Kadın kurumları sokak örgütlenmeleriyle sivil topluma model oluyor

Kahire’de çeşitli zorluklara rağmen kadınların sorunlarını çözüme kavuşturmak amacıyla birçok proje ve programı hayata geçiren kadın kurumları, sokak örgütlenmeleriyle de sivil toplum örgütlerine rol model oluyor.

ASMAA FATHI

Kahire – Kahire’de kadın katliamlarında yaşanan artış son dönemlerde insan hakları örgütleri tarafından dile getirilmeye başlanırken, kadın kurumları da yaşanan sessizliğe karşı sık sık tepkilerini gösteriyor. Taciz ve şiddete karşı terapi gruplarının yanı sıra çeşitli kampanya ve projeleri de hayata geçiren kadın kurumları, sokak örgütlenmeleri ile de diğer sivil toplum örgütlerine önemli bir model oldu. Özgürlük ve Toplumsal Kalkınmayı Destekleme Örgütü (OBLSD) Mütevelli Heyeti Başkanı Vivian Magdy, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

 ‘Şiddete ve tacize karşı terapi grupları kurduk’

Özgürlük ve Toplumsal Kalkınmayı Destekleme Örgütü bünyesinde kadınlara yönelik bir grup program üzerinde çalıştınız. Kadın haklarıyla ilgili ne gibi çalışmalar yaptınız?

Kadın sorunları üzerine belli çalışma ve programlarımız oldu. İlk programımız ‘İmbaba’, ‘İzbat el-Nahl’ üzerineydi. Gecekondu mahallelerine yönelik ise ‘Sadece Sen’ konulu bir projemiz oldu. Özellikle aile içi şiddet ve tacize maruz kalan 25 yaş altı kız çocuklarına destek olmayı amaçladık. Bu program 2009-2010 yılları arasında yapıldı. Onları dinlemek ve yaşadıkları krizlere çözüm bulmak için terapi grupları kurduk. Projemizin başarıya ulaşması bizi oldukça heyecanlandırdı. Bizde kadınların durumunu ve duygularını takip ettik. Sonrasında gördük ki kadınlar maruz kaldıkları şiddet nedeniyle liderlik pozisyonlarına ulaşamıyor. Ardından yaklaşık üç yıl süren ‘Kız Çocuklarının ve Gençlerin Katılımının Artırılması’ programı için yola çıktık. Gruplar her üç ayda bir mezun olduktan sonra becerilerini geliştiriyor ve lider pozisyonlara gelmeleri için yetiştiriliyor.

‘Sanad programı ile genç nesiller geleceğe hazırlandı’

Kadınları desteklemeye yönelik "Sanad" programının ana çalışma alanları ve sonuçları nelerdir?

Kadın meseleleri üzerine fiilen sahada çalışan bir grup kadın örgütü vardı ve gerçekten de etkiliydiler. Buradan genç kadroları topluma hazırlamak ve eğitmekle ilgili ‘Sanad’ programı üzerinde çalışmaya başladık. 10 yıllık bir çalışmanın ardından sonucu görmek ve neler olup bittiğini anlamak için kadınların neler başardığını görmek istedik. Sonrasında ise kadınların becerilerini geliştirmenin yollarını aradık. Bunun yanı sıra yaşanan ihlallerle ilgili bir dizi kurumu bir araya getirdik. Ücra vilayetlerdeki kurumlarda çalışan kadroları yeni nesil gençler yetiştirmesi için görevlendirdik. Koruma politikaları ve uluslararası hukuk bilincinin artırılması konularındaki duruşumuz önemliydi. Yaşanan ihlaller vardı ve bu nedenle avukatlara ihtiyaç duyuldu. Aslında Helwan Hukukçular Derneği ile hukuki destek ve farkındalık sağlamak için bir anlaşmaya varıldı. Gerekli desteği en uygun şekilde sağlamak için çeşitli durumlarda alıcıların becerilerini geliştirmek için gerekli kanunlar ve bu konuda eğitim programları hayata geçirildi.

‘Feminist çalışmalar diğer çalışmaları etkiler’

Son dönemlerde maruz kaldığınız ve geçmişte yaşanan hak ihlallerine bakacak olursak kadın sorunlarıyla ilgili gelecek planlarınız nasıldır?

