IŞİD'e karşı direnen iki Süryani kadın: Wîdad ve Şamîran

IŞİD çetelerinin saldırıları sırasında Süryani kadınlar, çetelere karşı cesurca mücadele ederek, topraklarını ve halklarını savundular. Bu kadınlardan Wîdad Îliya Yûnan ve Şamîran Şiba direnişleriyle Süryani halkının tarihinde yeni bir sayfa açtı.

SORGÜL ŞÊXO 

Qamişlo- Kuzey ve Doğu Suriye'de 19 Temmuz 2012'de tüm şehirlerinde binlerce kadın ve genç savaşçı, kahramanlık destanları yazdı. 3 Ağustos 2014'te Şengal'de Êzidî kadınların kaçırılmasının ardından IŞİD çeteleri bu kez Kuzey ve Doğu Suriye'nin Cizîr Bölgesi'ndeki Til Temir kentine ve Xabur Nehri karşısındaki Süryani köylerine saldırdı. 23 Şubat 2015 sabahı çeteler aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 250'den fazla Süryani’yi kaçırdı. IŞİD çeteleri, kadınları İslam dinini kabul etmeye zorladı ancak kadınlar, çetelerin tüm baskılarına karşı direnişe geçti.  

Wîdad Îliya Yûnan ve Şamîran Şiba, Kuzey Kürdistan’ın Colemêrg (Hakkâri) kenti ile Irak'ın Nînowa’ya kadar uzanan Seyfo ve Samel katliamını yaşayanların torunları. Dedeleri gibi katliama uğrayan torunları da en vahşi saldırılar karşısında teslim olmayı kabul etmedi. IŞİD çetelerinin saldırılarına karşı silahlandılar. Wîdad Yûnan ve Şamîran Şiba, 23 Şubat 2015 direnişiyle bölge halkının ve özellikle Süryani halkının tarihinde yeni bir sayfa açtı. 

Çetelere karşı direndiler 

Til Hürmiz köyünde 1970 yılında dünyaya gözlerini açan Wîdad Îliya Yûnan, 1 Ekim 2014'te Xabûr Öz Savunma Meclisi’ne katılarak savaşçı oldu. Wîdad Îliya Yûnan, daha sonra 23 Şubat 2015 saldırılarında IŞİD çeteleri tarafından kaçırıldı ve bir ay sonra katledildi.   

Şamîran Şiba da 1970 yılında savaşçıların annesi anlamına gelen Yamet Digêsa adıyla dünyaya geldi. 1 Ekim 2014'te Xabûr Öz Savunma Meclisi’ne katıldı. Şamîran Şiba, mutfaktan sorumluydu ve tüm savaşçıların annesiydi. Xabûr Öz Savunma Meclisi komutanlığından alınan bilgilere göre, IŞİD çetelerinin köylere saldırmasının ardından Şamîran Şiba köyden çıkmayı reddetti. Şamîran Şiba’nın o ana dair sarf ettiği sözler şöyle aktarıldı: "Evet ben kadınım ama buradan ayrılmayacağım, sizler benim çocuklarımsınız ve ben de sizin annenizim. Size ne olacaksa bana da o olsun. Sizden daha iyi değilim.” Savaşçılarla birlikte çetelere karşı direnen Şamîran Şiba, 23 Şubat 2015'te Til Hürmiz köyünde çete saldırıları nedeniyle hayatını kaybetti. 

‘Diğer mahkumlardan farklı davrandılar’ 

