Kayıp yakınları Amed’de 824’üncü kez buluştu
Kayıp yakınları, Amed’de asker ve polis kurşunuyla katledilen İslam Terkoğlu, Mümine Sincar ve Tayibe Sincar için adalet talebinde bulundu.
Amed- İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, 1990'lı yıllarda gözaltında ve faili meçhul cinayete kaybedilen kişilere dair haftalık eylemlerini bu hafta da sürdürdü.
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, Amed’de eylemlerinin 824’üncü haftasında Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde buluştu. Kayıplar ve faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı açıklamaya, sivil toplum örgütlerinden çok sayıda kişi katıldı.
Açıklamada konuşan İHD Şubesi Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'ne işaret ederek, "25 Kasım biz kadınlar için özel bir gündür. Özelliği, kadın mücadelesinin her geçen yıl daha çok arttığını gösteriyor olmasıdır. Kadın ve çocuk ölümleri her geçen gün artıyor. Kadınlar olarak yaşananları kınıyoruz. Tek bir kadın kalana dek mücadelemiz sürecek" dedi. Suzan Mehmetoğlu, konuşmasında Dêrsim ve Pulur (Ovacık) belediyelerine kayyım atanmasına tepki gösterdi. KESK Kadın Meclisi üyesi Hatun Leyla Tuncer, "Annelerimizin direnişini, direncini saygıyla selamlıyoruz. Failler yargılanana kadar annelerimizin yanındayız" dedi.
Kız kardeşler katledildi
Bu haftaki eylemde, 27 Haziran 1994 tarihinde katledilen Mümine Sincar ve Tayibe Sincar'ın hikayesi okundu. İHD Kayıp Komisyonu üyesi Berfin Elçi, şöyle konuştu:
"27 Haziran 1994 tarihinde PKK militanlarının Mêrdîn Mahsert (Ömerli) ilçesinde kamu binalarına yönelik silahlı saldırısından sonra gece operasyon yapan Özel Harekât Timleri, Mümine ve Tayyibe Sincar’ın evine baskın yapar. Ev baskını aile damda uyurken yapılır. Baskın direkt Tayyibe Sincar’a yönelik yapılmıştır. Özel harekatçılar silahlarını Tayyibe Sincar’a doğrultur. O sırada kız kardeşi Mümine ablasının üzerine kapanır. Polisler, ateş ederek iki kız kardeşi orada katleder. Olaydan sonra askerler köye gelip cenazeleri almak ister ancak aile ve köylüler buna izin vermez. Savcı gelir ve olay mahallinde rapor tutar. 36 tane M-16 kovanın bulunduğu tutulan rapora geçirilir. Ailenin tüm talep ve ısrarına rağmen savcı otopsi yaptırmaz. Askerler aynı gün köy muhtarı Mehdi Aksoy’u gözaltına alıp, 30 saat sorguladıktan sonra serbest bırakır. Köye gelen askerlerin başındaki komutan ‘Eğer koruculuğu kabul etseydiniz, başınıza bunlar gelmezdi’ der. Aile, Ömerli Savcılığı'na polisler hakkında suç duyurusunda bulunur. Ancak tüm hukuki mücadeleye rağmen sonuç alınamaz ve bu olay failli meçhul olarak kayıtlara geçer."
Açıklama adalet talebi ve oturma eylemiyle son buldu.