ROJ HOZAN

Qamişlo –Kuzey ve Doğu. Suriye’deki cezaevi ve kamplarda birçok ülkenin vatandaşı İŞİD’liler bulunsada, bu ülkeler üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek bölge ve dünyada İŞİD tehlikesinin büyümesine ne oluyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Alanları’nın yanı başındaki Türk devleti ise gerek işgal saldırılarıyla gerekse özel planlamalarıyla İŞİD’e güç veriyor. Türk devleti bölgede birçok defa İŞİD’lilerin bulunduğu cezaevlerini hedef alarak çetelerin kaçmasına neden oldu.

Cizîrê Bölgesi İçişleri Kurulu Eşbaşkanı Hemrîn Elî, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Hegemon devletler çözüm istemiyor’

IŞİD çetelerinin bölgedeki varlığından ve tehlikesinden söz ederek konuşmasına başlayan Hemrîn Elî, “Bilindiği üzere 19 Temmuz 2012’den bu yana devrime ve kazanımlarına yönelik saldırılar, planlar ve vahşi eylemler hiç durmadı. Bugünde aynı şekilde planlamaları ve saldırıları devam etmektedir. Başta Türk devleti olmak üzere birçok hegemonik devlet DAİŞ çetelerini yenen güçlerimizin bu başarısının herhangi bir kazanıma dönüşmesini istemiyor. Bu yüzden de şimdiye kadar kalıcı bir çözümden yana olmadılar” diye belirtti.

‘Çetelerin sorumluluğu sadece bizde değil’

IŞİD çetelerinin bölgedeki varlığının devam ettiğini kaydeden Hemrîn Elî, “Bölge halkının yaşamı üzerine çok büyük tehlikeler var. Bölgedeki hapishanelerde ve kamplarda halen DAİŞ’e bağlı olan birçok çetenin olduğunu biliyoruz. Kimi zaman bir araya gelmeye ve saldırmaya çalışıyorlar. Her ne kadar güvenlik güçlerimiz görevlerini yerine getirse de bunun yeterli olmadığını biliyoruz. Çünkü bu çetelerin sorumluluğu sadece bizde değil. Bu çetelerin tehlikelerini önlemek için tüm yerel ve uluslararası devletlerin bize yardım etmeleri gerekiyor” dedi.

‘Türkiye bölgede İŞİD’i yeniden güçlendiriyor’

Türk devletinin IŞİD çetelerine verdiği desteklerden söz eden Hemrîn Elî, sözlerine şöyle devam etti: “Tüm ilgili devletler, İŞİD çetelerinin Türkiye tarafından örgütlendiğini, eğitildiğini ve  Suriye’ye geçişlerinin de Türkiye üzerinden olduğunu çok iyi biliyor. Ancak Türk devleti ile çıkarları temelinde ilişkileri olduğundan  bunu açık bir şekilde dille getirmiyorlar. Hegemonik devletlerin DAİŞ’in bölgede kalması üzerine planları var. Çünkü bu çetelerin kendi ülkelerine girmesini ve kendileri için tehlike oluşturmasını istemiyorlar. Ayrıca bölgeyi DAİŞ'ten koruma bahanesiyle bölgedeki varlıklarını garantilemek istiyorlar. 

Türk devleti, tüm gücüyle çeteleri canlandırmak istiyor. Bunun için zaman zaman DAİŞ çetelerinin bulunduğu Hol Kampı ve kaldıkları cezaevleri gibi yerlere saldırdığını görüyoruz. Son saldırılar bunun en iyi örnekleridir. En son Türk devleti Hesekê'deki Hol Kampı ile Qamişlo'daki Çirgîn Cezaevi’ni bombaladı. Bombardıman sonucunda Hol Kampı’ndaki İç Güvenlik Güçleri’nin 8 üyesi yaşamını yitirdi. Güçlerimiz bu saldırılara büyük ölçüde karşılık verdi ve zaman zaman bu çetelerin uyuyan hücrelerine yönelik hamleler yaptı. Türk devleti DAİŞ’in bölgedeki tabanını canlandırmak, DAİŞ’i güçlendirmek için elinden gelen herşeyi yapıyor.”

‘DAİŞ çeteleri yargılanmalı’

IŞİD çetelerinin saldırılarına karşı bölge halkının gösterdiği direnişe dikkat çeken Hemrîn Elî, IŞİD çeteleri ile Türk devletinin işgal saldırılarının durdurulması için tutuklu İŞİD'lilerin yargılanması gerektiğini söyledi. IŞİD çetelerinin cezaevleri ve kamplardaki varlıklarının büyük bir tehlike oluşturduğuna dikkat çeken Hemrîn Elî, IŞİD çetelerinin suç işledikleri topraklar üzerinden bir an önce yargılanmaları gerektiğini yineledi.

‘Elimizden geleni yapacağız’

Hemrîn Elî, son olarak şu sözlere dikkat çekti: “Halkımız yıllardır her türlü saldırıya karşı direniyor. Bu yüzden DAİŞ çetelerine karşı da aynı ruhla birlik olmuş bir gücümüz var. Halkımız tüm planlara karşı toprağının savunulmasında kararlı ve zafere inançlıdır.  Halkımız uluslararası bir mahkemenin kurulması ve bölgeye insanlarımıza zarar vermiş olan İŞİD çetelerinin bu topraklarda yargılanmasını istiyor. DAİŞ varlığıyla güvenlik sistemimize yönelik bir tehdidin oluşmasını istemiyoruz. Bu nedenle bu çeteleri istenen şekilde yargılamak bizim ve tüm devletlerin görevidir. Bölgede güvenli bir ortamın oluşması için toplumumuzu tüm dış ve iç tehditlerden korumak için elimizden gelenin en iyisini yapacağız.”