KJAR’dan süresiz açlık grevindeki Werişe Muradî için açıklama

Werişe Muradî’nin başlattığı süresiz açlık grevine ilişkin açıklama yapan KJAR tüm uluslararası kurumlara ve kadınlara çağrı yaparak, “Yoldaşımızın yanında yer alın ve ona destek olun, halkın sesi olun.” dedi.

Haber Merkezi- KJAR Evin Cezaevi'nde tutuklu bulunan Werîşe Muradî’nin başlattığı süresiz açlık grevine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada emekçi ve özgürlük için mücadele eden tüm kadınların sesi olduğunu ifade ederek herkesi Werîşe Muradî’ye destek olmaya çağırdı.

İnsan hakları aktivisti ve KJAR (Doğu Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu) üyesi Werîşe Muradî, 5 gün önce, idam cezalarına ve siyasi tutsakların durumuna karşı, idam cezalarının durdurulmasına dair uluslararası bir gün olan 10 Ekim Ölüm Cezasıyla Mücadele Günü’nde açlık grevi eylemine başladı.

Werişe Muradî, dün yayınladığı bir mektupla açlık grevi eyleminin süresiz açlık grevi eylemi olduğunu kaydetti ve eylemlerinin nedenini geniş bir şekilde ele alarak kamuoyuna duyurdu.

KJAR’ın yaptığı açıklama şu şekilde:

“Üçüncü dünya savaşı, farklı aşamalarıyla Ortadoğu’da devam etmektedir. Bu savaş, sınır tanımayan ulus-devletlerin ahlaki sınırları kaldırmasıyla devam etmektedir. Bu savaşlar, dökülen kanın ve bölgedeki halkların, özellikle kadınların acılarının bir ifadesi olarak, demokrasinin yokluğunu temsil etmektedir. Bölgedeki faşizm ve sonuçları, yalnızca bir soykırımdır.

İran rejimi, yıllardır iç muhalefeti susturup, ülke dışına yayılmış bir savaşı sürdürmeye çalışan ulus-devletlerden biridir. Bu siyaset, tamamen erkek egemen zihniyetinin bir temsili olup, temel amacı iktidar inşasıdır.

Bu bağlamda devletin çıkarları halkın ve toplumsal sınıfların çıkarlarının önündedir. Günlük olarak yeni fetvalar, yasalar ve projelerle yönetilen bu devlet, cinsiyet ayrımcılığı, milliyetçilik ve dini temellere dayanmaktadır. Amaçları, toplumsal iradeyi yok etmek ve sessizliği dayatmak.

Devlet, egemenliğini sağlama çabasındadır ve bunu sağlamak için şiddeti ve kan dökmeyi bir yöntem olarak kullanmıştır. Hükümetin zayıflattığı toplum, halklar arası birlikteliği ve özellikle zindanlardaki kadınların sesini iktidarın kalbine korku salan bir hale getirmiştir.

Devam eden memnuniyetsizlikler ve özgürlük yanlılarına uluslararası düzeyde verilen destek, rejimi daha da korkutmuştur. Özgürlükçü güçlerin hapishanelerde susturulmaya çalışılması ve dışarıda sessizliğin dayatılması, bu susturmayı örtbas etme çabasıdır.

Fiziksel, ruhsal baskılar ve idam cezalarının uygulamaya konulması geçtiğimiz yıl içerisinde her gün daha da arttı. Ancak bu baskı ve işkenceler, zindanlardaki direnişçi kadınlar üzerinde bir etki yaratmamaktadır. Yoldaşımız Werîşe Muradî, 2023 yılının sonbaharında tutsak edilen öncü kadınlardan biridir ve şu anda Evin Cezaevi’nde tutulmaktadır.

Arkadaşımız, psikolojik işkenceye maruz kalmakta ve kendisine avukatlarıyla ya da ailesiyle görüşme izni verilmemektedir. Ancak artan baskılara ve işkencelere rağmen, sürekli olarak kendi sesini ve diğer siyasi tutsakların sesini topluma duyurmaya çalışmaktadır. Birçok kez idam cezasına karşı Şerife Muhammedi ve Pexşan Ezîzî ile ilgili mektuplarını paylaşmış ve tüm kadınlarla birlikte idam cezalarına her şekilde karşı çıkmıştır. Bu sebeple, Ölüm Cezasıyla Mücadele Günü’nde Evin Cezaevi’nden bir mektup yazarak mevcut duruma dikkat çekmiş ve özgürlükçü direnişçilere karşı yapılan saldırılara karşı bir açlık grevi eylemi başlatmıştır. Bu eylemin duyurulması idam cezalarına karşı küresel mücadelede yer almanın bir gerekliliğidir ve İran rejiminin baskıcı politikasına karşı bir duruştur.

Yoldaşımız Werîşe Muradî toplumun sesidir. Özellikle her gün İran İslam rejiminin saldırılarına maruz kalan emekçi kadınların ve aynı zamanda özgürlük için mücadele eden tüm kadınların sesidir. Bizler, Doğu Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu olarak, tüm aktivist kadınlara, direnişçilere, özgürlük yanlısı topluluklara, ulusal ve uluslararası kuruluşlara ve örgütlere çağrıda bulunuyoruz: Yoldaşımızın yanında yer alın ve ona destek olun, halkın sesi olun. İdam cezasına dayalı bu zalim siyaseti sonlandırmak için İran İslam rejiminin ülke dışındaki suçlarını savaş adı altında örtbas etmesine izin vermeyin.”