Kadın belediye eşbaşkanları Wan’da toplandı
DEM Parti'nin kadın belediye eşbaşkanları Wan'da çalıştayda bir araya geldi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye ve Ortadoğu’ya model olduklarını ve bu bilinçle çalışacaklarını söyledi.
Haber Merkezi- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, Wan'da "Yerel Yönetimler Kadın Çalıştayı” düzenliyor. İki gün sürecek çalıştaya tüm kadın belediye eşbaşkanları katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal yaptı. Neslihan Şedal, "Biz kolay bu kazanımları elde etmedik. Kürt kadınına yönelik kirli politikaların devrede olduğu bir dönemde direniyoruz. Bu politikalara karşı Kürt kadınları çok büyük bir irade ortaya koydu. Burada önemli kararlar alacağız. Yerel yönetimlerde 3 kadınla başladık, yüzlere ulaştık. Bizim felsefemiz ve yerel yönetim modelimiz dünyaya örnek oldu. Kürt kadın direnişi artık dünyaya yeni bir model sunuyor. Bu model, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmadır. Kentlerimizi kadın kentleri yapacağız” dedi.
‘Soykırım operasyonlarına devam ediliyor’
DEM Parti Kadın Meclis Sözcüsü Halide Türkoğlu da çalıştaydaki konuşmasında Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrara ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük mutlak tecride değindi. Halide Türkoğlu, savaş politikalarında ısrar edildiğini belirterek "Kürt sorununun demokratik çözümü yerine savaş politikalarında ısrar edenler, siyasi soykırım operasyonlarına devam ediyor. Bu mesele İmralı tecrit sisteminden bağımsız değil. Derinleşen tecrit sistemi bugün ülkede faşizm koşullarını da her geçen gün derinleştirmektedir. Bugün geldiğimiz aşama, sadece siyasetin sınırlarının çizildiği bir aşama da değil; Kürtlerin ne giyeceği, nasıl konuşacağı, hangi dilde kendini ifade edeceği, halaylarını nasıl çekeceği, cenazesini ve taziyesini nasıl yapacağına dair her türlü müdahalenin başladığını söylemek gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Kürt halkının dili suç sayılamaz’
Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken kişilerin gözaltı ve tutuklamalarına gerekçe yapılan "Bijî Serok Apo" sloganının suç olmadığını vurgulayan Halide Türkoğlu buna dair yargı kararlarını hatırlatarak "Kürt halkının dili, kültürü kriminalize edilemez, suç sayılamaz" dedi.
‘Tüm Türkiye ve Ortadoğu’ya modeliz’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetin vazgeçilmez olduğunu belirttiği konuşmasında 78 kadın eşbaşkan ile tüm Türkiye ve Ortadoğu'ya model olduklarını vurguladı. Tülay Hatimoğulları, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Erkek egemen zihniyeti ile mücadele ettik ve başardık diyebileceğimiz bir süreçte değiliz. Bizler sürekli başarmak zorundayız. Çünkü erkek egemen, iktidarcı anlayış bulduğu her alanda, bizlerin kadın hareketinin zayıfladığını hissettiği her anda karşımıza çıkar. Boşlukları iktidarlar çok kolay doldurur. Mücadelemizdeki diriliği çok önemli. Bu konuda da yerellerde seçilmiş kadın eşbaşkanlar olarak da sanıyorum ki en büyük görev sorumluluk sizlerin üzerindedir. Çünkü sizler halkın iradesini kadınların iradesini temsil ediyorsunuz. Sizlerin her birinin pratik bir adımı o ilde belediyede örnek teşkil edecektir. Biz sadece biz değiliz. Seçilmişler sadece kendileri değildir, temsil ettikleri kadınlardır. O yüzden attığımız her adımın sorumluluğumun bilincinde davranmak gibi çok önemli bir görev ve sorumluluğumuz var.”
‘Kendimizi koruma altına almak durumundayız’
Tülay Hatimoğulları, kadın eş başkanlardan en büyük beklentilerinin yerel yönetim pratiğini mahalle mahalle bütün kadınlara aktarmaları olduğunu belirterek "İktidar kötü bir hastalıktır. İktidarlık kötü ve bulaşıcı bir hastalıktır. Bizler o makama geldiğimizde zannediyoruz ki bütün dünyanın tek ve en önemli insanları bizleriz. Oysa böyle değildir, bizler halkı temsilen oradayız. Bizler halkın isteklerini, ihtiyaçlarını ve paradigmanın ışığında bir pratik sergilemek üzere oradayız. İktidarcı anlayışın bulaşıcılığından biz kadınlar kendimizi koruma altına almak durumundayız. Koruma altına alabilmenin en önemli yolu ideolojik donanımımızdır, paradigmamızı en iyi şekilde bilmek ve içselleştirmektir. Aksi takdire iktidarın olumsuz sınırlarının ve etkileri engelleyemeyiz. Bizler toplumsal cinsiyete duyarlı eşitlikçi kadın bakış açımızın farkındayız. Hiç kimsenin erkek egemen anlayışın, o anlayışın etkisindeki kimsenin hiç kimsenin bizim bu pratiğimizden vazgeçmemizi asla müsaade etmemeliyiz. Kadın eş başkanlarımızdan en büyük beklentimiz yerel yönetim pratiğini mahalle mahalle bütün kadınlara aktarmaktır" dedi.
‘Saldırılara somut yanıt vermek zorundayız’
"Kayyımcı anlayışı boşa düşürmeliyiz" diyen Tülay Hatimoğulları, “Bu konuda bazı belediyelerimizin pratikleri oldukça hızlıydı. Kadın danışma merkezlerini hızlı açılması çok önemliydi. Bunu gerçekleştirmemiz belediyelerin birinci ödevi olarak bunu hayata geçirmek olduğunun altını çizmek lazım. Alo Şiddet hattından tutalım da kadın danışma merkezleri, üretim kooperatifinin kurulması, kadın emeğinin değerlendirileceği pazarlara kadar her türlü çalışmanın sorumluluğu kadın eşbaşkanlar başta olma üzere belediye yönetimlerinin tamamının sorumluluğudur. Bu somutlukla bize karşı bu saldırılara bu somutlukta yanıt vermek zorundayız" diye ifade etti.
İktidara seslendi
Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekenler üzerinden "operasyonel bir yaklaşım" gözlemlediklerine dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:
"Buradan iktidara sesleniyoruz; Anadilimizde konuşmaya, şarkılar söylemeye, dans etmeye, halay çekmeye, anadilimizde rüya görmeye, hislerimizi anadilimizle yaşamaya devam edeceğiz. Hiçbir güç bizi anadilimizden koparamaz. 30 milyona yakın halkın dilinin yasaklanması hiçbir anlayışın kabul edebileceği bir şey değil. Bu konuda bütün yerel yönetimlere çağrımızdır; o belediyenin sınırları içinde konuşulan bütün dillerle hizmet sağlanmasının çağrısını, o dillerle kültürel faaliyetlerin yerel yönetimler eliyle sürdürülmesinin çağrısını yapıyoruz.”
Çalıştay basına kapalı olarak devam ediyor.