IŞİD ve dünya devletlerinin kara gerçeği: Hol Kampı

Hol Kampı’nda IŞİD'liler 4 yıl içinde kendilerine biat etmeyen 178 kişiyi katletti, çocukları askerleştirdi, tecavüz gerçekleştirdi. Peki Hol Kampı patlamaya hazır bir bombaya nasıl dönüştü?

BÊRÎTAN SARYA

Haber Merkezi-Türk devletinin aralıksız saldırdığı Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Alanları’nda adeta patlayacak bir bombayı andıran en büyük tehlikelerden biri de Hol Kampı. Hesekê’nin 45 km doğusunda bulunan Hol Kampı çoğunlukla DAİŞ’lilerin ailelerinden oluşuyor ve nüfusu şu anda 49 bin 69. Kampta IŞİD’in işgal ettiği alanlarda yaşamış ve zihniyetinden etkilenmiş Suriye ve Iraklı mültecilerde kalıyor. 60 ayrı ülkeden IŞİD çetelerinin ailelerinin kaldığı kampta, 2019 yılından 2022 yılı sonuna kadar 178 kişi öldürüldü.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kampta kalan IŞİD’lilerin vatandaşı olduğu ülkelere sürekli vatandaşlarını alma çağrısı yaptı.  Fakat 2018’den bugüne kadar sadece 907 IŞİD’li kadın ve çocuğu ülkelerine geri götürüldü.

Mevcut koşullarda, IŞİD’li kadınlar kampı bir yeniden örgütlenme ve daha radikalleşme alanı olarak değerlendirmeye, çocukları da IŞİD öğretisi ve vahşi uygulamaları doğrultusunda yetiştirmeye çalışıyor. Ayrıca kampta kalan IŞİD’li kadınlar ‘imam nikahı’ adı altında erkek çocuklara tecavüz ediyor, yine işledikleri cinayetlere bu çocukları da alet ediyorlar.

Kamplardaki IŞİD aileleri için ilgili ülkeler sorumluluğunu yerine getirmez ve uluslararası bir çözüm geliştirilmezken Türk devleti istihbaratı, İHH gibi sözde yardım kuruluşları yoluyla IŞİD’li kadınları kamptan kaçırıyor. BM ve ilgili devletler bu duruma tepki göstermezken BM uzmanları tarafından ‘insan hakları ihlali’ adı altında gündemleştiriliyor. Temmuz ayında Birleşmiş Milletler (BM) özel raportörü Fionnuala Ni Aolain kampları gündemleştirdi ama somut gerçeği ortaya koymak yerine IŞİD’li kadınların dili oldu. Fionnuala Ni Aolain kamplarda bu kadınların çocuklara uyguladığı tecavüze değinmezken 13 ve üzeri yaşlarda erkek çocuklarının kamptan alınarak rehabilitasyon ve eğitim merkezlerine götürülmesini eleştirildi.

Peki Hol Kampı’ndan durum nedir, kamp kurulduğundan bu yana neler yaşandı? BM ve dünya devletlerinin tutumu ve Hol Kampı gerçeği nedir? Bu dosyamızda bu sorulara yanıt olacağız.

Ortadoğu’nun en büyük kampı oldu

Kuzey ve Doğu Suriye’nin en büyük mülteci kampı olan Hol Kampı Ortadoğu’nun da en büyük kamplarından birisi. 1991 yılında Körfez savaşı ardından kurulan Hol Kampı’na Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) 2015 yılında Hol’ü özgürleştirmesi ardından Şam hükümetinin ve IŞİD’in baskılarından kaçan Suriyeliler yerleştirildi. 2016 yılından sonra Musul’un özgürleştirilmesiyle birlikte Iraklı mülteciler de kampa getirildi.  Teslim olan ve yakalanan IŞİD’lilerin eşleri ve çocukları başlangıçta Roj, Hol ve Eyn İsa’daki Kamplarda mülteciler içinde konumlandırıldı. Fakat birçok sorun yaşanınca Hol ve diğer kamplarda IŞİD’li kadınlar ve çocukları için özel bölmeler oluşturuldu.