Kadın meselelerine ilişkin bir dizi önemli adımlar atıldı ve bu adımlar bizi daha önemli adımlar atmaya yöneltti. Helwan Hukukçular Derneği’ndeki kadın avukatlar kadın sorunlarıyla ilgileniyor ve bizler sadece bu dernek ile sınırlı kalmadık diğer derneklerle genişleme kararı verdik. Temasta olduğumuz dernekler istismar ve şiddete maruz kalan gruplarla ilgileniyorlar. Sanad ağında feminist meselelerle ilgilenen çok sayıda kadın var. Bu ağın üzerinde çalıştığı davalar var ve avukatlarla iletişim halindeler. Bizlerde bir etki yaratılması için eğitim planımız var. Planımızın diğer kısmı belgeleme ve araştırma üzerine olacak. Araştırmacılarımızın desteğiyle ayrı bir araştırma kurumu aracılığıyla mahkemelerde kişilik durumuna ilişkin davaların izlenmesine ilişkin yeni alanlar aramaya çalışıyoruz. Feminist çalışmaların tümü diğerini etkiler ve onunla dayanışmaya ihtiyaç duyar.

‘Kurumlar arası rekabetçilik bitirilmeli’

Kurumlar arası iş birliği nasıl? Mevcut rekabet yerine fiili bir ittifak olasılığı var mı?

2019 yılı içerisinde Dernekler Kanunu'nun konuşulması ardından kurumlar arasında büyük bir iş birliği oldu. Ancak gerek kapatılma durumu ve gerekse de finansman sorunları kurumların oluşumunda büyük ölçüde etki yaratmıştır. Daha sonra Ulusal İnsan Hakları Stratejisi'nin yayınlanmasıyla gerçek bir sivil toplumun gelişmesi bakımından bir alan açıldı. Bu da çeşitli kurumları daha geniş bir çalışma arzusuna sevk etti ve ardından rekabet ortaya çıktı. Bazıları kurumlar arasında bir bütünlük olmadığını, geçmişte var olan rekabetçiliğin bitirilmesi gerektiğini, önemli olanın iş birliği olduğunu dillendirdi. Bu yüzden bu rekabet konusunun geçici bir durum olduğunu düşünüyorum. Sivil toplum bölünmemesi gereken tek bir varlıktır.

‘Gecekondudaki kadınlar birçok haktan yoksun’

Uzun süredir çalışma yürüttüğünü gecekondu mahallelerinde kadınların ne gibi sorunları açığa çıkıyor?

Gecekondu mahallerinde kadınlar çeşitli sorunlarla yüz yüze. Erkeklerden bağımsız olarak mesela kendi iradeleriyle kararlarını veremiyorlar. Bu mahallelerde kadınların haklarına saygı duyulmuyor. Gecekondu mahallelerinde kadınlar birçok haktan yoksun. Örneğin çalışma yaşamından tutalım güvenlik sorununa kadar önemli problemler yaşıyorlar. Toplumsal desteğin olmamasının yanı sıra onları gerçekten koruyan yasalar da yok. Kadınları koruyan yasalar ihlalleri ifşa ederken, onları ihbar etmeye teşvik etmek ve hayatlarını korumak gerekirç

‘Rehabilitasyon zorunluluktur’

Kanunların uygulanmasından sorumlu olanların ne ölçüde rehabilite edilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

Rehabilitasyon, liderlik pozisyonundaki, hatta yönetici pozisyonundaki herhangi bir kişi için bir zorunluluktur ve farklı vakaları kabul etmesine izin verecek şekilde eğitilmelidir. Çalıştıkları terimleri tanımlamanın ötesinde yurttaşlarla ilgilenmek ve ötekinin sınırlarını daha fazla bilmek için gereklidir. Sivil toplumun gerçek rolünün bilinmesi, farkındalığın geliştirilmesi içinde önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Feministlerin örgütlenme modeli esas alındı’

Sivil toplum kuruluşlarının kadın meselelerine sırt çevirmesinin sebepleri nelerdir?

Sivil toplum hedef kitlelere ne zaman yaklaşsa aslında canlanıyor, onlardan uzaklaşınca ise kuruyor ve ölüme yaklaşıyor. Örneğin uzak köylere sivil toplum çeşitli kurumlarıyla ulaşıyor ve gençlerin katılımını ve etkisini artırmaya yönelik programı çok iyi hatırlıyorum. Katılımcıların ihtiyaçlarına göre çalıştık ve programın detayları aslında onlara uyacak şekilde değiştirildi, bu da eğitimleri gerçekten faydalı kılan şey. Kurumlar toplumun ihtiyaçlarını karşılamalı ve abartılı programlarla toplumun üzerine çullanmamalı. Sivil toplumun son dönemlerdeki başarısı esas olarak feminist örgütlerin sokak örgütlenmeleri modeline dayanmaktadır. Son zamanlarda birçok kurum bu konuyu anlamış ve rol oynayabilmek için toplumun ihtiyaçları ile ilgilenmenin gerekliliği üzerinde durmuştur.