Komisyonda konuşan İHD: Abdullah Öcalan’la görüşülmeli
Meclis komisyonunda konuşan İHD yöneticileri, çatışmalı sürecin 39 yılını rapor ettiklerini ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile komisyonun bir an önce görüşmesi gerektiğini belirterek taleplerini sundu.

Haber Merkezi- Kürt sorununun çözümü için Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 5’inci toplantısında konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileri, İHD’nin yaşanan çatışmalı sürecin 39 yılını rapor altına aldığını belirterek, komisyonda yer almak istediklerini belirtti. İHD yöneticileri komisyona öneri ve taleplerini de yazılı olarak iletti.
İkinci oturumun ilk sözünü alan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, sivil toplum örgütlerinin komisyonla nasıl bir ilişki kuracağının yasal çerçevesinin belirlenmemiş olmasına ilişkin eleştirilerde bulundu. Hüseyin Küçükbalaban, komisyonun 6 aylık bir süreyle çalışacak olmasının da yeterli olmayacağını ve ek uzatma sürelerinin de 100 yıllık Kürt sorununu tartışmaya yetmeyeceğini ifade etti. Gelinen aşamada komisyonun çatışmanın taraflarını dinleyecek bir programa sahip olmamasını da eleştiren Hüseyin Küçükbalaban, “Çatışmaların ve şiddetin sona ermesi konusunda ciddi bir çabanın sahibi olan Abdullah Öcalan'la görüşme konusunun komisyonun gündeminde olmadığını ne yazık ki biliyoruz. Basına yansıyan bilgilere göre ikinci toplantıda güvenlik bürokrasisi dinlenmiştir. Şüphesiz bu güvenlik bürokrasisinin dinlenmesi kapalı bir toplantının yapılması önemlidir ancak, akabinde hemen Abdullah Öcalan'la da görüşülmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz” diye konuştu.
Komisyonun Kürt sorununu şiddet zemininden çıkarmak gibi bir amaç edindiğini ve bu amacın gerekliliklerinin olduğunu belirten Hüseyin Küçükbalaban, silahlarını imha eden Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun da sürece dahil olması gerektiğine işaret etti.
‘Raporlar en az rakamları gösteriyor’
Çatışmalı sürecin 39 yılını rapor altına aldıklarının altını çizen Hüseyin Küçükbalaban, İHD verilerini komisyona sundu. Yaşam hakkı ihallerinin verisini açıklayan Hüseyin Küçükbalaban, “Derneğimizin ulaşabildiği bu rakamlar aslında rapor altına alabildiğimiz rakamlardır. Bunlar aslında en az rakamlardır. Bizim verilerimize göre 36 bin 409 insan bu süreçte hayatını kaybetmiş. Bunların içerisinde 9 bin 454 kişi sivildir. Bunun yanında çatışmanın tarafı olmayan insanlar da hayatını kaybetmişler” diye ekledi.
‘Barış için çalışmalarımızı sürdüreceğiz’
Ardından konuşan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Vetha Aydın Yüksel ise İHD’nin kurulduğu yıldan itibaren barışı savunduğunu belirtti. Vetha Aydın Yüksel, Özellikle Kürt meselesinde yaşanan hak ihlallerini rapor altına aldıklarını belirterek, “1990 yıllarında yaygınlaşan çatışma ve şiddetle birlikte göz altında kayıplar, faili meçhul cinayetler, köy boşaltmaları ve buna benzer ağır insan hakları ihlallerinin de dahil olduğu bir sürü hak ihlalini takip edip, bunları raporlaştırmış ve bu raporları da kamuoyuyla paylaşmış bir derneğiz” dedi.
Vetha Aydın Yüksel, İHD’nin yaşananları rapor altına alan ve aynı zamanda bu süreçleri de yaşayan bir dernek olmasının da önemini belirtti. Komisyonun çalışmalarının bir parçası olmak istediklerinin ve İHD’nin 7 bölgede 26 şubesiyle, 11 temsilciliğiyle ve 8 binin üzerinde üye ve gönüllü aktivistleriyle çalışmalarını yürüttüğüne vurgu yaptı. Vetha Aydın Yüksel yaptıkları çalışmaların göz önüne alınması gerektiğine işaret ederek, “Bu çalışmalar sonucunda da ortaya çıkan öneri ve görüşlerinizi hem bu komisyona hem de oluşturulacak alt komisyonla birlikte dile getirip bu topraklara bir an önce barış gelmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğimizi ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Talepler
Sonrasında söz alan İHD Amed Şube Eşbaşkanı Ercan Yılmaz ise Kürt meselesinin çözümü için kapsayıcı çerçeveye, insan haklarına saygıya, demokratikleşme ve eşit yurttaşlığa ihtiyaç olduğunu bu temelde tartışmaların yürütülmesi gerektiğini belirtti. Çözüme ancak tüm tarafların tespit ve önerilerini özgürce ifade edebilecekleri bir siyasal iklimde ulaşılabileceğine vurgu yapan Ercan Yılmaz, “Bu bağlamda Türkiye'de kalıcı barışın tesisi için İnsan Hakları Derneği olarak önerilerimizi komisyonla paylaşmak istiyoruz. Önerilerimizin bir kısmı mevzuat değişikliği gerektiriyor. Bir kısmı ise herhangi bir mevzuat değişikliği olmadan alınan hukuksuz idari kararların ortadan kaldırılması, keyfi uygulamaların son durmasıyla bile hayata geçiriliyor” diyerek önerilerini şu şekilde sıraladı;
“* Komisyonun PKK militanlarının silahsızlanması ve toplumsal yaşama katılmaları için gerekli yasal düzenleme hazırlıklarına başlayarak bu konuda olumlu dünya deneyimlerinden ve uzman kişilerden faydalanması gerektiğini düşünüyoruz.