QSD’nin Cizire’nin Fırtınası Hamlesi çerçevesinde Mart 2019’da IŞİD’in Suriye’de hâkim olduğu son toprak parçası Bahoz’u da özgürleştirmesi ardından teslim olan ve yakalanan binlerce IŞİD’linin ailesi de Hol Kampı’na yerleştirildi. Kampın hızlı büyümesi bununla da sınırlı kalmadı. Türk devletinin 9 Ekim 2019’da başlattığı GrêSpî İşgal Harekâtı sürecinde Eyn Îsa Kampı’nı hedef alması ve onlarca IŞİD’li kadının kaçırılması nedeniyle 3 bine yakın IŞİD’li kadın ve çocukları da Hol Kampı’na getirildi.

6 bölmede yaklaşık 50 bin kişi kalıyor

Bu süreç ardından 80 bine ulaşan kamp nufusu özerk yönetimin kimliği ve terör eylemlerine karışmadığı doğrulanan Suriyelilerin yerlerine geri dönebilmesinin koşullarını yaratması ve Irak’la yaptığı anlaşma çerçevesinde binlerce Iraklı mülteciyi ülkelerine geri göndermesiyle azaldı. Şu anda kampın nufusu 49 bin 69.

Kampta yerleşim 6 bölme şeklinde düzenlenmiş. 3 bölmede Iraklı, 2 bölmede Suriyeli mülteciler ve diğer bir bölmede ise Suriye ve Irak dışından olan IŞİD’li kadınlar ve çocukları kalıyor. Kampta Iraklı 24 bin 123, Suriyeli 17 459 kişi ile Suriye ve Irak dışından olan 7 bin 476 IŞİD’li kadın ve çocuk kalıyor. Kamp nüfusunun 33 bini çocuklardan, 15 bini kadınlardan oluşurken 1969 ise Iraklı ve Suriyelilerin bölümünde kalan yetişkin erkekler.

IŞİD’li kadınların bulunduğu bölme güvenlik ve örgütlenme alanlarının genişlememesi için kamp için ayrı bir kamp gibi oluşturulmuş. Bu bölümün doktoru, çarşısı, hastanesi ayrı. Ayrıca diğer bölmelerle gidiş gelişler yok.

IŞİD’liler kurallarına uymayanları öldürüyor: 4 yılda 178 kişi öldürüldü

On binlerce IŞİD’li ve IŞİD zihniyetinden etkisi altında kalmış mültecinin kaldığı Hol Kampı şu anda hem kendi içinde hem de bölge açısından büyük bir tehlikeyi barındırıyor. Mültecilerin içinde IŞİD’li erkeklerinde sızdığı kamp, kadın ve erkek çeteler tarafından adeta bir IŞİD eğitim ve örgütlenme kampına çevrilmek istendi. Kadınlar IŞİD’in “El Hisbe” adı verilen ve dayattıkları kurallara uymayanları yakalayıp cezalandırdığı birimin bir uzantısını kamp içinde de kurdu. IŞİD’den ayrılmak isteyen, çocuklarını IŞİD kurullarına göre büyütmek ya da kara çarşaflara bürünmek istemeyen kadınlar El Hisbe tarafından tehtid edildi. Böyle birçok kadın saldırıya uğradı, çadırı yakıldı ya da öldürüldü. Özellikle yabancı IŞİD’li kadınların kaldığı bölmedeki çocuklar IŞİD’in çocuklardan katil yaratma örgütü Eşbal El Xîlafê(Hilafetin çocukları) bünyesinde örgütlendirildi.

Hol Kampı’nda 2019’dan bugüne kadar birçok cinayet işlendi.  Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçlerinin geliştirdiği sayısız güvenlik operasyonuna rağmen, IŞİD’liler kampta selefi cihadist öğretiye göre yaşamak istemeyen ve çetelerden ayrılmak isteyen onlarca kişiyi ateşli silahlar, kesici alet, boğma, bedene sert cisimle vurulan darbeler, kafa kesme ve işkence gibi yöntemlerle katlettiler. Hol Kampı yönetiminden aldığımız verilere göre kampta 2019 yılında 13, 2020 yılında 32, 2021 yılında 96, 2022 yılında 44 kişi öldürüldü. 

2 büyük hamleyle yüzlerce IŞİD’li ve cephanelik yakalandı

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye geliştirdiği aralıksız saldırıları ve Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) IŞİD ve SMO çetelerinden oluşturduğu hücreler yine dünya devletlerinin sorumluluklarını yerine getirmemesi IŞİD’in Hol Kampı’nda güçlenmesine neden oldu.

