Kadın Yardım Merkezi: Fas’ta şiddete maruz kalan kadınlar için bir sığınak

Kadına yönelik şiddete karşı çok yönlü çalışmalarıyla bilinen El Najda Kadın Yardım Merkezi yöneticisi Amina Bayan, “Zihniyetler değişmez, ataerkil bakış ortadan kalkmazsa sadece yasaları değiştirmek yeterli olmayacak” dedi.

RAJA KHAYRAT

Fas- Fas’ta bazı kadınlar, aile ve toplum baskısı nedeniyle yaşadıkları şiddeti gizlerken, diğerleri haklarını aramak için derneklerin dinleme merkezlerine başvuruyor. Yüksek Planlama Komisyonu verilerine göre, 15-74 yaş arası 13,4 milyon kadın ve kız çocuğunun yüzde 82,6’sı hayatlarında en az bir kez fiziksel, ekonomik, cinsel veya psikolojik şiddet türlerine maruz kaldı. Ancak şiddete maruz kalan kadınların yalnızca yüzde 10,4’ü yasal yollara başvururken, cinsel şiddet söz konusu olduğunda bu oran yüzde 3’e düşüyor. Fas’ın Marakeş kentinde Kadın Eylem Birliği’ne bağlı El Najda Kadın Yardım Merkezi, şiddete maruz kalan kadınları kabul ediyor, hikayelerini dinliyor ve yasal haklarını talep etmeleri için rehberlik sağlıyor.

‘İkinci eş olmayı kabul etmek zorunda kaldım’

Kendisinden otuz yaş büyük bir erkekle evlenmeye zorlanan 19 yaşındaki S.A., sadece birkaç ay süren evliliğinin ardından Marakeş’teki Kadın Yardım Merkezi’ne başvurdu. Aile baskısı altında ikinci eş olmayı kabul etmek zorunda kalan S.A., “Babamın baskısı yüzünden reddedemedim. Aramızdaki büyük yaş farkına rağmen onu kabul ettim” dedi.

Evlendikten sonra beklemediği koşullarla karşılaştığını anlatan S.A., “İlk eşiyle aynı evdeydik. Tek bir büyük oda vardı ve odayı iki bölüme ayırmak amacıyla bir perde kullanılmıştı. Bu, yaşamımı çok zorlaştırdı. Evlendirildiğim erkeğin ve ailesinin itirazlarına rağmen boşanmak için mahkemeye gittim; aşağılayıcı evlilikten kurtulmak ve haklarımı talep etmek zorundaydım. Şimdi geçimimi sağlayacak kimsem yok, bu yüzden garson olarak çalışıyorum. Ama inanıyorum ki onurumu korumak, mevcut durumda evliliğe devam etmekten daha az zarar veriyor” ifadelerinde bulundu.

‘Fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldım’

Erken yaşta evlendirilen F.N., akademik başarısına rağmen ailesi tarafından evliliğe zorlandığını söyledi. F.N., “Ailem beni okuldan ayrılmaya ve erken yaşta evlenmeye zorladı. Evliliğin eğitimden daha iyi olduğunu, bir kız için ne kadar erken olursa o kadar iyi olacağını söylediler. Evlendirildiğim erkek ve ailesi beni Marakeş’ten çok uzak bir şehre taşınmaya ikna etti. Daha ilk günden hayatımın fiziksel ve psikolojik şiddetle geçeceğini hissettim ve maalesef yanılmadım. Sadece birkaç gün sonra kendimi eşimin ailesinin evinde hizmetçi gibi çalışırken buldum. Her sabah çok erken kalkıyor, günlerimi bitmek bilmeyen ağır işlerle geçiriyor, hakaretlere ve dayaklara maruz kalıyordum. Sonunda bu acıya daha fazla dayanamayarak bir komşunun yardımıyla kaçmaya karar verdim. Ancak ailemin beni desteklemesi yerine terk etmesi ve babamın yeniden evlilik evine dönmemi istemesi, yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından biri oldu” sözlerine dikkat çekti.

Kadınlar için seferber oldular

El Najda Kadın Yardım Merkezi yöneticisi Amina Bayan, Kadın Eylem Birliği’nin şiddetle mücadeleyi, kadın hakları ve eşitlik mücadelesinin temel görevlerinden biri olarak gördüğünü açıkladı. Amina Bayan, Kadın Eylem Birliği’ne bağlı merkezin, takip, hukuki ve psikolojik destekten rehberliğe ve ekonomik güçlendirmeye kadar çeşitli hizmetler sunarak kadınları koruma mekanizması olarak çok önemli bir rol oynadığını belirtti.

