Haber Merkezi- Kürdistan Kadın Toplulukları (KJK) Koordinasyonu, Jin Jiyan Azadî devriminin üçüncü yılı vesilesiyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Demokratik İran’ın yolu Jin Jiyan Azadî’den geçiyor” denilerek, halklara devrimi büyütme çağrısı yapıldı.

KJK’nin açıklaması şu şekilde:

“21.yüzyılın kadın yüzyılı olduğu tezinin en güzel ifadesi olan Jin, Jiyan, Azadî devriminin 3.yılında Jina Amini, Şilêr Resulî, Nikaşa Keremi, Komar Deruftadi, Zekeriya Xeyal ve Minu Mecidi şahsında tüm devrim şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Şehitlerin, uğruna canlarını feda ettikleri özgür, eşit, adil ve onurlu bir yaşamı inşa etme sözümüzü yeniliyoruz. Onların en büyük özlemleri olan demokratik İran ve Kürdistan`ı inşa ederek, bize emanet ettikleri hayallerini gerçekleştirme sözümüzü veriyoruz.

Yine devrimin 3. yılı, başta Jin, Jiyan, Azadî devriminin mimarı olan Önder Apo`ya, devrimde şehit düşen gençlerimizin değerli ailelerine, tüm kadınlara, İran halklarına ve insanlığa kutlu olsun diyoruz. Ayrıca 8 Eylül ve 13 Eylül’de gerçekleşen Jin, Jiyan, Azadî konferansının başta kadınlar olmak üzere tüm katılımcılarını selamlıyor ve bu konferansın Jin, Jiyan, Azadî felsefesinin her yerde örgütlendirilmesine vesile olmasını diliyoruz.

Direnişin başlangıcı

22 yaşındaki Jina Amini`nin 13 Eylül 2022 tarihinde başını örtme kurallarına uymadığı bahanesiyle göz altına alınıp, sözde ahlak polisleri tarafından, işkenceyle 16 Eylül tarihinde katledilmesi ardından 17 Eylül`de gerçekleşen cenaze töreni Jin, Jiyan, Azadî devriminin de başlangıcı olmuştur. Bu anlamıyla 16 Eylül 2022 tarihi, başta kadınlar olmak üzere tüm İran ve dünya halklarının direniş tarihinde bir dönüm noktasını ifade etmektedir. İran rejimi, Jina Amini şahsında tüm kadınlarda ve halkta bir korku atmosferi oluşturmak isterken, tam tersine halkın korkusuzca ve öfkeyle devrime yürümesine tanık oldu.   

Dünya bir devrime şahitlik etti

Dünya, tarih boyunca birçok devrime şahitlik etmiştir. Fakat her devrim, toplumsal özellik taşımadığı gibi hem kadın devrimi olma, hem yerel hem de evrensel olma özelliklerini birlikte taşımamıştır. Bu anlamda Jin, Jiyan, Azadi devrimi, hem kadınların öncülük etmesiyle hem 7`den 70`e tüm halkı içine çekmesiyle hem de sınırları aşmasıyla halkların direniş tarihinde yerini almıştır.

Jin, Jiyan, Azadî devrimi sadece kadınların değil, erkek egemen anlayışları yıkarak, kadının katledilmesinin, yaşamın katledilmesi olduğunu gören ve kadına yoldaş olmak isteyen erkeklerin de sahiplendiği, öncülük ettiği bir devrim niteliğindedir. Kadınlar ve erkeklerin yan yana, aynı amaç için yürüdüklerinde yani yoldaş olduklarında nelerin başarılacağını tüm insanlığa göstermiştir. Bu anlamıyla da Jin, Jiyan Azadî devrimi esasında zihniyet, kültür ve kişilik devrimidir. Tüm toplumsal kesimler tarafından sahiplenilmesinin dünyaya verdiği en önemli mesaj ise kadının özgürlüğünün tüm toplumsal sorunları çözecek kilit nokta olduğudur.

