HDP’li Semra Güzel: Benim şahsımda Kürt halkının gerçekliği yargılanıyor
Duruşması görülen tutuklu HDP Milletvekili Semra Güzel, “Benim şahsımda Kürt halkının gerçekliği yargılanıyor” dedi. Savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmayı 14 Temmuz’a erteledi.
Ankara – Hakkında 2017 yılında başlatılan soruşturma dosyasındaki bir kısım fotoğrafların basına servis edilmesinden sonra dokunulmazlığı kaldırılarak 3 Eylül’de tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Milletvekili Semra Güzel’in yargılandığı davanın 3’üncü duruşması, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Semra Güzel, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlandığı duruşmada avukatları hazır bulundu.
‘Tutuklu olmam ve deprem felaketinin sorumlusu aynı zihniyet’
Geçen celse Mereş merkezli depremler dolayısıyla duruşmaya katılamadığını hatırlatan Semra Güzel, “Buruk bir bayram geçirdik. Deprem sonrası ilk bayramdı. Hepimizi sarsan, milyonları etkileyen bir deprem oldu, halen de etkisi sürüyor. Tüm halkımıza geçmiş olsun. Deprem sonrası keşke gündemimiz böyle davalar yerine deprem olsaydı. Depremin felakete dönüşmesinde sorumlu olanların yargılanacağını düşünmüyorum. Deprem bölgesinde olamadığım için af diliyorum çünkü ben hekimim, orada olmam gerekirdi. Duyarlı halkımız oradaydı. Ben kendi iradem dışında orada olmadım. Benim orada olamamam ve deprem felaketinin sorumlusu da aynı zihniyet. Depremzedeler ölüme terk edildi, halkımız ‘Beni kurtarın’ diye haykırarak hayatını kaybetti. Bu kadar ölüm olmayabilirdi. Hala kayıplarını bulmak için arayanlar var. Halk cenazesini bulsa sevinecek duruma getirildi. Her bir can acı bir hayat hikayesi olarak önümüze çıktı. Halk bakışlı bir sistem olsaydı, rant odaklı bir sistem olmasaydı deprem böyle bir felakete dönüşmezdi” dedi.
‘Dosyada bana ait tek şey basına yansımış olan fotoğraf’
Cumartesi Anneleri’nin mücadelesine değinen Semra Güzel, savunmasına şöyle devam etti: “Cumartesi anneleri evlatlarını, cenazelerini arıyor. Annelere o acıları yaşatan ve depremi felakete dönüştüren aynı sistem. Hakkımda hazırlanan dosya kısa sürede incelenemeyecek kadar karmaşık ve dosyanın bir kısmı hala elime ulaşmadı. Benimle ilgili olmayan çok sayıda şeyler eklenmiş dosyaya. Dosyada bana ait tek şey basına yansımış olan fotoğraf. Dosyayı incelemem için bilgisayar kullanmam beni daha rahatlatır, gerekli yazışmaları siz daha iyi bilirsiniz. Bana yapılan suçlamalar benden çok Kürt halkının gerçekliğine ilişkin suçlamalar.
‘Kürt demokratik siyaset yargı kıskacına alındı’
Biz yıllardır bu tür davalara tanıklık ediyoruz. Bir halkın gerçekliği yargılanıyor ve bugünde benim şahsımda Kürt halkının gerçekliği yargılanıyor. Biz bu salonlarda bunun mücadelesini veriyoruz. Kürt demokratik siyaset ısrarını sürdürdükçe yargı kıskacına alındı. Siyaset yaparak, söylediklerimiz için, yürüdüğümüz için alınıyoruz. Neden susmuşum fezleke, neden konuşmuşum fezleke, neden gülmüşüm fezleke, bunlar öyle boş şeyler değil, çünkü bunlar suçlama konusu. Asıl yargılama konusu halkın haklı talepleridir. Kürt sorununa değinmeden bağımsız bir değerlendirme yapmak mümkün olmayacak. Siyasete girmeden önce bu dosyanın açılmamış olması da manidar. Halkada mesajdır, bu ‘Sen istediğin kişiyi seçemezsin’ mesajı veriliyor. Kayyımlara da aynı gerekçeler yaratıldı, tutuklanan siyasetçilerimize de.