* Komisyon tarafından yapılacak çalışma ile Kürt toplumunda manevi değeri yüksek olan Şeyh Said, Seyid Rıza ve Said Nursi gibi büyüklerin mezar yerlerinin açıklanarak naaşılarının ailelere teslim edilmesi gerekmektedir. Bu husus toplumun sürece güveni güvenini artıracağı gibi onlarca yıldır devam eden kişilerin yakınlarını gömebilme hakkının ihlalini de sona erdirecektir.
* Kürtçenin Kürk meselesindeki önemi dikkate alınarak ana dil hakkı güvence altına alınmalı. Ana dilde eğitim, yayıncılık ve kültürel faaliyetler yasal güvenceye kavuşmalıdır. Komisyonun tavsiyesiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 17-29 ve 30. maddelerinde konulan çekicilerin kaldırılması sağlanması gerekmektedir.
* Kürt meselesinde güvenlikçi yaklaşımların bir sonucu olarak uygulanmaya konulan ve belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını düzenleyen kanun maddesinin iptalini sağlayacak yasa değişikliği meclise sunulmalı. Avrupa yerel yönetimler özelliği şartına konulan çekincelerin kaldırılması Meclis’e tavsiye edilmelidir.
*Politik mahpuslar açısından ayrımcı uygulamalar doğuran terörle mücadele kanununun kaldırılması, infaz kanununun eşitlik ilkesi dikkate alınarak değiştirilmesi, keyfi uygulamalarıyla kamuoyunda gündem olan idari ve gözlem kurullarının kaldırılması, bir insan hakları krizine dönüşmüş olan hasta mahpusların tahliye edilmemeleri yönündeki engellerin kaldırılması komisyon tarafından hazırlanacak olası bir yasa tasarılarıyla Meclis’e tavsiye edilebilir.
*İç hukukta uygulanması zorlu zorunlu olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi ihlal kararlarının yerine getirilmesi yönündeki politik engellerin ortadan kaldırılması için komisyon tarafından çalışmalar yapılmalıdır.
* Özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış olan mahpusların umut hakkına dikkat çeken Siyasi gerekçelerle gerçekleşen tutuklanma kararlarının hak ihlali sayıldığı, başta yaşam hakkı olmak üzere işkence, kötü muamele, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkıyla ilgiyi verilmiş olan ve yine aynı mahkeme kararlarının kararları doğrultusunda yasa değişikliği ve yasa değişikliği tekliflerinin Meclis’e sunulması gerekmektedir.
*Bir Türkiye gerçeği olan gözaltında zorla kaybetme ve faili meçhul cinayetlerinin araştırılması amacıyla hakikat ve adalet komisyonu kurulması gerekmektedir. Bugün cumartesi insanlarını ve barış annelerini de dinlediniz.
*Türkiye'deki zorla kaybetme gerçeğiyle hesaplaşılabilmesi için Birleşmiş Milletler bütün kişilerin zorla kaybedilmesinden korunmasına dair uluslararası sözleşmeye taraf olunması konularında komisyon tarafından meclise tavsiyede bulunulmalıdır. Yargı pratiği haline dönüşen cezasızlık kültürü ile mücadele edilmeli, insan hakları ihlallerine karışan kamu görevlilerinin etkin şekilde etkin şekilde yargılanabilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
*Derneğimiz verilerine göre 2004-2014 yılında hazırlamış olduğumuz Toplu Mezarlar Raporu'na göre Türkiye genelinde henüz açılmamış 309 toplu mezar ve bu mezarlar içerisinde en az 3 bin 920 insan naaşı bulunmaktadır. Söz konusu toplu mezar iddialarının araştırılması için bağımsız bir araştırma komisyonunun kurulması ve Minnesota protokolüne uygun bir şekilde kazı işlemlerini yapılması.”