Kadınlar yargı kararlarını ‘Gözlemevi’ projesi ile mercek altına alıyor

Kadına yönelik şiddete karşı yargı kararlarını elektronik olarak gözlemleyen Tunus ve Fas Kadın Gözlemevi projesini anlatan kadınlar, gözlemevinin bir veri merkezi olarak hizmet edeceğini kaydetti.

Tunus- Tunus ve Fas Kadın Gözlemevi, “Yargı Kararlarının Elektronik Gözlemevleri: Fas ve Tunus'ta Kadın Haklarını Destekleme Mekanizması” konulu bir sempozyum düzenledi. 7 Kasım’da Zoom aracılığıyla düzenlenen sempozyuma Mara Organizasyon Ortakları Hak Seferberliği'nin kurucularından Saeeda Kuzi, Tunus'taki gözlemevi projesinin koordinatörü Munira Al-Balguthi, ajansımız NUJINHA Tunus muhabiri Zuhur Mecherguı katıldı. Sempozyumun katılımcıları Tunus ve Fas'taki gözlemcilerin stratejik vizyonları ve sunumları hakkında konuşarak, her iki ülkede kadına yönelik şiddetle ilgili mevcut yasaların doğru şekilde uygulanmasının gerekliliğini ortaya koydular.

‘Kadınlara yasal ayrımcılık yapılıyor’

İlk olarak söz alan Saeeda Kuzi, kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası sözleşmelere dikkat çekerek, “Hem Tunus’ta hem de Fas’ta hakimler, şiddet davalarında uluslararası anlaşmalara dayanarak kararlar verebilir, sözleşmenin uygulanmasının izlenmesi kapsamına giren bir iddia ile dava açabilir. Tunus’ta 2017’de, Fas’ta ise 2018’de kadına yönelik şiddete ilişkin bazı yasal kararlar alındı. Ancak Tunus'ta 1956 tarihli Kişisel Durum Yasası, Fas'ta 2004 tarihli Aile Yasası ve kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasına ilişkin 2017 ve 2018 yasalarının da aralarında bulunduğu mevcut yasalar yasal boşluklar içeriyor. Kadınlara karşı yasal ayrımcılık yapılırken, çoğu zamanda mevcut yasalar uygulanmıyor. Ulusal anayasal standartlar veya uluslararası insan hakları yükümlülükleriyle ilgili bir tutarlılık yok” dedi.

‘Gözlemevleri iyi bir araç olabilir’

Saeeda Kuzi, Tunus ve Fas Kadın Gözlemevi’nin avukatlar ve aktivistler için nasıl stratejik bir araç haline getirilebileceğine ilişkin olarak, “Gözlemevleri, mahkemelerin mevcut yasaları nasıl uyguladığının izlenmesine ve belgelenmesine, mevcut adalet sisteminin tepkisindeki eğilimlerin belirlenmesine ve mevcut sorunların tespit edilmesine olanak sağlıyor. Bu da gelecekteki yasal reformlar için kanıta dayalı savunuculuğun güçlendirilmesine yardımcı olur. Gözlemevi daha geniş bir değişim ve ayrıca bir avukatın belirli bir davayı savunmak için benimseyebileceği ilginç bir açıklama veya argüman gördüğünde veya medyanın ilgisini çekebildiği durumlarda bireysel davaları savunmak için bir araç olabilir” şeklinde konuştu.

‘Kadınların yasal hakları için faaliyete geçti’

Munira Al-Balguthi ise iki gözlemevinin, elektronik gözlemevleri aracılığıyla, Mağrip ülkelerindeki mahkemeler önünde kadınların insani ve yasal haklarını geliştirmek için faaliyete geçtiğini kaydetti. Munira Al-Balguthi, “Tunus ve Fas'ta mahkeme kararlarının toplanması ve yayınlanmasına yönelik bir sistem yok. Adalet sistemi için entegre bir bilgi sistemi için de engeller bulunmaktadır. Dava hukuku derlemeleri veya platformda mevcut olan veri tabanı üzerinden arama hizmetleri sunan bir platform olan ‘LexisNexis’ gibi bazı elektronik platformlar olduğundan, çoğunlukla iş veya ticari konularda olan birkaç sınırlı kaynak bulunmaktadır” ifadelerinde bulundu.

