Haber Merkezi – Güvenlik ve Barış İçin İşgal ve Kadın Soykırımı Karşıtı Mücadele Girişimi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Dünya çapında direnen, cezaevinde bulunan kadın aktivistlerin 8 Mart’ının kutlandığı açıklamada, Türkiye, Suriye ve Kuzey Doğu Suriye’de depremde yaşamanı yitiren yurttaşların yakınlarına başsağlığı dilendi.

Bir asrı aşkın bir süre önce bugün tüm dünyanın 8 Mart'ı kutladığının hatırlatıldığı açıklamada, 8 Mart’ın tarihçesine değinilerek şunlar ifade edildi: “Kadın mücadelesinin sesi meydanları süpüren bir sesle yükseliyor. 1857 New York’unda, tekstil sektöründeki bir grup kadın işçinin düşük ücretlere ve çalışma koşullarının düzeltilmesine yönelik protesto gösterilerinde bulunduğu ve fabrika yangınında 129 kadın işçinin hayatını kaybettiği yaygın bir kabuldür. Tekstil fabrikasının kadınları, tüm dünyada kadın dayanışmasına vesile olan tarihi bir miras bıraktı, yüzbinlerce kadın çalışma saatlerinin düşürülmesi, bir iyileştirme talebiyle sokaklara çıktı. Kadınlar tarih boyunca Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da haklarını talep ettiler.”

‘Kadın özgürlük mücadelesinin güçlendirilmesi gerekiyor’

Açıklamada, Orta Doğu'nun tüm ülkeleri ile Asya kıtasının bazı ülkelerinde, Kürdistan'ın tüm parçalarında, Filistin'de, Tunus'ta, Batı Sahra'da, Mısır'da, İran’da, Afganistan’da kadın özgürlük mücadelesi ve arayışının güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin farkına vardığının belirtildiği açıklamada, “Kadınlar faşizm, milliyetçilik ve emperyalizmin sömürgeci politikalarıyla bağlantılı olduğunu biliyorlardı ve bu bilgi sadece 8 Mart’ta mücadele etmeye değil de tüm yaşamları boyunca toplumun özgürlüğü için mücadele etmeye sevk etti” denildi.

‘Jin Jiyan Azadî sloganı tüm dünyada yankı buldu’

Rojhilat Kürdistan'da Kürt genç kadın Jina Mahsa Amini'nin katledilmesinin, kadınların yaşam eklemlerini kontrol eden faşist rejimlere karşı " Jin jiyan azadî " sloganıyla başlatılan ayaklanmanın kıvılcımı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu sloganın tüm dünyada yankı bulduğu belirtildi.

Çabaların birleştirilmesi ve koruma mekanizmalarının bulunması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, şu çağrı yapıldı: "Dünya genelinde feminist mücadelenin ve kadın liderlerin hedef alındığı yerlerde ciddi riskler var. Bu nedenle her türlü işgal, soykırım ve şiddete karşı dayanışma içinde olmak, güvenliği, barışı, adaleti ve özgürlüğü tesis etmek için örgütlenmeli, bağlarımızı güçlendirmeli, mücadelemizi, direnişimizi, yükseltmeliyiz.”