Bir yandan Türk devletinin alanlarına dönük saldırılarına karşı mücadele eden QSD, YPG, YPJ, İç Güvenlik Güçleri Hol Kampı’nda da IŞİD’e karşı bir mücadele içerisinde oldu. Hol Kampı’nda iç güvenlik güçlerinin geliştirdiği onlarca operasyonun yanı sıra Kuzey-Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri öncülüğünde QSD, YPG ve YPJ güçlerinin de katılımıyla biri 2021, biri 2022 olmak üzere kampa “İnsani ve Güvenlik Operasyonu” adıyla 2 operasyon gerçekleştirildi. 2021’de gerçekleştirilen operasyon sonucunda kampta onlarca IŞİD hücresi çökertilirken aralarında emirlerinde olduğu 300’e yakın IŞİD üyesi yakalandı. 

25 Ağustos 2022’de başlayan ve 24 gün süren “İnsani ve Güvenlik Operasyonu”nun 2’nci hamlesinde kampta IŞİD’liler çıkan çatışmada 2 İç Güvenlik Güçleri üyesi yaşamını yitirdi.  Operasyon sonucunda öldürme ve tehdit suçlarına karışmış 36 kadın olmak üzere 226 kişi tutuklandı, silahların saklandığı 25 tünel ve hendek tespit edildi. Ayrıca 3 adet AK-47 silahı, mühimmatıyla birlikte 2 tane RPG silahı, 2 tabanca, 25 el bombası, 25 kg TNT patlayıcısı, 11 susturucu silah, 388 AK-47 mermisi, 10 AK-47 şarjörü, 9 hücum yeleği, çok sayıda kesici ve işkence aletleri, iletişim malzemelerinin olduğu adeta küçük bir cephanelik ele geçirildi.  YPJ operasyonda, IŞİD’li kadınlar tarafından zincire bağlanan ve vahşice işkence gören 4 kadını da kurtardı.

Birçok saldırı var: Güvenlik imkanlarımız sınırlı

Hol Kampı Yönetimi’nde yer alan Cihan Xenan, 2023 yılında kampta bir cinayete rastlanmadığını fakat güvenlik sorunu ve tehditlerin devam ettiğini belirterek şu bilgileri verdi: “2022 yılında kampta birçok öldürme olayı yaşanmıştı. Bu 2022 yılında geliştirilen insani ve güvenlik operasyonunun olumlu sonucuydu. Fakat 2023 yılında öldürme olayı yaşanmasa da birçok saldırı girişimi oldu.  IŞİD’li kadınlar bu yılda birçok kadının çadırına gidip onları tehtid etti ve dövdüler. Örneğin bunlardan biri de yaklaşık bir ay önce gerçekleşti. IŞİD’li kadınlar kampta kadın kuaförlüğü yapan bir kadına saldırdı. Gece onun çadırına gidip bıçakla saldırmışlardı. Kadın yaralı olarak ellerinden kurtulmayı başardı ve bize ulaştı.

Yine IŞİD’li kadınlar kampta çalışan birçok yardım kuruluşunun yerini gözleyip gece giderek onları tehtid ettiler ve para istediler.  3 yardım kuruluşunun yerini yaktılar. Bunlardan biri de Suriye Kadın Meclisi’nin çadırıydı. Çocuklar için okul olarak yapılan yeri yaktılar. Tabi gidip bu şiddet ve tehtid olaylarını yapanlar yüzlerini kapatıyorlar ve silahlı gidiyorlar.  2022 operasyonuyla kampta güvenlik açısından bir toparlanma olmuştu. Fakat şimdi kendilerini yeniden örgütlemiş durumdalar ve bu faaliyetlerini gerçekleştirecek guruplarını oluşturmuş durumdalar.

Kamp oldukça geniş bir alanda kurulu. Bizim ve kampın güvenliğini sağlayan asayiş ile öz savunma güçlerinin elinde öyle çok gelişmiş bir teknoloji yok. Yani kampın tüm çevresini kameralarla donatma, her yere güç yerleştirme ve zamanında gelişen durumları fark etme imkanlarımız yok. Cinayet, kaçış, tehtid vb. birçok olay geceleri yaşanıyor” diye konuştu.