Merkezin kuruluşundan bu yana fiziksel ve psikolojik istismar da dahil olmak üzere farklı biçimlerde şiddete maruz kalan kadınlara hizmet verdiğini ifade eden Amina Bayan, sığınma evlerinin sayısının çok sınırlı olduğunu ve mali kaynak yetersizliği nedeniyle yeni sığınma evlerinin açılamadığını vurguladı. Amina Bayan, “Fon eksikliği nedeniyle sığınma evleri açılamıyor. Aileleri şiddete uğrayan kadınları kabul etmeyi reddederse, bu kadınlar kendilerini sokakta bulmak zorunda kalıyor” dedi.

Fas’ta şiddete maruz kalan kadınların kapsamlı bir hukuki ve sosyal destek sistemine ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Amina Bayan, acil durum merkezlerinin bu amaçla hizmet verdiğini belirtti. Merkezlerin güvenli bir ortamda şiddete uğrayan kadınları kabul edip dinlediğini, risk seviyesini değerlendirdiğini ve psikolojik ile hukuki destek sağladığını söyleyen Amina Bayan, kadınların haklarını talep etme süreçlerinde merkezin yanlarında olduğunu da sözlerine ekledi.

‘Mali bağımsızlık olmadan kadınlar kendi kaderlerini belirleyemez’

Ekonomik güçlenmenin kadınların haklarını elde etmeleri ve eşitliğe ulaşmaları için kritik bir araç olduğunu vurgulayan Amina Bayan, “Mali bağımsızlık olmadan kadınlar kendi kaderlerini belirleyemez. Acil durum merkezimiz, eğitim ve mesleki atölyelerle kadınlara destek sağlıyor. Eğitim dönemini tamamlayan kadınlar, iş piyasasında fırsat elde etmelerini sağlayan sertifikalar kazanıyor” dedi. Amina Bayan, mali bağımsızlık olmadan kadınların kaderlerinin her zaman eş, erkek kardeş, baba veya diğer akrabaların insafına bağlı kaldığını kaydetti.

Amina Bayan, kadınları şiddetten koruyan ve sosyal koşullarını dikkate alan yasalara acil ihtiyaç olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

“103-13 sayılı yasa önemli bir adım, ama çeşitli eksiklikleri var. Yasaya göre şiddete maruz kalan kadınlar şiddeti kanıtlamaları gerekiyor. Oysa bu şiddet çoğu zaman evlilik içinde gerçekleşiyor ve görgü tanığı bulmak da mümkün olmuyor. Yasa uzun ve karmaşık, ihbarın ardından ilk saatlerde şiddete maruz kalan kadını koruyacak acil prosedürler bulunmuyor. Bu nedenle kadınlar, yasaya rağmen hala risk altında kalıyor. Ayrıca yasa, kurumsal ve ekonomik şiddeti ve yasal olarak tanınmayan evlilik içi tecavüzü kapsamlı şekilde tanımlamıyor. Bunun yanında ilgili kuruluşlara ayrılan kaynaklar sınırlı ve nitelikli personel eksikliği mevcut.”

Toplumsal farkındalık önemli

Şiddete karşı toplumsal farkındalığın önemine dikkat çeken Amina Bayan, “Zihniyetler değişmez, ataerkil bakış ortadan kalkmazsa sadece yasaları değiştirmek yeterli olmayacak. Dağları yerinden oynatmak mümkün, ama ataerkil zihniyeti değiştirmek için ciddi çaba gerekiyor. İnsan hakları kültürüne dair farkındalığı artırmalı ve eşitlik ilkesini öğrencilerin okul müfredatına yerleştirmeliyiz” dedi.

Polis, jandarma, hastaneler ve yargı gibi çeşitli paydaşlar arasında paylaşılan birleşik bir ulusal veri tabanının kurulmasını ve prosedürlerin basitleştirilmesini isteyen Amina Bayan, “Ayrıca dijital şiddet giderek yaygınlaşıyor ve en tehlikeli şiddet biçimlerinden biri haline geldi. Dijital şiddete maruz kalan kadınlar, damgalanma korkusuyla şikayette bulunamıyor ve intihara sürükleniyor. Bazı eşler, kadınların mahremiyetini ihlal ederek sosyal medyada izlemelerine olanak tanıyan uygulamalarla sıkı gözetim uyguluyor” diye belirtti.

Amina Bayan, internet üzerinden kız çocuklarını hedef alan şantaj ve taciz faillerine karşı koruma çağrısı yaptı. Bazı hakimlerin hala kadınları olumsuz etkileyen klişeleşmiş kararlar verdiğini dile getiren Amina Bayan, adalet sisteminde cinsiyet eşitliği odaklı bir yaklaşımın şart olduğunu vurguladı.