‘Kazanımlarımızı korumak için yeni nesil liderler yetiştirmeliyiz’

Kadın Liderlik Ağı Üyesi Amira Al-Nafzaoui, Tunus’ta kadın hakları konusunda yasaların uygulanmadığını belirterek, kadın kazanımlarının korunması için yeni nesil liderlerin yetiştirilmesi gerektiğini kaydetti.

İHLAS HAMRUNİ

Tunus- Tunus’ta kadına yönelik şiddet her an yükselişte olan bir olgu haline geldi. Ülkede kadınların korunmasıyla ilgili birçok yasa var olmasına rağmen bunların uygulanmasında aksaklıklar yaşanıyor. Özellikle şiddetin yayılması ve kamusal hayata katılımın sınırlı olması nedeniyle Tunus'ta birçok kadın çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Kadın Liderlik Ağı’nda faaliyet yürüten Amira Al-Nafzaoui, şiddet artışıyla dikkatleri çeken Kairouan ve Sidi Bouzid kentlerinde kadınların yaşadıkları sorunlar hakkında ajansımızın sorularını yanıtladı.

*Kadın Liderlik Ağı’nın faaliyetleri nelerdir?

Kadın Liderlik Ağı, Ağustos 2022'de kurulan ve 58 dernekten oluşan, eşitsizlik açığını kapatmayı ve cinsiyete dayalı tüm ihlalleri izlemeyi amaçlayan bir ağdır. Kairouan ve Sidi Bouzid şehirlerinde ve komşu bölgelerde farkındalık yaratmak ve kadın liderlerin haklarını savunmak için çalışıyor. Yürüttüğümüz en önemli faaliyetlerden biri milletvekili seçimi kampanyasına katılan 16 kadınla eğitim yapmak oldu. Ayrıca kadınlara, kadına oy verme çağrısında bulunmak üzere bilinçlendirme kampanyaları da yürüttük. Kadın gerçekliğinin izlenmesi için bir saha çalışması hazırladık. Ekonomik, sosyal, cinsel ve üreme hakları ile kadınlara yönelik şiddet, siyasi ve sivil katılım konusunda faaliyetlerde bulunduk.

Önümüzdeki zamanlarda ortaklıklar kurma ve genişleme aşaması olarak tanımladığımız ikinci aşamaya geçeceğiz. Kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğe ilişkin bir izleme raporu sunmak için çalışmalar yürüttük. Raporda alternatifler ve öneriler sunduk. Konu hakkında birçok basın toplantısı düzenledik. 2022 parlamento seçimleri için Sidi Bouzid'de 11 ve Kairouan'da 5 kadın adayın ifadelerini inceledik, bunlardan sadece biri ikinci tura çıktı ve sadece temsiliyet elde edildi. O dönemde parlamento, ağın onları desteklemek ve eğitmek için gösterdiği çabalara rağmen sonuç istenilen düzeyde olmamış, fiili ve gerçek temsilin yüzde 0,01'ini bile ifade etmemiştir.

*Kadınların siyasi hayata katılımına ilişkin doğru değerlendirme nedir?

Genel olarak kadınların katılımı zayıf kabul ediliyor, çünkü kadınların çoğunluğu pek çok zorlukla karşılaşıyor, Bunun en önemli nedeni eşitlik ilkesinin olmaması ve erkek zihniyetinin hakimiyeti. Yukarıda adı geçen iki şehirde birçok kadın aday, erkek rakipleri tarafından şiddete maruz kaldılar, öyle ki içlerinden biri seçim kampanyasında ve hatta sosyal medya kullanımında ailesinin bariz müdahalesine maruz kaldı.

