Ankara- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan, düzenlediği basın toplantısıyla, deprem bölgesinde özellikle kolluk kuvvetlerinin işkenceye varan uygulamalarına dikkat çekti.

Konuşmasına devletin olanaklarını, enkaz altındaki insanların kurtarılması için kullanmadığını belirterek başlayan Nuray Özdoğan, iktidarın kentlerin yıkılması, binlerce insanın hayatını kaybetmesi, binlerce insanın fiziken ve psikolojik olarak ağır yaralanmasında büyük payı ve suç ortaklığı olduğunu dile getirdi.

‘İşlenen suçların takipçisi olacağız’

Nuray Özdoğan, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Büyük bir ranta dönüştürdüğü denetimsiz inşaatlar, imar afları, tarım arazilerinin imara açılması, depreme uygunluk denetimi yapmadan ruhsatlar dağıtması, denetimlerin yapılmaması ama yapılmış gibi gösterilmesi gibi doğrudan sorumluluğunun bulunduğu, dolayısıyla bu büyük katliamda, bu cinayetlerde bu binaların müteahhitleri ile birlikte ortak sorumluluğu olduğu bu büyük cinayetlerde bu büyük katliamda sorumluluğu olduğu açıktır. Halklarımız bilmelidir ki Hukuk Komisyonumuz dahil bu ülkenin onurlu tüm hukukçuları bu halklara karşı işlenen bu suçların takipçisi olacaktır.”

‘Suçlarını gizlemek için OHAL ilan ettiler’

Deprem bölgesinde iktidarın suçunu gizlemek ve gerçek sorumluların ortaya çıkmasına engel olmak, felaketi fırsata çevirmek amacıyla hukuk dışı bir şekilde OHAL ilan ettiğini ifade eden Nuray Özdoğan, sürecin bu şekilde yönetilmek istendiğini belirtti. 

Özellikle mültecilere yönelik “hırsız ve yağma” suçlamaları adı altında sürdürülen saldırılara da değinen Nuray Özdoğan, yağma haberleri ile algının ırkçı bir zemine çekilmeye çalışıldığını vurguladı ve “Kriz masamıza gelen bilgiler yağma haberlerinin abartıldığını, şu anda birçok insanımızın enkaz altında olduğunu, çıkarılan cenazelerin defin işlemlerinin yapılamadığını, cenazelerin hayvanlar tarafından parçalandığını ve hala yardım faaliyetlerinin gerçekleştirilmediğini, çadırlarının olmadığını belirtmektedir. Öncelik halkımızın kurtarılması ve güvenliğidir. Ancak iktidar yağma haberleriyle yürüttüğü tüm hukuk dışı süreçleri meşrulaştırmaya çalışmaktadır” dedi.

İşkence vakaları arttı

Nuray Özdoğan, deprem bölgesinde işkence vakalarının arttığına vurgu yaptı ve konuşmasına devam etti:

“Halkımızın kurtarılması için, yardım için kolluk güçlerini kullanmayan iktidar işkence ve eziyet suçları için halkımızı sindirmek ve baskı uygulamak için kolluk güçlerinin kullanmaktadır. Kriz merkezlerimize gelen görüntü video ve fotoğraflar bu suçları ispat eder şekildedir. Bu suçları işleyenler, işledikleri suçların görüntülerini pervasızca sosyal medyada yayınlamaktadırlar. ‘Makbul suçlu’ olarak kabul edilen mültecilerin can güvenliği siyasi iktidar eliyle ortadan kaldırılmakta, herkese ve her kesime karşı da korkutma ve sindirme yöntemi olarak kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Bölgeden iletilen bilgilerde kayıtsız gözaltı ve işkence vakaları tarafımıza iletilmektedir. Afet nedeniyle toplumda oluşan tepkiyi bastırma, sindirme ve dayanışma ruhunu yıpratmanın amaçlandığı açıktır.”

‘Yardım tırları engelleniyor’

Nuray Özdoğan, partisinin depremzedelere yaptığı yardımların engellenmesine de tepki göstererek, bu olayların da münferit olarak değerlendiremeyeceğini söyledi. Nuray Özdoğan, “Yardımları engelleyici her türlü tutum ve davranış hasarın artmasına ve insanların yaralarının derinleşmesine yol açmaktadır. Türkiye siyasi tarihine kara leke olarak geçen kanlı katliamlar tıpkı bugün tanık olduğumuz siyasi provokasyonlarla gerçekleştirilmiştir. Bugün mültecilere karşı gerçekleştirilen, siyasi iktidarın söylemleri ve OHAL bahanesi ile desteklenen, ırkçı kişi ve grupların siyasi provokasyonları ile tetiklenen, kimi kolluk kuvvetlerinin de dahil olduğu suçlar, Türkiye halklarına hiç kimsenin güvende olmadığının mesajını verme çabasıdır” dedi.

‘Hesap verin’

“Bizler ve halklarımız bu yaşanan felaketin suçlularını biliyoruz” diyen Nuray Özdoğan, “Bu yaşanan felaketin sadece bir doğal felaket olmadığını biliyoruz. İşkence görüntüleri üzücü ve endişe vericidir. İşkence ve ırkçılığın insanlık suçu olduğunu biliyoruz. Hiçbir koşulda işkenceye sessiz kalınamaz, işkence kabul edilemez, cezasız bırakılamaz. Irkçılığı bu ülkenin politikası haline getirenler, önce sebep olduğunuz bu ölümlerin, enkaz altında bıraktıklarınızın ve bu cinayetlerin hesabını verin. Bu ülkenin savcıları; basına yansıyan görüntüler ve ihbar edilen işkence suçları için hızlıca soruşturma başlatmalı, bu halka karşı sorumlular. Bu afetin sonuçlarından sorumlu olanlar hakkında soruşturma başlatılmadı. Suç işleyen kolluk veya kamu görevlileri acilen açığa alınmalıdır. İşkence ve kötü muamele uygulamalarına müdahale edilmelidir” şeklinde konuştu.