‘Kadın ve doğayı sömüren erkek zihniyetini değiştirmeliyiz’

Doğanın bir parçası olabilmek ve onunla bir arada yaşayabilmek için özgür bir yaşamın kazanılması gerektiğini aktaran Jineoloji Akademisi üyesi Alya Osman kadın ve doğayı sömüren erkek zihniyetinin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

DELAL REMEZAN

Hesekê – Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizre Kantonu’nda Hesekê şehrinde Jineoloji Akademisi Üyesi Alya Osman erkek egemen zihniyet içerisinde kadın ve doğanın sömürüldüğünü söyledi. Kadın ve doğanın tarihsel süreçte birçok saldırıya maruz kaldığını aktaran Alya Osman, kadının doğa ile bağının güçlü olduğunu söyleyerek, birbirinden bağımsız ele alınamayacağına dikkat çekti.

‘Erkek zihniyeti değiştirmeliyiz’

Egemen sistemlerin politikaları nedeniyle ekosistemin bozulduğunu söyleyen Alya Osman, kadın ve doğanın özgürleşmesi için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: "Kurtuluş sadece kadınların ve çevrenin sömürülmesini kınayan pankart ve sloganlar atmak değildir. Kadını ve doğayı sömüren erkek zihniyeti değiştirmeliyiz. Bu alanda ilerleme sağlanamadığı için ilk çalışmamız ekolojik bilincin yaratılmasına yöneliktir. İnsanların çevreye uyum sağlaması önemlidir. Çalışmalarımız insanın bir arada yaşaması ve çevreye uyum sağlaması esasına dayanmaktadır.”

‘Sağlıklı toplum inşası için kadının toplumdaki rolü desteklenmeli’

Bölgelerin demografik değişime maruz kaldığını aktaran Alya Osman, “Bu nedenle insanların ekolojik yönelimlerini uygulayabilmeleri için doğayla bir arada ve uyumlu bir şekilde yaşaması gerekiyor. Bu da çevresel bozulmadan kaynaklanan riskler konusunda yeterli farkındalığın yanı sıra çevresel bozulmadan kaynaklanan riskler konusunda da yeterli farkındalığı gerektirir. Kadın özgürlüğüne ve çevreye yönelik farkındalığı artırmak için yeni projeler başlatılmalı. Bir yeri ziyaret ettiğimizde, kadının kendisini çevreleyen doğaya gösterdiği özen sayesinde oradaki ruhunu ve iradesini görüyoruz. Sağlıklı bir toplum inşa edebilmemiz için kadının toplumdaki rolünün desteklenmesine ve geliştirilmesine acil ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

‘Tarımı keşfeden kadındır’

“Kadın özgürlüğü ile ekolojiyi birbirine bağlamak, özgür ve demokratik bir topluma ulaşma yolunda önemli bir adımdır” diyerek sözlerine devam eden Alya Osman, şu ifadelerde bulundu: “Kadınlar özgür olduğunda tüm bileşenleriyle ekolojik bir toplum elde ederiz. Neolitik toplumda tarımı keşfeden kadındı. Böylece hem işlerini yönetebildi hem de doğaya yük olmadan, onu yok etmeden doğayla yakın bir bağ kurdu. Kadınların o ortamda izlediği yaşam biçimleri, biz kadınların aşina olması gereken konulardır. Kadın farkındalığı arttıkça çevre ve doğa daha canlı olur. Bu anlamıyla her projenin çevresel ve sosyal olarak dayandığı bilimsel temellere ihtiyaç vardır. Bu da eğitimlerle, bilinçlendirmeyle, programlarla başarılabilir.”

'Doğa bizim yaşama yerimizdir'

Doğanın bir parçası olabilmek ve onunla bir arada yaşayabilmek için özgür bir yaşamın kazanılması gerektiğini aktaran Alya Osman, “Doğa bizim yaşama yerimizdir. Çevresiyle uyum içinde olan insanlar, gerek birlikte yaşadığı kişilerle, gerekse çevresiyle barışçıl insandır” dedi.