arıyor’

Nigin Rüstemi eski eşi tarafından defalarca tehdit edildi, yakıldı ve günlerce hastanede yaşam mücadelesi verdi. Rizvan Nadimi eski eşi tarafından Zehra Landi ise erkek kardeşi ve eşi tarafından katledilmiştir. Bu katliamlar İran halkının devrimci ayaklanmasının üzerinden 5 aydan fazla zaman geçmişken meydana geliyor. Bu katliamları 43 yıllık katliam politikalarından ayrı tutamayız. İslami kapitalizm kendisine kurban arıyor ve bu da kadınlar oluyor. Zorunlu başörtüsünü yakan İranlı kadınlar sadece İran yasalarına karşı değil aynı zamanda bölgedeki tüm gerici güçlere karşı başörtüsünü yaktığını ilan etmiştir. Birlikte yaktığımız başörtülerinin ve kadınlara dayatılan gerici yasaların küllerinden mücadele açığa çıkartalım.

‘Ortak mücadeleyi örmeliyiz’

Devrimci duruşu ortaya çıkartarak kadın ve erkekler el ele vermeli, bizleri geriye doğru çeken her türlü geri zihniyete karşı ortak mücadeleyi örmeliyiz. Başta kadınlar olmak üzere kent kent ve sokak sokak kadına yönelik her türlü suça karşı ikili, üçerli gruplar halinde mahallelerimizde yaşamımızın ve kadınların güvenliği için nöbetler tutabilir ortaklaşmayı derhal pratiğe dönüştürebiliriz. Kazanmaktan başka seçeneğimiz yok, önce yaşamlarımızı ve özgürlüğümüzü sağlamalı ve zaferi kendi ellerimizle yaratmalıyız.”