GUFRAN AL-HABIS

Haleb- Suriye’de 8 Aralık 2024’te Esad rejiminin çökmesiyle birlikte ülkenin geçici yönetimine cihatçı grup Heyet Tahrir El-Şam geçti. Suriye’de kadınlar ve kız çocukları, bir yandan Esad rejiminden kurtuldukları için sevinirken, öte yandan ülkenin yönetimine HTŞ’nin getirilmesiyle kendilerini korku ve istikrarsızlıkla dolu bir gerçeklikle karşı karşıya buldular. Yeni süreçle birlikte Suriye’nin Haleb kentinde günlük yaşam içerisinde yaşanan güvenlik eksikliği, kadınların özgürlüklerine ağır kısıtlamalar getiriyor. Güvenlik kaosu ve yaygın kaçırılma vakaları, aileleri kızlarını sokaktan izole etmeye itiyor. Kadınlar ve kız çocukları iş yerlerine ve okula giderken günlük yaşamlarını özgürce sürdüremiyor.

Kaçırılma korkusu yaşıyor

Haleb’te yaşayan 20'li yaşlarındaki Nour Al-Ahmad, etrafındaki tehlikelerden korktuğu için evden çıkarken ailesinden birini yanına almak zorunda kaldığını belirterek, "Hayatın normale döneceğini umuyorduk ama gerçek tamamen farklıydı. Burada korku hiçbir zaman kaybolmuyor, özellikle de şehirde dolaştığımızda bu korku artıyor. Ülkede istikrar sağlanamadı, güvenlik sorunları var. Kaçırılma korkusu yaşadığımız için kendimizi bir çemberin içinde hapsolmuş gibi hissediyoruz” dedi.

‘Baskı altında daha ne kadar yaşamaya devam edeceğiz?’

Okula, markete veya bir arkadaşını ziyarete giderken yaşadığı korkuyu anlatan Nour Al-Ahmad, “Dışarı çıkarken aileden birinin bana eşlik etmesini istiyorum. Bu durum sadece benimle sınırlı değil tüm kadınların ve kız çocukların hayatını etkilemiş durumda. Özgürlüğümüz yavaş yavaş elimizden alınıyormuş gibi hissediyorum. Mesela kız kardeşimin çocukları, kaçırılma korkusu ve şehri kasıp kavuran kaos nedeniyle okula gitmiyordu ve biz bu baskı altında daha ne kadar yaşamaya devam edeceğiz diye her gün merak ediyorum” şeklinde konuştu.

‘Çaresiz kalıyorum’

Güvenlik sorunlarının eğitime olan olumsuz etkisine dikkat çeken Nour Al-Ahmad, “Eğitim her zaman hayallerimden biriydi ama savaş nedeniyle bunu gerçekleştiremedim, şimdi kız kardeşimin çocuklarının ve diğerlerinin okula gidemediğini görünce umutlarım azalıyor. Haleb'te okullar güvenli değil, aileler yollarda güvenlik olmadığı için çocuklarını göndermeye korkuyor. Özellikle de bir okul öğretmeninin ve bir çocuğun okullardan birinde kaçırıldığı olayını duyduktan sonra… Ayrıca yüksek maliyetler de eğitimi karşılanamaz bir lüks haline getiriyor. Kitap ve kırtasiye büyük bir yük haline geldi ve birçok çocuk sorularla dolu bir şekilde evde oturuyor. Bu koşullar nedeniyle bütün bir nesli kaybetmemiz karşısında çaresiz kalıyorum ve bazen onların en temel haklarını koruyamazsak onların geleceği nasıl olacak diye düşünüyorum” ifadelerinde bulundu.

‘Gelecek nesillere umut verilmeli’

Yaşananlara rağmen umutlu olmak istediğini sözlerine ekleyen Nour Al-Ahmad, şöyle konuştu: “Yaşadığımız her şeye rağmen eğitimimi tamamlayabileceğim, öğrencilerin korkmadan okullarına dönebileceği bir günün hayalini kurmaya çalışıyorum. Ayrıca şehrimizin daha güvenli olacağını, savaştan önce yaşadığımız hayata yeniden kavuşacağımızı umuyorum. Beni daha da iyimser yapan ise rejimin düşmesi ve onun adaletsiz yönetiminden kurtulmamız. Bombalama ve yıkımın olmaması beni teselli ediyor. Yıllardır yaşadığımız yerinden edilmenin ortadan kaldırılması bir nebze olsun umut veriyor. Şehrin her yerinde güvenliğin hakim olacağı bir günü sabırsızlıkla bekliyorum. Çözüm olarak bölgelerin güvenliği sağlanmalı, yaşanan kaos kontrol altına alınmalı, şehrin istikrarı sağlanmalı, halkın güvenliğini tehdit edenlerin takibinin yapılması için özel grupların oluşturulması gerekiyor. Şehirde yaşanan kaostan sorumlu kişiler bulunmalı ve gerekli işlemler yapılmalıdır. Gelecek nesillere umut verilmeli ve şehrin iyileşme ve gelişme kabiliyetine olan güveni yeniden sağlanmalıdır.”

Kadınlara ve kız çocuklarına çağrı

Nour Al-Ahmad, sözlerinin sonunda Halebli kadınlara ve kız çocuklarına bir mesaj ileterek, "Bu zor koşullar altında güçlü, bilgili ve sabırlı olmalısınız. Yaşadığımız koşullara rağmen tüm zorlukların üstesinden gelme yeteneğine sahibiz. Şehrimizi yeniden inşa etmede asıl güç sizsiniz, ancak bu çalkantılı zamanlarda dikkatli olmalıyız. Eğitim ve sağlık geleceğimizin temeli olduğundan bu alanda çabalamaya devam edelim. Kararlılık, bizi daha iyi bir yarına götürecek şeydir” diye belirtti.