Kadınlar Tahran’dan sesleniyor: İdam cezası geri çekilsin

Tahran'da kadınlar, İran devletinin haklarında idam cezası verdiği KJAR üyesi Werişe Muradî ve Gazeteci Pexşan Azizi’ye desteklerini açıklarken, siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istediler.

PERGİN SULTAN

Tahran- İran devleti özellikle ‘jin, jiyan, azadi’ ayaklanmasının ardından kendisine muhalefet eden kadınlar üzerindeki baskılarını daha da arttırdı. Kadın aktivistler birbiri ardına tutuklanırken, haklarındaki suçlamaları dahi bilmeden hapsedildiler, kimileri hakkında da idam cezası kararları verildi. İnsan hakları örgütlerinin verilerine göre; sadece Ekim ayında Doğu Kürdistan ve İran’ın farklı kentlerinde 33 kadın tutuklandı. 7’si Kürt 24 kadın aktivist rejim mahkemelerinde hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca, bir ay içinde 5 kadının idam edildiği, 2’si Kürt 6 kadının da gözaltında tutulduğu bildirildi.

İran'da kadınların idam edilmesi, küresel çapta büyük tepkilere neden olurken, bu durumun sadece İran değil aynı zamanda dünya genelindeki otoriter rejimlerin kadınlara yönelik şiddet uygulamaları ve baskıları konusunda da önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Ülkede en son KJAR üyesi Werişe Muradî ve Gazeteci Pexşan Azizi hakkında verilen idam kararları dünya kadınlarının tepkisini çekiyor.

‘Onları önemli kılan savundukları felsefe’

Werişe Muradî ve Pexşan Azizi hakkındaki karar ülkede bir ilk değil. Kadınlar İslami rejimlerin baskısı altında ezilmeye çalışılıyor.  Kadın hakları alanında çalışan Lara Fallahi, ajansımıza değerlendirmede bulundu.

İki hak savunucusu kadın hakkında verilen cezanın ülkede ve dünya çapında büyük bir öfkeye neden olduğunu belirten Lara Fallahi, “Werişe Muradî ve Pexşan Azizi bizim için sadece kadın oldukları için önemli değil, daha da önemlisi onların felsefesi, mücadele şekli ve hayattaki emeklerinin toplamıdır. Bu da onları kadın toplumu için özel ve değerli kılmaktadır. Tüm Ortadoğu halklarının eşitliğini öne çıkaran, bu topraklara ait olan herkesin yaşama özgürlüğünü savunan bir felsefeye sahipler” şeklinde konuştu.

İran devletinin kararlarının ağır sonuçlar doğurabileceğine dikkat çeken Lara Fallahi, “Karşısında ne kadar kararlı olursak idamları durdurabiliriz. Onun için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Özgür bir yaşam için çabalamalıyız çünkü onlar kadınların yaşam ve özgürlüğü için mücadele ettiler” dedi.

‘Rejimin kararlarını şiddetle kınıyoruz’

Kadın muhaliflere diktatör rejimler tarafından verilen idam cezalarına her zaman tanıklık ettiklerini belirten hak savunucusu Linda Lotfian da özellikle son zamanlarda bu baskıların boyutlarının yoğunlaştığına dikkat çekti. Linda Lotfian, “Kadınların ayaklanmasının ardından İran'da devlet özgürlük yanlısı kadınlardan korktuğu için baskılarını arttırdı” diyerek, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Werişe Muradî ve idam cezası alan diğer kadınlar için yaşam, özgürlük ve eşitlik için çabaladık. Biz kadınlar onların yanındayız ve rejimin kararlarını şiddetle kınıyoruz. Sesimizi herkes duysun istiyoruz.  Umudumuz var; özgürlük bayrağı altında aydınlık günler göreceğiz.”

Werişe Muradî hakkında idam cezası verilmesinin aslında tüm kadınları ilgilendirdiğine vurgu yapan Linda Lotfian, İran devletinin tam da bu noktada kadınların birliğinden korktuğunu ifade etti.

‘Kadınlar her zamankinden daha cesur’

Hukukçu Pune Khoraman ise Werişe Muradî’ye verilen cezayı haksız olarak nitelendirerek, şöyle konuştu:

"Kuşkusuz bu ceza da diğerleri gibi yeterli belgeden yoksun olarak verildi. Aylarca süren sorgulama ve işkenceden sonra bu kararlar toplum için felakettir. Öyle görünüyor ki, devlet başarısızlığını kadınlara baskı uygulayarak ve öfke kusarak bastırmaya çalışıyor. Her gün idam cezalarının verilmesine, aktivistlerin gözaltına alınıp tutuklanmasına tanık oluyoruz. Bu aynı zamanda kadınların devrimci ayaklanmasındaki çabalarının meyvesi anlamına geliyor. Kadınlar her zamankinden daha cesur bir şekilde mücadelelerini sürdürüyorlar. Başta kanlı Ortadoğu olmak üzere dünyanın her yerinde özgür ve mücadeleci kadınlar toplumu bir araya getiren ve en önemlisi sınırları aşan dayanışma içinde.”

Werişe Muradî, 1 Ağustos 2023 İran İslam Cumhuriyeti'nin güvenlik görevlileri tarafından tutuklandı ve iki kez Tahran Kamu ve Devrim Savcılığı'nda sorgulandı. Tahran İslam Devrim Mahkemesi'nce idam cezasına çarptırdı. Werişe Muradî’nin yargılama süreci, tutukluluğunun başından itibaren adil değildi. Werişe Muradî, 20 gün süren açlık grevine rağmen avukatlarıyla görüştürülmedi, aynı zamanda tedavi hakkından da mahrum bırakıldı. İnsan hakları savunucularının ısrarlı talepleri üzerine Evin Cezaevi'nde açlık grevini sonlandırdı.