FADİA JUMAA

Beyrut- Kuzey ve Doğu Suriye’den Güney Lübnan’a kadar egemen sistemlerin kendi çıkarları doğrultusunda yürüttüğü savaş politikaları yaşamın her alanını olumsuz etkiliyor. Lübnan'daki güneyli kadınlar da çatışmalar nedeniyle büyük acı ve krizler yaşıyor. Saldırıların etkisi özellikle köy ve kasabalarda daha fazla hissedilirken, yaşam koşullarının getirdiği zorluklar kadınları birçok yönden derinden etkiliyor. Çocukların bakımından ailenin geçimine kadar kadınların karşılaştığı zorluklar gün geçtikçe artıyor, ancak kadınlar savaş ve krizlerin ortasında verdikleri mücadeleyle varlıklarını kabul ettiriyorlar.

Güneyli kadınlar, kararlılık ve iradeleriyle pek çok zorluğun üstesinden geliyor.

Saldırılar nedeniyle işini ve evini bırakmak zorunda kaldı

Sınır kasabası Houla'da yaşayan Lübnan vatandaşı Fatima Yaqoub, İsrail saldırılarından önce öğretmenlik yapıyordu. Öğretmenliğin yanı sıra çiftçilik de yapan Fatima Yaqoub, saldırılarla birlikte mesleğini icra edemez hale geldi. 3 çocuk annesi olan Fatima Yaqoub, “Yaklaşık bir yıl üç aydır yerinden edilmeyle karşı karşıyayız. İsrail saldırılarından önce öğretmenlik görevimin yanı sıra topraklarımızda ekim, hasat ve ev malzemeleri ürünleri yapıyordum. Geçimimizi bu şekilde sağlıyorduk. Eşimin de çalışması nedeniyle köydeki evimizi de yaptırdık ve maddi olarak durumumuz iyiydi. İsrail saldırıları başlayınca köyümüzün sınıra yakın olması nedeniyle taşınmak zorunda kaldık. Saldırılardan önce köydeki herkes istikrar içinde yaşıyordu ve mutlu bir hayatımız vardı. Saldırılardan sonra herkesin hayatı alt üst oldu” dedi. 

‘Birçok kez göç ettik’

Saldırıların ardından birden fazla şehre göç ettiklerini kaydeden Fatima Yaqoub, “Zor koşulların ortasında yeniden ayağa kalkmamız ve koşullara meydan okumamız gerektiğini fark ettik. Beyrut yakınlarındaki Bchamoun kasabasında kışlık konserve ve erzak hazırlama işinde çalıştım. Doğal kaynak bulma gibi zorluklarla karşılaştım. Bu yüzden araziye ve doğaya daha yakın olmak için güneye yani savaşın yaşandığı kasabaya tekrar dönmek zorunda kaldım. Sonrasında hayati ihtiyaçları ve çocuklarımın gereksinimlerini karşılayabilmek için yeni bir iş kurdum, ancak hayat şartlarımız çok değişti” diye belirtti.

Tüm zorluklara rağmen ayağa kalktığını ifade eden Fatima Yaqoub, “Her şeye rağmen çalışmamız için yeterli bir alan var ve yeni gerçekliğimize uyum sağladık. Çocuklarımı da yakındaki okullara kaydettirdim” ifadelerinde bulundu.

‘Her seferinde yeniden hayata başlayabiliriz’

İki ay önce, özellikle saldırıların genişlemesi ve yoğunlaşmasıyla yeniden yerlerinden edildiklerine dikkat çeken Fatima Yaqoub, “Yine top mermileri ve füzeler altında yerimizden edildik. Tek amacım çocuklarımın güvenli bir hayat yaşamasıdır. Saldırılara rağmen çalışmayı bırakmadım. Ateşkes kararı sonrasında geri dönmedik. Köylerimiz tamamen yok edildi ve bugüne kadar İsrail güçleri bizi engellemek için yaşam alanlarımızı buldozerlerle yıkıyor. Tire bölgesindeki savaşın etkilerinin yoğun yaşandığı Maaraka kasabasında yeniden iş kurmaya başladım. Kadınlara mesajım; Tüm engelleri aşabiliriz. Saldırılarda pek çok dostumuzu, akrabamızı, sevdiklerimizi kaybettik ve hiçbir şey onlardan daha değerli olamaz. Yeni bir hayata uyum sağlayabilir, koşullarımızla yüzleşebilir ve her seferinde yeniden hayata başlayabiliriz. Ancak bu şekilde ayakta kalabiliriz” şeklinde konuştu.