‘Asıl yargılanan toplumsal gerçekliktir’
Söz konusu davalarla tutuklanan çok sayıda siyasetçiden yalnızca biriyim. Sadece tutuklanma değil linç kampanyası da yürütülüyor. Bununla cinayetler, faili meçhuller yaşanıyor. Bende bu faili meçhullerden biri olabilirdim. Diyarbakır merkezli operasyon yapıldı. Seçim öncesi Kürt siyasetçilere yönelik operasyonda gözaltına alınanlara selam gönderiyorum. Kürtler, demokratik siyaset mücadelesine devam edecektir. Kürtler Cumhuriyetin kurucu öğesi iken bugün silinmek isteniyor. Bugün Kürtçe şarkı söylemek suç gerekçesi yapılıyor. Kürtler ırkçı saldırılara maruz kalıyor ama bu saldırılara tepki gösterenler ırkçılık ile suçlanıyor. Mecliste Kürdistan kelimesi kullanmak suçlama konusu yapılıyor. Ulus devlet anlayışının getirdiği ‘tek millet, tek dil, tek devlet’ görüşünün getirdiği durumdur. Bizlerin verdiği bu mücadele inkarın başarıya ulaşmasını engelliyor. Asıl yargılanan toplumsal gerçekliktir. Yıllardır bu topraklarda bir arada yaşayan halk nasıl da inkâr edilen duruma geldi bunu araştırmak gerek.”
Nuray Özdoğan: Siyasi linç kampanyası yürütüldü
Ardından Semra Güzel’in avukatları söz aldı. Avukat Nuray Özdoğan, Semra Güzel’in kısmi bir savunma yapmış olması tahliye kararı verilmesine engel olmadığını belirterek, “Siyasi bir linç kampanyası yürütülmüş ardından da dava açılmıştır” diyerek tahliyesini talep etti.
İddia makamı, savunmanın bitmemesi ve esasa ilişkin savunma yapılmadığı gerekçesiyle Semra Güzel’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini mütalaa etti.
Sinem Coşkun: Dosyada delil yok
Semra Güzel’in kaçarken yakalanmadığını, İstanbul’da bir mizansen ile tutuklandığını söyleyerek dosyada tutukluluk gerekçelerinden biri olan kaçma şüphesinin olmadığını söyleyen Avukat Sinem Coşkun da, “Yaratılan mizansenin siyasi linçin polis ayağının devamı, siyasi linç yargılaması dışında normal bir yargılama olmasını talep ediyoruz. Bu fotoğraflar 2014 yılına ve 9 yıl öncesine ait. 2017 yılından beri dosyada bulunan bu dijital materyaller, kuvvetli suç şüphesi olsaydı müvekkilimiz milletvekili olmazdı, 1 yıl öncesinden soruşturma açılırdı. HDP’nin kapatılmasına gerekçe olarak bu dava açıldı. Ülkemizde maalesef siyasetçiler daha üstün olarak bakılıyor ama maalesef mesele bir Kürt kadın siyasetçi olunca bu tepetaklak oluyor. Semra Güzel’in aleyhine dosyada bir delil yoktur. Toplumda değer gören bir mesleği yürütmektedir. Adli kontrol bu aşamada yeterli olacaktır” sözleri ile tahliye talebinde bulundu.
‘Sürecin tutuklu olarak devam edilmesi dosyadaki ihlali artıyor’
Davanın siyasi linç kampanyası sonucu açılmış olduğunu vurgulayan Avukat Nuray Özdoğan, şunları söyledi: “Bu sürecin tutuklu olarak devam edilmesi dosyadaki ihlali artıyor. Siyasetçidir ve siyaset yaptığı yer ve parti nedeniyle bu yargılamayı yaşamaktadır. Müvekkilimizin dosyası parti kapatma davasında da yer alıyor fakat Anayasa Mahkemesi’nin son hazine bloke kararında yer alan Semra Güzel dosyasını yeterli delil olarak görmedi. Yani artık kapatma davasında da müvekkilimizin dosyası tartışmalıdır. Tutukluluğu bir siyasetçi olarak seçim sürecinde siyasi faaliyetler yapmasının önüne geçilerek siyaset yürütmesinin önünde hak ihlalidir. Üzerinizde büyük baskı var biliyoruz fakat bağımsız bir yargılamanın gereği olarak müvekkilimizin tutukluluğuna son verilmesini talep ediyoruz”
Mahkeme Başkanı: Bu bizim için onur meselesidir!
Nuray Özdoğan beyanda bulunurken araya giren mahkeme başkanının, “Üzerimizde bir baskı yok, kararlarımızda hiç kimsenin etkisi yok. Bu bizim için onur meselesidir” demesi dikkat çekti.
Mahkeme heyeti, savunmanın bitmemesini gerekçe göstererek Semra Güzel’in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 14 Temmuz’a erteledi.