6 yılda sadece 907 İŞİD’li kadın ve çocukları ülkeleri tarafından alındı

IŞİD ve kamplarda kalan IŞİD’li aileler sorununun çözümü tek başına özerk yönetimin imkanları ve gücünü aşarken BM, ilgili devletler bu konuda sorumluluğunu yerine getirmiyor.  Mevcut durumda İŞİD’lilerin ya ülkelerine götürülerek ya da en makul çözüm olarak delillerin mekânı Kuzey ve Doğu Suriye’de uluslararası mahkeme kurularak yargılanmaları gerekiyor.

Fakat buna dair uluslararası alanda hiçbir adım atılmış değil. Yine Hol ve Roj Kampı’ndaki IŞİD’li kadın ve çocukların ülkeleri tarafından alınması, Suriyeli IŞİD’li kadınların rehabilitasyonuna destek verilmesi gerekir. Fakat bunlardan hiçbiri yapılmıyor ve bu konuda yük sadece özerk yönetime bırakılmış durumda. Devletler sadece kendi vatandaşı olan IŞİD’lilerin bile sorumluluğunu almaktan kaçarken 60 ülkeden IŞİD’li çete ve ailelerinin sorumluluğu statüsü tanınmamış, sürekli Türk devleti ve IŞİD saldırılarına maruz kalan, kuşatma ve ambargo altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi üzerine bırakılmış durumda.

60 ülkenin vatandaşlarının olduğu kamptan şimdiye kadar sadece 36 ülke, o’da vatandaşlarının küçük bir kısmını aldı. Halen vatandaşı IŞİD çetelerinin akibetini bile sormayan birçok devlet var. Hol Kampı’ndan 2018’de sadece Tunus bir kadın ve 1 çocuk vatandaşını aldı. Yetkililer kamptan 2019 yılında 57’si kadın 100’ü çocuk 157, 2020 yılında 22’si çocuk 8’i kadın 30, 2021 yılında 112’si çocuk 58’i kadın 170, 2022 yılında 272 çocuk 84’ü kadın 356, 2023’ün ilk 7 ayında ise 146’sı çocuk 46’sı kadın 192 kişinin vatandaşı olduğu ülkeler tarafından kamptan alınarak ülkelerine götürüldüğünü belirtti. Hol Kampı’nın nufus oranı ve geçen dört yıl düşünüldüğünde bu rakamlar soruna ilgisizliği ve çözümsüz bırakma politikalarını bir kez daha ortaya koyuyor. BM ve ilgili devletler ne Türkiye saldırılarını ve IŞİD’le ortaklığına “diyor” ne vatandaşlarını alıyor nede uluslararası mahkeme kurulmasını kabul ediyor. Bu politikalar ise beraberinde daha büyük bir sorunu kampta kalanların daha da radikalleşmesini ve kampın IŞİD’in kuluçkaya yattığı bir alana dönüşmesini sağlıyor.

Pişman olanlar sesini çıkaramıyor

Kuzey ve Doğu Suriye’de adeta bir bombaya dönüşen Hol Kampı yine Roj Kampı’nda IŞİD’e gönüllü olarak katılmış, halen IŞİD zihniyeti ve uygulamalarını dayatan kadınlar yanı sıra toplumsal cinsiyetçilik rollerinin gelişkin olduğu Ortadoğu ülkelerinden eşi katıldığı için onunla birlikte Suriye’ye geçmek zorunda kalmış birçok kadında var. Ayrıca Suriye ve Irak’ta köyü, şehri IŞİD tarafından işgal edilmiş, eşi ve ailesi IŞİD’e bağlandığı için ona uymak zorunda kalan sözü, iradesi gasp edilmiş birçok çaresiz kadında kalıyor.

2019 yılı henüz Bahoz’dan çıkan IŞİD’li kadınların kampta taşındığı süreçte ziyaret ettiğimizde yine sorunlar vardı fakat kampta birçok kadın pişman olduğunu veya IŞİD’e gelmenin kendi tercihleri olmadığını söylüyordu. Fakat şimdi aradan geçen 4 yılda özelde de yabancı IŞİD’li kadınların kaldığı bölmede kadınlar kendilerini rahatça ifade edemiyor, çarşafsız dolaşamıyor çünkü sürekli El Hisbe’nin tehtidi altındalar.

