“Kayıplar bulunsun” eylemi 748’ince haftasında

Amed’te “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 748’inci haftasında, 1994 yılında Amed’in Bismil ilçesinde kaybettirilen Selahattin Akbulut’un faillerinin akıbeti soruldu.

Amed- İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eylemlerinin 748’inci haftasında Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde açıklama yaptı. Açıklamada faili meçhul şekilde katledilenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankart açıldı. Kayıp yakınları bu hafta 1994’te Amed’in Bismil ilçesinde gözaltına alındıktan sonra katledilmiş bulunan Selahattin Akbulut’un faillerini sordu.

‘Güvenlikçi politikalarla bir yere varılamaz’

Açıklamada konuşan İHD Amed Şube Başkanı Abdullah Zeytun, seçim öncesinde artan saldırıların seçim sonrasında da devam ettiğine dikkat çekti. Cizîrî’de ev baskınında yaşanan polis şiddetini, Panos Belediye Eşbaşkanlarının gözaltına alınmasını ve uzman çavuşun sürdüğü aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren 5 yaşındaki Erdem Aşkan’ı hatırlatan Abdullah Zeytun, Kürt sorununda güvenlikçi politikalar nedeniyle hak ihlallerinin devam ettiğini ve muhalefetin buna sessiz kaldığını söyledi. Abdullah Zeytun, Kürt sorununda güvenlikçi politikalarla bir yere varılamayacağına vurgu yaptı.

‘Sivil giyimli 5 kişi Beyaz Toros’a bindirdi’

Daha sonra katledilen Selahattin Akbulut’un hikâyesi İHD Amed Şubesi Kayıplar Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz tarafından okundu. Katledilen Selahattin Akbulut’un faillerinden ikisini ailesinin tanıdığını dile getiren Fırat Akdeniz, şunları aktardı:

“Selahattin Akbulut, evli ve on bir çocuk babasıydı. Koruculuğu kabul etmediği için sık sık devlet güçleri tarafından baskıya maruz kalıyordu. Aynı nedenle birkaç defa gözaltına alındı ve ölümle tehdit edildi. 21 Haziran 1995 tarihinde ailesiyle birlikte ikamet ettiği Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Tatlıçayır köyüne jandarma tarafından baskın düzenlenir. Jandarma köydeyken beyaz renkli Toros marka bir araçla gelen sivil giyimli beş kişi karakolda ifadesinin alınacağını söyleyerek, Selahattin Akbulut’u zorla araca bindirir. Ailesi gelen beş kişiden ikisini tanıyordu. Bunlar, Mehmet ve Levent adlı askerlerdi.”

‘Kurşunlanmış cansız bedeni bulundu’

Akbulut ailesine, Bismil Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı başvuruda sözlü olarak Selahattin Akbulut’un gözaltına alındığının kabul edildiğini ancak daha sonra gözaltına alındığının reddedildiğini aktaran Fırat Akdeniz, şöyle devam etti:

“Selahattin Akbulut’un kimi tanıdıkları onu gözaltına alındıktan 25 gün sonra Diyarbakır Ayhan Taksi Durağı civarında askerlerin arasında gördüğünü söyledi. Akbulut’un vücudunda yoğun işkence izleri ve kurşunlanmış cansız bedeni 26 Şubat 1996 tarihinde Bismil ilçesine bağlı Işıklar köyü (Goma) Kuruçay deresinde kuma gömülü halde bulunur. Bismil İlçe Komando Tabur Komutanı İzzet Cural hakkında soruşturma dahi açılmaz, tam aksine İzzet Cural Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Daire Başkanlığı görevine terfi ettirilir. O tarihten günümüze Selahattin Akbulut’un failleri hakkında herhangi bir cezai yaptırım uygulanmadı.”

 Açıklama, bir dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.