Hataylı Hülya: Acımız da öfkemiz gibi büyük!
Hatay’da depremzede Hülya Kavuk, kentte ki Arap Alevi nüfusunun yoğunlukta olmasının yardımların geç gelmesinde en büyük etken olduğunu söyleyerek iktidarın üç gün boyunca gözlerini kapatarak katliama neden olduğunu ifade etti.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Hatay- Mereş merkezli yaşanan iki büyük deprem ardından büyük bir yıkıma uğrayan Hatay’da son olarak 20 Şubat günü farklı iki deprem daha meydana geldi. Defne ve Samandağ merkezli yaşanan depremin ardından kentteki hasar daha da ağırlaşırken bina enkazlarından halen cenazeler çıkarıldığı öğrenildi. Arama kurtarma faaliyetlerine dair bir çalışmanın yürütülmediği kentte kayıp yüzlerce cenaze bulunurken, kent sakinlerinin temel yaşam ihtiyaçları ise tam anlamıyla karşılanabilmiş değil.
Deprem günü zihinlerde tazeliğini koruyor
Antakya, Defne, Samandağ ve İskenderun ilçelerinin enkaza döndüğü kentte sık sık artçı depremler yaşanıyor. Depremin ardından yaşadıkları travmayı atlatamayan yurttaşlar buldukları sera çadırlarında veya kendi kurdukları barınaklarda kalırken binlerce insanın ise kentten göç etmek zorunda kaldığı biliniyor. Enkaz altlarında hala cenazelerin çıkması sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısı net olarak bilinmezken, devletten yana kendilerine bir yardımın gelmediğine dikkat çeken yurttaşlar haftalardır yaşadıklarını “Devlet burada bir halkı yok saydı ölüme terk etti” sözleriyle özetledi.
‘İnsanlar burada kaderine terk edildi’
Depremde son anda çıktığı evinde ölümden kurtulan ancak tüm komşularını kaybeden Hülya Kavuk isimli depremzede o günü ve sonrasında tanık olduklarını ajansımıza anlattı. Bir enkaza dönüşen ve dayanışma ile ayakta kalmaya çalışan kenttin yaşanan acıyı uzun süre unutamayacağına dikkat çeken Hülya Kavuk, “Korkunç yağmurlu bir gündü iki gün boyunca ne deprem ne de yağmur hiç duymadı. O iki gün hatta üç gün boyunca kimse burada yoktu. Ne devlet, ne asker, ne polis ne de belediye başkanı yoktu. Hiç kimse yoktu. Herkes kendi kaderine terk edilmişti. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. İlk gün depremde kızımı kaybettim o gün boyunca ben sokaklarda kızımı aradım ve akşam bulabildim. Kızımı ararken enkazların altından duyduğum çığlık sesleri beni çok kötü etkiledi. İnsanların ‘beni kurtarın’ çığlıklarını unutamıyorum. Yalın ayağımla bütün mahallede ağlaya ağlaya gezdim hepimiz için çok zor günlerdi” sözlerini kullandı.
‘Acımız gibi öfkemiz de büyük ve diri’
Kentte ki bütün ilçe ve şehir merkezlerinin yıkıldığını söyleyen Hülya Kavuk, “O gün yaşadıklarımızı hiç kimse bize unutturamaz kimsenin de unutacağını düşünmüyorum. Ne enkaz kaldırma çalışması vardı ne insanları kurtarmaya çalışan devlet vardı. Alanda sadece ama sadece gönüllüler vardı. Kendi çabalarımızla enkaz altından yakınlarımızı çıkarmaya çalıştık. Çıkaramadığımız enkaz altından haber alamadığımız binlerce insan var. Burada ki halk büyük bir travma yaşıyor. Merkezlerin büyük bir kısmı yıkıldı. Acımız çok büyük ama öfkemiz de çok büyük. Çünkü yanımızda hiç kimseyi göremedik. Şu saatte bile devleti hala yanımızda göremiyoruz. Bütün ihtiyaçlarımızı kendi çabalarımızla halkımızın çabalarıyla ulaştık” şeklinde konuştu.
‘AKP- MHP yaşanan katliama ortak’
Kentte ki Arap Alevi nüfusunun yoğunlukta olmasının yardımların geç gelmesinde en büyük etki olduğunu düşünen Hülya Kavuk, iktidarın üç gün boyunca gözlerini kapatarak katliama neden olduğunu ifade etti. Hülya Kavuk şöyle konuştu: “Ben de ilk günden bu yana yardım ekiplerinde çalışma yürüttüm. Arap Alevi nüfusu kesinlikle yardım gelmemesine bir neden. Buraya özel politikalar yürütülüyor ve burayı boşaltmak için ellerinden gelen her şeyi yapmak istiyorlar. AKP-MHP iktidarı üç boyunca canlı yaşayan insanları ölüme terk etti. Onlara müdahale etmemek bir katliamın diğer adıdır. Ha bir savaşla kenti bombalamış ha da depremde insanlara günlerce bakmamışsınız bunların benim gözümde bir farkı yok.”
‘Ne Adıyaman ne Maraş ne de Hatay hakkını helal etmeyecek’
“Bu halk bugünleri asla unutmayacak” sözleri ile yaşananları özetleyen Hülya Kavuk, son olarak şunları söyledi: “Üç gün boyunca bizler o çığlık seslerini duyduk ve o ses yavaş yavaş kesildi. Bu iktidar bunun hesabını veremeyecek. Bu halk bugünleri asla unutmayacak. Buradan helallik isteyemeyeceklerini iyi biliyorlar. Kimse hakkını helal etmeyecek. Ne Adıyaman ne Maraş ne de Hatay halkı hakkını helal etmeyecek. Bu bir katliam ve devlet, AKP iktidarı bu katliamın sorumlusudur. Bir gün mutlaka bu halka hesap verecekler. İlk günden hepsi istifa etmeliydi. Koca bir halkı gözden çıkardılar ve biz bunun hepsine tanık olduk. O kadar yardım toplandı ama insanlar hala kuru gıdaya, suya erişimde sıkıntı yaşıyor.”