IŞİD’lileri rehabilite etme ve kadınları koruma çabası var ama…

Hol Kampı Yönetimi Cihan Xenan kampta çalışma yürüten yardım örgütlerinin sadece kamptakilerin maddi ihtiyaçlarının karşılanması konusunda çalıştıklarını belirtiyor. Hol ve Roj kamplarında özerk yönetim ve özerk yönetim alanlarındaki kadın örgütleri IŞİD’li kadınların rehabilite edilerek yaşamla yeniden buluşması için bazı çalışmalar yapsa da bunlar hem yeterli gelmiyor hem de IŞİD’li kadınların saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor.

Cihan Xenan kamptaki bu durumu ve IŞİD’li kadınların tehtid ettiği kadınlar konusunda aldıkları tedbirleri şöyle anlatıyor: IŞİD’li kadınlar kendileri gibi kapanmak istemeyen, yüzünü ya da saçı açık yine yardım kuruluşlarıyla bağlantı kurduğunu gördükleri kadınları tehtid ediyor ya da öldürüyor. Geçen ay kampta Suriye Kadın Meclisi’nin Merkezini yani çadırını yaktılar. Çünkü kamptaki kadınlara dönük erkeğin çok eşliliğinin kadın haklarının gaspı olduğu konusunda bir eğitim çalışması geliştiriyorlardı. Eğitim başladıktan bir gün sonra merkezlerini yaktılar. Bu tehtidler nedeniyle birçok kadın bize gelip yaşadığı sıkıntıları anlatamıyor. Diğer yardım kuruluşları da yabancı IŞİD’li kadınların bölmesine onların saldırıları nedeniyle giremiyor. Tüm çalışmalarını o bölmenin dışında yakınında bir yerde yürütüyorlar kaldı ki bu kadınların o terörist düşüncelerden arındırılması çabaları da yok. Ayrıca diğer IŞİD’li kadınlar tarafından tehtid edilen ve saldırıya uğrayan kadınlar olduğunu duyduğumuzda ya da fark ettiğimizde, başvuru olduğunda bu kadınları o bölmeden çıkarıp kampta onlar için hazırladığımız daha güvenli bir yere yerleştiriyoruz.”

BM raportöründen çarpık gündemleştirme

Kuzey ve Doğu Suriye’de İŞID’lilerin bulunduğu kamplara ziyarette bulunan Birleşmiş Milletler (BM) özel raportörü Fionnuala Ni Aolain  bu kamplarda yaşananları sadece IŞİD’lilerin penceresinden ve dilinden yansıttı. Fionnuala Ni Aolain “İki kamptaki koşullar keyfi ve süresiz toplu gözaltı oluşturuyor ve tutulanlar için herhangi bir yasal veya adli işlem olasılığı bulunmuyor” dedi. Ki IŞİD’li kadınların Suriye’ye gezmeye gelmediği ortada. Bu kadınlardan birçoğu eşlerinin insanları katletmesine ve topraklarından sürmesine, kadınları köleleştirmesine ortak oldu. Yerinden yurdundan ettikleri insanların mekanlarına, evlerine yerleşmeleri bile tek başına bir suç teşkil etmekte.  IŞİD’in Suriye’de, Irak’ta, Şengal’de yaptıkları düşünüldüğünde kendileri de IŞİD’e katılmış bu kadınların kamplarda keyfi olarak tutulmadıkları ortada. Kuzey ve Doğu Suriye’de hiçbir rehabilitasyondan geçmeden IŞİD’in vahşi fikirlerini taşıyarak var olmaları bile başlı başına bir tehlike. Hele de IŞİD’in hücre örgütlenmeleri ve buna karşı mücadele sürerken direkt serbest bırakılmalarının daha tehlikeli olacağı açıktır.