Daha önce Sidi Bouzid ve çevresinde 198 kişinin katılımıyla yapılan çalışmada kadınların katılım oranı yüzde 60, erkeklerin ise yüzde 40’tı. Erkekler kadınların siyasi ve sivil hayata katılımına destek verdiklerini ifade etseler de kadınlar aile içinde kararların erkekler tarafından alındığını söyledi. Aile içinde kararların alınmasında kadınlar ikincil konumda olurken, kadınlar sadece çocukların yetiştirilmesi ve ev işlerinden sorumlu tutuluyor. Tunus'a özgü değil, çeşitli Arap toplumlarında kadınların yaşadığı ortak bir gerçeği ifade ediyor.

*Kadına yönelik şiddet olgusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadına yönelik şiddet, çeşitli şehirlerde yaygın bir olgudur. Bazı kadınlar şiddeti rahat ifade edebilirken, bazıları da konuşmaktan çekindi. Tüm resmi raporlar, toplumumuzda şiddetin endişe verici derecede yaygın olduğunu gösteriyor. Kairouan kadın katliamları açısından beşinci sırada, Sidi Bouzid ise aile içi şiddetin yayılması açısından birinci sırada yer alıyor. Bu da kadınların yaşadığı zorlukların gerçekliğini yansıtıyor. Ayrıca iki şehirde köylü kadınların uğradığı ekonomik şiddet de var. Kadınların tarım alanında sömürülmesi bariz şekilde sistematik bir şiddet biçimidir. Yetkililerin ve sivil toplumun da bilgisi var ancak rastgele ulaşım sorunu kadınların hayatına mal oluyor.

*Tunus yasaları kadınları koruyabiliyor mu?

Tunus, Kişisel Statü Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu ve bu alanda uluslararası düzeyde en ileri kanunlardan biri olarak kabul edilen kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 2017 tarihli 58 sayılı Kanun da dahil olmak üzere kadınların korunmasına ilişkin çok sayıda kanuna sahiptir. Ancak mevcut kanunlar uygulama açısından bocalamaya devam etmiştir. Bu nedenle Tunus'ta kadınları koruyan kanunların etkileyici ve harika olduğunu ancak uygulama düzeyinde, özellikle cezalar konusunda oldukça zayıf olduğunu söyleyebiliriz.

*Kadın aktivistler kadın haklarını daha güçlü nasıl savunabilir?

Kadın aktivistlerin, özellikle de 1993'teki kuruluşundan bu yana istismara uğrayanlar için bir sığınma merkezi açan Tunus Demokratik Kadınlar Derneği'ndeki aktivistler de dahil olmak üzere, kadına yönelik şiddet hakkında ilk konuşanların yaptıklarının saygıyı hak ettiğini düşünüyorum. Kadına yönelik şiddetin sona ermesi için çok çalıştılar. O dönemde geçerli olan siyasi yasağa rağmen Ocak 2011 devriminden önce Tunus Demokratik Kadınlar Derneği, Kalkınmada Kadın Araştırmacılar Derneği ve Tunus Kadın Haklarını Savunma Birliği ile kadınların o dönemde elde ettiği kazanımların korunması ilkesine bağlı kalarak mücadelesini sürdürdü.

Kadınların daha gidecekleri çok yol var ve kadınların kazanımlarını korumak için yeni nesil liderler ve aktivistler yetiştirmeleri gerekiyor. Kazanımların geliştirilmesinden ziyade bunların nasıl korunacağından bahsediyoruz. Ancak kadınların hiçbir şey başaramadığını söyleyemeyiz. Tam tersine çok şey başardılar. Kanunların ve mevzuatın gelişmesini sağladılar.

*Kadınlara mesajınız nedir?

Tunuslu kadınlarla her zaman dayanışma içinde olmamız, kazanımlarımıza sahip çıkmamız, daha önemli ve daha iyi olana yönelmemiz gerektiğini, ataerkil zihniyet dahil tüm gericilere karşı savaşçı olmamız gerektiğini söylüyorum. Partiler kadın-erkek eşitliği ilkesini hayata geçirmeli ve tüm topluma hizmet etmeli.