‘Yargı kararlarına erişim hedefleniyor’

Munira Al-Balguthi, sözlerine şöyle devam etti: "Öte yandan, ilk derece mahkemeleri tarafından açılan davaları ve diğer dava düzeylerini, özellikle de davaların çoğunluğunun ilgili olduğu ilk derece mahkemelerinde, kapsamlı ve sistematik bir şekilde toplayan, kamuya açık hiçbir kaynak bulunmamaktadır. Ayrıca çalışmamızda aktivistlerin sıklıkla yargı kararlarına erişemediklerini hatta arşivlere ulaşmalarının da engellendiğini gördük.  İnsanlar kaynaklara ulaşamıyor. İzleme ve belgelemeye imkan veren etkili ve kapsamlı bir bilimsel çerçeve bulunmuyor. Mahkemeler modern çalışma araçlarına sahip değil. Dosya ve kararlar dijital ortama aktarılıp tüm paydaşların yargıya erişimini kolaylaştıracak şekilde elektronik ortamda arşivlenmiyor. Bu girişim, çeşitli hüküm ve kararlara erişim ve bunları paylaşma yeteneği aracılığıyla, kanunun ülkenin her yerindeki tüm mahkemeler tarafından birleşik olarak uygulanmasını geliştirmeyi amaçladı.”

Kanun ve politikaların tekdüze uygulandığını kaydeden Munira Al-Balguthi, koordinasyonsuzluğun kamu yöneticilerinin yasaları kendi bilinçlerine göre yorumlayarak karar vermelerine sebep olduğunu ifade etti.  Munira Al-Balguthi, "Bu nedenle yeni kanunda öngörülen koruyucu tedbirlerin uygulanma düzeyindeki eksiklikler elektronik gözlemevlerimizde takip ediliyor. Bu doğrultuda gelecekte bunların önüne geçilmesi yönünde tavsiyelerde bulunuyoruz. Metinlerin sadece teorik olarak ele alınmasıyla yetinmiyoruz. İstismara uğrayan kadınlara karşı adil değilse bu metinler anlamsızdır” dedi.

Munira Al-Balguthi, endişeleri artıran şeyin yasaların nasıl yorumlandığı ve Anayasa Mahkemesi'nin nasıl çalıştığı olduğunu belirtti.

Gazeteciler için de veri tabanı olacak

Zuhur Mecherguı de, gözlemevinin gazeteciler için yararlı bir araç olmasının öneminden bahsederek, medyada yer alan haberlerin yargı kararları üzerindeki etkisini ve kadın katliamlarına ilişkin medyada yer alan haberlerin gerçekleri ortaya çıkarmadaki önemini vurguladı. Kadın Gözlemevi'nin mahkemeler üzerinde bekçilik görevi üstleneceğini belirten Zuhur Mecherguı, yargılamaların Tunus yasalarına, anayasasına ve Tunus'un taraf olduğu uluslararası anlaşmalara uygun şekilde yapılmasını sağlayacağını, ayrıca konuyla ilgili veri ve istatistik sağlama açısından da önemli olduğunu söyledi. Zuhur Mecherguı, "Gazetecilerin genellikle bilgiye erişim konusunda daha fazla özgürlüğü vardır ve iş deneyimleri onlara gerçekleri doğru analiz etme ve gerçeğe ulaşmaya çalışma yeteneği verir ki, bu da onların çaba ve araştırma yapmasını gerektirir. Gazetecinin çalışması ve ortaya çıkardığı sonuçlar, elde edilen bilgilerin soruşturma makamları tarafından yargıya fayda sağlamak amacıyla kullanılabilir” dedi.

‘Haberler yargı kararlarını etkileyebilir’

Basında çıkan haberlerin Tunus'taki mahkeme kararlarını ne ölçüde etkilediği hakkında bilgi veren Zuhur Mecherguı, “40’lı yaşlardaki bir kadının davasını hatırlatmak isterim. Kasserine Valiliği'nde bir kadın katliam dosyası ‘intihar’ olarak kayıtlara geçti. Fail eş hakkında dava açılmadı. Ancak davanın medyaya sızdırılmasının ardından soruşturma açıldı. Birkaç kadın avukattan oluşan savunma ekibi, Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak dosyayı yeniden açtı. Bu, kadına yönelik şiddet ve katliam vakalarının medyada yer almasının önemini açıklıyor. Kadın Gözlemevi'nin gelecekte belgelemeye çalışacağı konu da bu. Kadın Gözlemevi’nin gazetecilerin bilgi ve istatistik elde etme becerilerini desteklemeye yönelik çalışmalarını takdir ediyoruz. Gözlemevi, toplumun seçkinleri ile hak ve özgürlüklerin koruyucularını bir araya getirebilir” diye konuştu.