DİREN ENGÎZEK

Reqa- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken son dönemde İsrail ve Hamas arasında başlayan çatışmaları, Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına; Türk devleti ve çeteleri tarafından gerçekleştirilen saldırıları ve kadınların mücadelesi üzerine Suriye Gelecek Partisi Sekreteryası Siham Davut ile konuştuk. Siham Davut Ortadoğu’nun büyük bir kaostan geçtiğini ve bununda 3’üncü Dünya savaşı olarak ortaya çıktığını belirtti.

Uluslararası güçlerin 2003 yılında Irak’a müdahalesi ile yeni bir sürece girildiğini hatırlatan Siham Davut, “Bu savaş kendisi ile değişim ve dönüşümü getirdi. Bölgede her gün yeni bir olay oluyor. Irak’taki baskıcı iktidarın gitmesi ile tüm Ortadoğu’da bir savaş başlamış oldu. Lübnan, Filistin’de yaşanan çatışmalar ve 2011 de başlayan halkların baharı ile bölgede hassas bir döneme girildi” dedi.

‘Yaşanan savaş aslında bir dünya savaşıdır’

Ortadoğu’da aslında devletlerin ve bölgesel güçlerin savaşı başladı ve bu giderek derinleşti diyen Siham Davut şunları söyledi: “Burada yaşanan savaş aslında bir dünya savaşıdır. Birçok devletin plan ve projesi var. Mesela İran devletinin Ortadoğu projesi Şii Hilali oluşturmak, Türk devleti Sünni İslam bayrağı ile hareket ediyor. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) BM ve batılı devletlerin buradaki projesi. Dünya sistemini yöneten sermayedarlar krizden geçiyor bu nedenle de Ortadoğu’ya hakim olan güçler bu krizden çıkacaklarını düşünüyor. Bu nedenle de bu savaşları devam ettiriyor.”

Siham Davut Rusya ve Ukrayna savaşının yine Çin ve Tayvan arasındaki gerginliğin ekonomik çıkarlar doğrultusunda yapıldığını belirterek, “Hindistan’dan İsrail’e ve Avrupa’ya, İran’dan Türkiye’ye ve Avrupa’ya ekonomi koridorları açmak istiyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yapılan saldırılar, İsrail ve Hamas arasında başlayan savaşta bu durumu çok iyi ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

‘Türkiye’nin Suriye’ye saldırıları krizi derinleştiriyor’

Yaşanan savaşlarda etkilenenlerin halklar olduğuna dikkat çeken Siham Davut, şunları belirtti: “Uluslararası güçler çelişki ve ittifaklarını bu coğrafya üzerinde devam ettiriyor. Burada etkilenen Ortadoğu halklarıdır. Kürtler, Ermeniler, Çerkezler, Süryaniler, Araplar, Türkmenler bu savaştan zarar görüyor. 2011’den bu yana en büyük zararı Suriye halkları görüyor. Türkiye’nin Suriye ye saldırısı bu krizi her geçen gün daha da derinleştirdi. Astana ve Cenevre toplantıları yapıldı. Suriye Anayasası’nın yeniden yazılması için toplantılar yapıldı. BM, 2254 nolu karar çıkarttı ama hiçbiri uygulanmadı.”

‘Suriye ve Gazze halkının yaşadıkları aynı’

Siham Davut, Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halkların her gün bedel verdiğini ve buna insan hakları örgütlerinin sessiz kaldığına değinerek, “Belgeler ile tespitli, Suriye yurttaşları katlediliyor, kadınlara şiddet uygulanıyor ve tecavüz ediliyor, özellikle işgal altındaki bölgelerde.  Kuzey ve Doğu Suriye halklarının yaşadığı ile Gazze halkının yaşadığı şeyler aynıdır” diye belirtti.

48 gündür Gazze halkı bombardıman altındayken, BM ve insan hakları örgütlerinin daha yeni güvenli koridor açılmalı ve yardımlar ulaşmalı diye tartıştığını söyleyen Siham Davut, “Gazze ve İsrail halklarının uluslararası güçlere kurban oluyor aslında uluslararası güçlerin çıkarlarına kurban ediliyor” dedi.

“Diyalog yoluyla çözüm gerçekleşir”

Suriye ve Gazze toprakları, hegemonik devletlerin birbirine mesaj vermek için kullandıkları alana dönüştü diyen Siham Davut konuşmasının devamında şunları belirtti: “Biz her türlü şiddete karşıyız, ölüme, katliama ve halkların zarar görmesine. Hangi taraf olursa olsun kabul etmiyoruz. Kim olursa olsun yaşam hakkı korunmalıdır. Biz diplomasi ve diyalog yoluyla sorunların çözüleceğine inanıyoruz. İsrail ve Filistin sorununun da diyalog yoluyla çözüleceğine inanıyoruz.”

Kuzey ve Doğu Suriye içinde Suriye Gelecek Partisi olarak sorunların, Suriyeliler ile diyalog ve diplomasi yoluyla çözüleceğine inandıklarını aktaran Siham Davut, “BM çatısı altında bu sorun çözülebilir. Yeni bir süreç başlaması açısından çok renkli, demokratik ve merkeziyetçi olmayan bir Suriye yaratabiliriz” diye konuştu.

Siham Davut: Jin, Jiyan, Azadi felsefesi bizim yaşam tarzımız olmalıdır.

Siham Davut en fazla bedel verenin kadınlar olduğuna işaret ederek, şunları dile getirdi: “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne doğru gidiyoruz. Tüm kadınların, özelde de Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar olarak ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi bizim bir yaşam tarzımız haline gelmelidir. Bu sloganın ruhuyla yaşama katılmalıyız. Kadınlar olarak bölgedeki sorunların çözüm gücü olabiliriz. Dünya kadınlarının gücü ile ortak bir ses, renk ve tutum ile kadınların üzerindeki şiddeti durdurabiliriz.”

Dünyadaki direnişçi kadınları saygı ile selamladığını söyleyen Siham Davut “Mirabal kardeşlerden, Zarifelere, Hevrinlere ve Beritanlara kadar mücadeleci kadınların önünde saygı ile eğiliyorum. Kürt ve siyasetçi bir kadın olarak kadınlara sesleniyorum; tüm kadınlar örgütlenerek, tutumlarını ve çalışmalarını ortaya koyarak başta kadın sorunu olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan tüm sorunlara çözüm gücü olabilir. Çok renkli bir demokratik Suriye istiyoruz. Bunun içinde ‘Jin, Jiyan, Azadi’ sloganı ile mücadelemizi sürdüreceğiz ve bunu başaracağız” diye belirtti.