Günler sonra kurulan çadır kentte yangın ve salgın riski!

Deprem sonrası Semsûr’da AFAD’ın günler sonra kurduğu bin 500 kişilik çadır kentte su olmadığı ve sadece iki tuvalet bulunduğu için salgın hastalık tehlikesi bulunurken çadırların ve sobaların birbirine yakın olmasından kaynaklı yangın riski oluşturuyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Depremin büyük hasara neden olduğu Semsûr’da (Adıyaman) resmi verilere göre bin 485 bina yıkıldı. 4 bin 85 binanın da ağır hasar gördüğü kentte, 6 binden fazla acil yıkılması gereken bina bulunuyor. Yaşanan deprem sonrası hasar alan evlerine giremeyen yurttaşlar çadırlarda kalırken, çadır alamayan bazı yurttaşlar ise ya arabalarında ya da kendi kurdukları barınaklarda kalmaya devam ediyor.

Bin 500 kişilik çadırda iki tuvalet tek var!

Depremin ardından AFAD Semsûr merkez Eğriçay Parkı’nda bin 500 kişilik bir çadır kent kurdu. Yüzlerce yurttaşın kaldığı çadır kentte her çadırda en az 5 kişi kalıyor. Kimi çadırlarda 15 kişinin kaldığı yerde sadece iki tuvalet kabini olduğu görülürken depremzedelerin temiz suya ulaşması ise oldukça zor. Çoğunlukla çocukların kaldığı çadır kentte hijyenik olmayan koşullar, salgın hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Çadır alanını yerinde gözlemleyen sağlık çalışanları, çadırlarda hem salgın hastalık hem de olası yangın riskinin olduğunu belirtiyor.

'Ne yaparsam yapayım temizlenmiyor'

Kent merkezinde kurulan çadırlar yan yana ve sıralı kurulmuş. Çadırlar arasında ise neredeyse hiç mesafe yok. 5 kişilik ailesiyle bir çadırda kalan Fatma Muhammed, kalacak yerleri olmadığı için çadıra geldiklerini söylerken, temizlik yapmasına rağmen kaldıkları yerin hiç hijyenik olmadığını kaydetti. Fatma Muhammed,“Depremden sonra günlerce arabada kaldık daha sonra çadırın kurulduğunu öğrenince buraya geldik. Çadırda 5 kişi kalıyoruz ama çadır bize yetmiyor. Burayı ne kadar temizlesen de temizle hiç temizlenmiyor. Her yer çok kirli ne kadar temizlesek de boş. Bir sürü insan bir sürü çocuk var” dedi.

'Çadırlar birbirine çok yakın ve sobalar yangın riskini oluşturuyor'

Çadır kente giderek depremzedelerin kaldığı ortamı yerinde gözlemleyen Halk Sağlığı Uzmanı Serra Şimşek ise kurulan çadırların  kurallara uyulmadan yapıldığını aktardı. 6 gündür kentte çalışma yürüten Serra Şimşek, insanların evlerinden uzaklaşmak istemediği için çadır kentlere gitmediğini de sözlerine ekledi.  Kent merkezinde AFAD’ın kurduğu çadırların hem yangın hem de bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkardığını belirten Serra Şimşek,  “AFAD’ın burada özellikle bin beş yüz çadırın kurulduğu bir çadır kent inşa ettiğini biliyoruz. Oraya ziyarete gittiğimizde çadırların birbirine çok yakın olduğunu gördük. Bu da yangın riskini ortaya çıkarıyor. İki çadır arasında iki metre mesafe olmalı ve bizler o mesafenin orada olmadığını gördük. Isınma için kullanılan odun sobalarının birbirine baktığını yapışık olduğunu gördük. Bir yangın koridoru açılmamış özellikle kadınların mahremiyeti ve güvenliği için çadırların birbirine bakması gerekiyor. Bu da orada sağlanamamış halen bir içme ve temiz kullanım suyu yok. O kadar çok kişinin yaşadığı kalabalık bir yerde artık 10’ncu gündeyiz temiz suyun olmaması çok büyük bir sorun” şeklinde konuştu. 

'Temiz su ve hijyen ortamının sağlanması gerekiyor'

Alanın bir an önce temiz hale getirilmesi ve denetlenmesi gerektiği ifade eden Serra Şimşek, son olarak şunları ifade etti: “Bulaşıcı hastalıkların her an başlayabileceğini tahmin ediyoruz. Bu da halk için çok büyük bir risk teşkil ediyor. Yaklaşık iki tane tuvalet kabini gördük. Bu kadar çok kişinin yaşadığı bir yer için en az 25 tuvalet kabini olması gerektiğini söylüyoruz. O tuvaletlerin önlerine kokudan yaklaşamadık. İçeri dahi bakamadık. Bir kullanım suyu da orada yoktu. Çok riskli bir alan. AFAD çadırının dışında kalanlar öbek öbek toplanmış yerde bunların denetlenmesi de çok zorlaşıyor. En temel ihtiyaçlardan olan barınma, su ve hijyenin hızla sağlanması gerekiyor. Yoksa bulaşıcı hastalıklardan kurtulamayacak bir düzeye gelmemiz çok olası bir durum.”