Sihirli formül, sihrini tüm dünyaya yaymayı başarmıştır

Jin, Jiyan, Azadî sloganı İranlı ve Kürt kadınlarına olduğu kadar dünya kadınlarının da direnişlerine meyil vermiş, mihveri olmuştur. Slogan tüm dünyada yankı bulurken, gerici, totaliter, ulus-devletçi kapitalist hegemon erkek zihniyetine karşı duran dünya kadın hareketleri açısından da bir özgürlük manifestosu niteliği almıştır. Önder Apo`nun ifade ettiği biçimiyle Jin, Jiyan, Azadî sihirli formulü, sihrini tüm dünyaya yaymayı başarmıştır.

Bu sihirli formülün etkisi karşısında çaresiz kalan İran rejimi ise faşizan uygulamalarına devam ediyor. Jin, Jiyan, Azadî devrimi sırasında yüzlerce insanımızı katletmişken, devrimin 3. yılında da devrime öncülük eden, eylemlere katılmış olan gençleri tutuklamaya ve idam etmeye devam ediyor. Bu faşizan uygulamalarıyla adete devrimin intikamını almaya çalışıyor. Fakat İran rejiminin tüm gerici uygulamalarına rağmen İran halklarının özgürlük tutkularının önünü alamayacağı her geçen gün daha fazla açığa çıkan bir gerçeklik olmaktadır. Çünkü Jin, Jiyan, Azadî bir slogan olmayı aşarak yaşam düsturu haline gelmiştir.

Yüzlerce yıl birlikte ve özgürce yaşamış olan İran halklarına dayatılacak her türlü baskı, İran rejimini yıkılmanın eşiğine biraz daha yaklaştırmaktadır. İran devleti binlerce yıla dayanan çok kültürlü ve özgür yaşam geleneğinin aksine başta kadınlar olmak üzere tüm İranlı halklara uyguladığı bu baskı rejimiyle aslında kendi sonunu kendi elleriyle hazırlamaktadır. Oysa güçlü bir İran`ın yolu, başta kadınlar olmak üzere tüm halkların özgürlüklerini ve özgünlüklerini tanımaktan geçer. İran’da yaşananlar göstermektedir ki ulus-devlet gömleği halklara dar gelmekte ve her gün, her yerinden yırtılmaktadır.

İran halkları ise bu faşist rejimin tüm uygulamalarına karşı ayakta olmaya, direnmeye devam ediyor. Özellikle kadınların direnişi İran zindalarında devam ederken, Jin, Jiyan, Azadî devriminin başlayıp sona eren bir devrim olmadığı, aksine her faşizan uygulamaya karşı büyüyerek devam ettiği mesajını vermeye devam ediyor. Bizler de devrimin 3.yılı vesilesiyle Zeynep Celaliyan, Gulrux Irayi, Werişe Muradi, Pexşan Azizi ve Şerife Muhammedi şahsında İran zindanlarında direnen tüm kadınların direnişlerini selamlıyoruz.

Direniş ‘Kadın Konfederalizminin’ zeminini de güçlendirmiştir

Jin, Jiyan, Azadî devrimi aynı zamanda Ortadoğu Kadın Devriminin ve Dünya Demokratik Kadın Konfederalizminin zeminini de güçlendirmiştir. Kadına karşı sınır tanımadan örgütlü güç haline gelen hegemon erkek anlayışına karşı, kadınların da örgütlenerek direnmelerinin önemini bir kez daha ortaya koymuş ve bu ortak ruhu açığa çıkarmıştır.

İçinde barındırdığı ideolojiyle Jin, Jiyan, Azadî devrimi sadece İran halklarının ve kadınlarının değil tüm kadınların devrimidir, dünya devrimidir. Bu nedenle savunulması ve büyütülmesi de herkesin sorumluluğundadır. Devrimin 3. yılı vesilesiyle Demokratik İran`ın yolu Jin, Jiyan, Azadî devriminden geçer diyerek, başta kadınlar olmak üzere tüm İran halklarını ve dünya halklarını Jin, Jiyan, Azadî devriminde ısrar etmeye, başta devrim şehitleri olmak üzere tüm değerleri korumaya, büyütmeye çağırıyoruz. “