Kadınların ortak sesi: Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyoruz
Qamişo’da yaşayan kadınlar, ağır tecrit politikalarına karşı “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyasında buluştu. Kadınlar bu talebin insani ve hukuki bir hak olmanın yanı sıra özgürlük ve barış mücadelesinin de temel taşı olduğunu vurguladı.

ESMA MUHAMMED
Qamişlo – Dünyanın her yerinde kadınlar, “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyası etrafında buluşarak ortak bir ses yükseltiyor. Yıllardır devam eden tecrit politikalarına karşı verilen bu mücadele, yalnızca bir görüşme hakkı talebi değil; aynı zamanda kadın özgürlüğünün, barış arayışının ve halkların eşit yaşam mücadelesinin sembolü oldu.
‘Öcalan bir halkın değil, tüm insanlığın özgürlük sembolüdür’
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizre Kantonu’ndan hukukçu ve hak savunucusu Neda Melki, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’da tutulmasının “insanlığa karşı işlenmiş bir suç” olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Öcalan sadece Kürt halkı için değil, tüm dünya halkları için bir özgürlük ve demokrasi sembolüdür. Tecridin devam etmesi, insan hakları ve uluslararası hukuk açısından büyük bir ihlaldir. Onun sunduğu barış ve ortak yaşam projesi, hâlâ halkların ortak belleğinde yaşamaktadır.”
Neda Melki, Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin uluslararası anlaşmalara da aykırı olduğunu hatırlatarak, “Bu talep sadece hukuki değil, aynı zamanda insani bir haktır. Ancak Türk devleti, uluslararası yasaları ihlal ederek tecridi sürdürmektedir” dedi.
‘Bu kampanya, kadınların kalbinden yükselen bir çığlık’
Mala Jin (Kadın Evi) üyesi Nafia Esad ise kampanyayı şöyle değerlendirdi:
“Bu kampanya kadınların yüreğinden yükselen bir çığlık. Şehit anneleri olarak bizler, en değerli varlıklarımızı özgürlük uğruna verdik. Bizim için Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, evlatlarımızın hayalini yaşatmaktır. Onu tecrit altında tutmakla fikrini susturabileceklerini sandılar ama yanıldılar. Öcalan’ın fikirleri bugün kadınların direnişinde, annelerin gözyaşında, şehitlerin kanında yaşıyor.”
Nafia Esad, milyonların Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü beklediğini belirterek, “Onun özgürlüğü yalnızca kişisel bir mesele değil, halkların ortak talebidir. Biz, anneler olarak mücadelemizi son nefesimize kadar sürdüreceğiz” diye ekledi.
‘Kadınların mücadelesine güç veriyor’
Suriye Kadın Meclisi üyesi ve yazar Arife Bekir ise Abdullah Öcalan’ın kadınlar için taşıdığı anlamı şu sözlerle dile getirdi:
“Öcalan yalnızca siyasi bir lider değil, kadınların dostu, yol arkadaşıdır. Onun düşünceleri biz kadınlara güç veriyor, bizi toplumsal mücadelede daha kararlı kılıyor. 1991’de onunla görüşme fırsatı buldum ve o an hayatımda bir dönüm noktasıydı. Şimdi, milyonlarca kadın gibi ben de onun özgürlüğünü görmek istiyorum.”
Arife Bekir, Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinin kadınların öncülük ettiği Rojava Devrimi’nde hayata geçtiğini vurgulayarak, “Bugün kadınlar siyasetten askeri alana kadar her yerde aktif rol üstleniyorsa, bu Öcalan’ın geliştirdiği paradigma sayesindedir” dedi.
‘Öcalan’ın özgürlüğü insanlığın özgürlüğüdür’
Kadınlar, bu kampanyanın yalnızca bir görüşme talebi değil, aynı zamanda kadın özgürlüğü ve halkların mücadelesinin sembolü olduğunun altını çiziyor. “Öcalan’ın özgürlüğü, insanlığın özgürlüğüdür” diyen kadınlar, tecridin son bulması için mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu.