‘Kadınlar ortak mücadeleyle kapitalist sistemi değiştirecek’
Kadınların acılarının ortak olduğunu ifade eden gazeteci Jiyan Dêrîk, kadınların ortak mücadeleleriyle kapitalist sistemi değiştireceklerini söyledi.
![](https://test.jinhaagency.com/uploads/tr/articles/2023/02/20230210-a2-jpg462f8c-image.jpg)
SÎLVA EL-ÎBRAHÎM
Minbic – Kadına yönelik tüm uygulama ve hak ihlallerine rağmen, kadınlar dünyada yankılanan “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla direnişlerini sürdürüyor. Gazeteci Jiyan Dêrîk, toplumun kendi özüne dönmesinin ve kapitalist sistemin değişmesinin önemli olduğunu söyleyerek, bunun da kadınların ortak mücadelesi ve direnişiyle gerçekleştiğini belirtti.
'Kapitalist sistem toplumu özünden uzaklaştırdı'
Kadınların gündeminden, erkek zihniyetinin kadınlar üzerindeki etkilerine değinen Jiyan Dêrîk, “Kadın yüzyılı olan 21’inci yüzyılda birçok kriz ve engel yaşandı. Toplumun her anlamda değişmesi gerekiyor. Toplum son zamanlarda kendi özünden uzaklaşmış durumda. Kadın rolünün ön plana çıktığı gerçeklik, ortak kadın mücadelesi ve devrimiyle gerçekleşmektedir. Kadınlar, irade ve güçleriyle gerçekliklerini tanıtıyorlar. Kadınlar, bugün kendilerine dayatılan 5 bin yıllık köleliği ortadan kaldırıyor. İran ve Afganistan ve birçok Ortadoğu ülkesi gerici toplumu ayakta tutmaya çalışıyor” dedi.
‘Kadın ile toplum özüne döner’
Kapitalist sistem ile devlet sistemine işaret eden Jiyan Dêrîk, “Egemenler kadınlara bazı dayatmalarda bulunuyor. Kadının tarihsel gerçekliğini gizliyor. Egemen ve kapitalist sistem Sümerliler döneminden bugüne kadar aynı. Sadece döneme göre yöntemlerini değiştiriyor. Yöntemlerini kadın köleliğinde derinleştirdikçe toplumu daha fazla kontrol altına alıyor. Toplumun özüne dönmesinin kadının özüne dönmesiyle bağlantılıdır. Eğer kadın devrimi yürütmese toplum ayakta duramaz. Bunu Rojhilatê Kürdistan ve İran devriminde görüyoruz” ifadelerini kullandı.
'Kadınların acıları ortak'
Kadına yönelik şiddete ilişkinde değerlendirmelerde bulunan Jiyan Dêrîk, “Afganistan’da kadınlara yönelik işlenen suçlar, İran, Suriye, Irak ve diğer devletlerde yaşanan suçlarla aynıdır. İşkence, asma, öldürme, psikolojik ve fiziki şiddet gibi yöntem farklı olabilir ancak sonuç kadın haklarını katletmektir. Kadınların acıları her yerde ortak. İran’da Jîna Amîni şehit oldu. Fransa’da Sakine Cansız ve Evin Goyî şehit edildi. Afganistan’da Mirsal Nebî Zade katledildi. Bakûrê Kürdistan ve Türkiye’de kadınlar katlediliyor. Bu kadınlar haklarını istedikleri için katledildi. Gerici erkek devlet zihniyeti nedeniyle kadınlar katlediliyor. Kadına yönelik şiddet sınırları aştı. Irk, renk, kültür fark etmeksizin kadınlar öldürülüyor. Sadece kadını hedef alıyor. Sonuçta bu zihniyet jin, jiyan, azadî sloganının katilidir” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar örgütleniyor’
Tarihte yaşanan kadın devrimlerine işaret eden Jiyan Dêrîk, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kadınlar Fransız Devriminde ortak yaşamda ve Paris Komününde eşitliğin örneği oldular. Ayrıca Rojhilatê Ortadoğu, Mısır, Irak, Cezayir ve Sudan devrimlerinde kadınlar aktif yer aldı. Tarihin bunu gizlemesi mümkün değil. Bu yüzden kadının kendisinin devrim olduğunu söyleyebiliriz. 21. Yüzyıl da bunu kanıtladı. Devrim neredeyse kadın orada, kadın neredeyse orada sembol olmuştur ve oluyor. Bunu Kuzey ve Doğu Suriye ile Özgürlük Mücadelesi hareketinde görüyoruz. Kadınlar her anlamda kendilerini örgütleyebildiler. Afganistanlı kadınlar, büyük bir gelişim düzeyine sahipler. Özel kurum ve örgütleri var. Tarihsel ayaklanmada önemli rol oynadılar. Kadın adında ilk kanalı onlar açtılar. Kadın güçlü olduğu zaman saldırıların hedefi oluyor. Tıpkı milletvekili Mürsel Nebi Zade gibi Taliban’ın hedefi olması gibi. Afganistan ve İran egemenlerin yöntemi aynıdır. İki devletin egemenleri din adı altında kadınlara her türlü şiddeti uyguluyor. Baskıcı yasalar dayatıyorlar. Ancak kadınlar tüm acılarına rağmen boyun eğmiyor. Birçok Afgan kadın tarihe adını yazdırdı ve diğer kadınlara örnek oldu.”
Kadınlar krizlerin ömürlerini belirliyor
Jiyan Dêrîk, son olarak şunları söyledi: “Jin, jiyan, azadî sloganıyla başlayan direnişler dünyanın her yerinde sürüyor. Önder Abdullah Öcalan değerlendirmelerinde bu sloganın egemen devlet zihniyetine yanıt olacağını söyledi. Kadının olmadığı yerde yaşam ve özgürlüğünde olmayacağını belirtti. Dünya kadınları fiziki olarak farklı olsalar da ruhsal, irade, kararlılık, birlik ve mücadeleleriyle kapitalist sistemi değiştirecektir.”