IŞİD çetelerinin kaçırdığı kadınlardan biri de Cemîla Kako’ydu. Cemîle Kako, serbest bırakıldıktan sonra Xabûr Süryani Şehid Aileleri Meclisi'nin yöneticiliğini üstlendi. Cezaevi sürecinde Wîdad Îliya Yûnan ile tanışan Cemîla Kako, Wîdad Îliya Yûnan’ın cesaretinden ve kişiliğinden bahsetti. 23 Şubat 2015'teki saldırıyı anlatan Cemîla Kako, "Çeteler köylerimize saldırdıktan sonra Til Cezîr, Til Hürmiz ve Til Şamiran olmak üzere 3 köyden 250'den fazla Süryani'yi kaçırdılar. Ben de aralarındaydım. Şedadê Hapishanesi’ne götürüldüğümde Wîdad bize kelepçeli olarak getirildi. Şeflerin söylemine göre Wîdad onlara çok direnmişti. Wîdad'a yaptıkları muamele diğer mahkumlardan farklıydı. Hapishane şefi ve valisi her geldiğinde onu soruyorlardı. Ona her zaman silah veriyorlardı ve ateş etmesini istiyorlardı. Wîdad'a davranışları çok farklıydı çünkü onu gördüğümüzde bütün kıyafetleri parçalanmıştı ve onu zorla yakaladıkları çok açıktı” dedi.   

‘Halkına sahip çıkan biriydi’ 

Cemîla Kako, Wîdad'ın her zaman kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Wîdad, çetenin onu bu şekilde bırakmayacağını biliyordu, sürekli hapishaneden kaçmaya çalışıyordu. Çetenin kendisine bir şeyler yapacağını biliyordu. Wîdad halkına sahip çıkan biriydi. Köyünü ve toprağını korumak dışında farklı bir şey yapmadı. Birçok yoldan kaçmaya çalıştı. Cezaevine hasta kadınlar için yerleştirilen kıyafetleri giyip hastaneye gitmek ve kaçış planını başarmak istiyordu ancak kaçışının diğer kadın mahkûmları etkileyip onlara zarar vereceğini biliyordu. Bize zarar vermemek için kaçış planlarını erteliyordu." 

‘Sizi kurtarmak için çalışacağım’ 

Cemîla Kako, Wîdad'la son görüşmesinin öğle yemeğinde olduğunu ifade ederek, "Hatırlıyorum, Wîdad bizimle sadece bir ay kalmıştı. Bir gün birlikte yemek yiyorduk, vali ve birkaç çete gelip Wîdad’a ‘toplantımız var ve belki cezaevinden çıkabilirsin’ dediler.  Wîdad’ın bir sözünü hiç unutmayacağım. Hep şöyle derdi; ‘ben sizden önce çıkarsam sizi kurtarmak için çalışacağım’. O gün Wîdad’ı götürdüler ve bir daha dönmedi. Çete üyelerine defalarca sorduk. Çeteler ise sürekli bize ‘o kafiri sormayın’ diye cevap verirdi. Sonrasında öğrendik ki Wîdad’ı silahla öldürmüşler” ifadelerinde bulundu.  

‘Amaçları Süryani halkını yok etmekti’ 

Cemîla Kako, kurtuluştan sonraki duygularını da şu sözlerle dile getirdi: "Çok acı bir duygu. Şehit Aileleri Meclisi'nin duvarında şehitlerin resimleri var ve resimlere bakınca en kıymetli ve değerli insanların şehit olduğunu görüyoruz. Bizler var gücümüzle topraklarımızı ve Süryani halkını koruyacağız. Xabûr Nehri’nde halkımızı hedef alan saldırı, Seyfo ve Semelê katliamından başka bir şey değildi. Amaçları, dünyanın en eski medeniyetlerinden biri olan Süryani halkını yok etmekti. Suriye'ye müdahale eden hiçbir devlet, halkımıza yönelik saldırıları durdurmaya yardımcı olmadı. Suriye krizinin derinleşmesinin nedeni hegemonik güçlerdir. Bütün güçler Suriye halkının çıkarları için değil, ülkelerinin çıkarları için buradalar. Burada huzur ve güvenlik sağlandığında tüm Süryani halkı bir gün kendi topraklarına dönecekler.” 

Wîdad Îliya Yûnan ve Şamîran Şiba’nın direnişinin tarihi bir direniş olduğunu söyleyen Cemîla Kako, “Bu iki kadın halkımızın direniş tarihinde yeni bir sayfa yazdı. Kadınların bu topraklardaki varlığı bu savaş koşullarında konumlanma pozisyonları başlı başına eşsiz bir direniştir" diyerek sözlerini noktaladı.