Ayrıca IŞİD çetelerinin saldırıları ve onlara karşı mücadelede 11 bin şehit vermiş bir toplumun bu çetelerin ailelerini kabul etmeyeceği de ortada. Diğer yandan kampta 60 ülkenin vatandaşları bulunuyor. Suriyelileri çıkarırsak bunların hiçbiri Kuzey ve Doğu Suriye’nin vatandaşı değil. Özerk yönetimin bunları kamplardan salıvermesine en başta bu devletler karşı çıkacak ve başta Türkiye olmak üzere “IŞİD’lileri üzerimize gönderiyorlar” diyeceklerdir. Yani özerk yönetimin ilgili devletler resmi olarak vatandaşı olan çeteleri almadıkça bunları bir sınıra bırakıp “ülkemi terk edin” diyebilme şansı da yoktur. Kaldı ki Türk devleti Hol ve Roj Kampı’ndan MİT ve İHH’nın çalışmalarıyla IŞİD’li kadınları kaçırmakta Türkiye, Suriye’de işgal ettiği bölgeler ve Avrupa’ya geçmelerini sağlamaktadır. Buda hem özgür basın tarafından belgelenmiş hem de Türk devleti Temmuz 2020’de Moldovalı IŞID’li bir kadın ve çocuklarını Hol Kampı’ndan kaçırarak bunu özgürleştirme operasyonu olarak sunmuştur. Türkiye IŞİD’i canlandırmak ve kendi çıkarlarına kullanmak için herşeyi yapmaktadır.

Çocuklara dönük cinsel istismar

BM rapörtörünün 13 yaş ve üzeri erkek çocuklarının Hol ve Roj kamplarındaki IŞİD’li kadınların bulunduğu bölmelerinden çıkarılmasını, ‘anne ve çocuğun birbirinden ayrılması’ olarak eleştirdi. 2622 IŞİD’li kadın ve çocuklarının bulunduğu Roj Kampı ve Hol Kampı’nda 2 yıldır böyle bir uygulama geliştiriliyor. Fakat bu çocuklar kaybolmuyor ya da kaybedilmiyor.

13 yaş ve üstü erkek çocukları güvenlik, çocukların istismar edilmesini ve cihadist düşüncelerle yetiştirilmesini önlemek amacıyla IŞİD’li kadınların bölmesinden çıkarılarak Kuzey ve Doğu Suriye’deki 2 rehibilitasyon ve eğitim merkezine aktarılıyor. Fakat bu kararın alınmasının 2 temel nedeni var. Birincisi çocukların IŞİD düşünceleri ve şiddet temelinde gelişimini engellemek, ikincisi ise kamplardaki IŞİD’li kadınların erkek çocuklarla ‘imam nikahı’ adı altında gerçekleştirdikleri tecavüz.

‘Çocukların yaşam ve cinselliğinin istismarını önlemeye çalışıyoruz’

Hol ve Roj Kampları yönetiminde yer alan Sara Derik bu kararı almalarına neden olan pratik koşulları ve kararın nasıl uygulandığını şöyle anlattı. IŞİD’lilerin çocuklarını kamptan alarak eğitim merkezlerine götürmeye, elimize bu çocukların kampta IŞİD düşüncesine göre nasıl eğitildiklerini gösteren birçok belge geçtiğinde karar verdik. Yine o süreçte kampta bir olay yaşandı ve sonrasında bu olayların yaşandığını gördük. IŞİD’li kadınların bölmesinde kalan bir erkek çocuğu 4 kadınla evlendirmişlerdi ve çocuğu istismar ediyorlardı. Bu olayla karşılaştığımızda araştırarak böyle başka vakalarında olduğunu ve IŞİD’li kadınlar tarafından bilinçli ve planlı gerçekleştirildiğini öğrendik. Yine bu çocukların anneleriyle yani IŞİD’li kadınlarla birlikte kampa girenlere saldırılarını ve nefretlerini gördük. Bu çocukların ağaçlardan ve taşlardan saldırı için yaptığı birçok ilkel silah bulduk.

Bütün bunlar nedeniyle 13 ve üzeri yaştaki erkek çocuklarını kamptan çıkararak rehabilitasyon ve eğitim merkezlerine götürme kararı aldık. Rehabilitasyon merkezleri zindan değildir. Bu rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinin yaşam standartları da oldukça iyi. Koşulları kamptan çok çok daha iyidir. Bazı anneler IŞİD’li kadınların yanında sesini çıkarmıyorlar ama çocuklarının kampta büyümesini ve istismar edilmesini istemiyorlar. Kendileri gelip bize çocuklarımızı alın diyorlar. Ayrıca gerek Roj gerek Hol Kampı’ndaki anneleri çocuklarıyla görüntülü telefon görüşmesi yapmasını sağlıyoruz. Geçtiğimiz günlerde onları çocuklarını görmeye götürdük. Bu uygulamayı geliştirmeseydik kampta çok daha büyük olaylar gelişirdi. Bu çocukların durumu çok kötü olur ve hepsinden birer katil çıkarırlardı.