Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe için adalet istendi

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1011'inci haftasında 31 yıl önce gözaltında katledilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe için adalet istedi.

Haber Merkezi- Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1011'inci kez Galatasaray Meydanı'ndaydı. Bu haftaki eylemde, 31 yıl önce Bedlîs'te gözaltına alındıktan sonra katledilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin failleri soruldu.

Setenay Eren, Ferhat Tepe’nin 1993 yılında silahlı ve telsizli kişiler tarafından kaçırıldığını belirterek “Kaçırılmasının ardından, ailenin evine telefon eden bir kişi, Ferhat Tepe’yi, Türk İntikam Tugayı adına kaçırdıklarını, serbest bırakılması için babası İshak Tepe’nin partisinden istifa etmesi ve 1 milyar lira para ödemesi gerektiğini söyledi. O dönemde DEP Bitlis İl Başkanı olan İshak Tepe, telefonda konuştuğu kişinin sesini, kısa süre önce bir toplantıda kendisini tehdit eden Tatvan Tugay Komutanı Korkmaz Tağma’nın sesine benzettiğini kamuoyuyla paylaştı” şeklinde konuştu.

 Yargılama süreci cezasızlıkla sonuçlandı

Ferhat Tepe’nin cenazesinin 13 gün sonra Xarpêt'te bulunan kimsesizler mezarlığında bulunduğunu dile getiren Setenay Eren, şunları söyledi:

“Ancak resmi kayıtlara göre Ferhat, kaçırıldığı yere yaklaşık 400 kilometre uzaklıktaki Hazar Gölü’ne yüzmeye gitmiş, yüzme bilmediği için boğulmuş ve balıkçılar tarafından bulunmuştu. Fakat Ferhat Tepe’nin bedeninde ağır işkence izleri vardı. Ayrıca, onu kaçırılırken gören ve Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı’nda işkenceli sorguda gördüğünü açıklayan 14 tanık mevcuttu. Buna rağmen, iç hukuk yollarından bir sonuç alınamadı.

Ferhat’ın  ailesi daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu. AİHM, Ferhat Tepe soruşturmasında 'şaşırtıcı eksiklikler' olduğunu tespit etti. Olayın aydınlanması için hükümetin, AİHM’le işbirliği yapmadığını; gerekli bilgi, belge ve tanıklara ulaşımı engellediğini ve etkin bir cezai soruşturma yürütmediğini belirterek Türkiye’yi mahkum etti. Ailenin son olarak başvurduğu AYM, 16 Haziran 2016 tarihli kararında, Ferhat Tepe doyasında savcılığın soruşturmayı genişletmek için somut bir talimat vermediğini, olayı aydınlatacak adımlar atmadığını, delillerin toplanmasında gerekli özeni göstermediğini ve soruşturmanın sürüncemede bırakıldığını kaydederek ‘etkili soruşturma yapılmadığı’ gerekçesiyle hak ihlali kararı verdi. Ancak zaman aşımını gerekçe göstererek dosyanın yeniden açılmasını engelledi. Sonuç olarak, AİHM’in de belirttiği gibi, iç hukukta ‘etkili bir soruşturma yürütme hususunda bilinçli olarak gösterilen yargısal direnç’  bugüne kadar devam etti. Adli süreç, Ferhat Tepe’yi işkenceyle öldürenler ve bedenini kaybedenler için cezasızlıkla sonuçlandı.”

‘Devlet sorumluluğunu yerine getirmiyor’

Setenay Eren, Türkiye’de cezasızlık uygulamalarının, mevcut iç hukuk yollarının kayıp yakınlarına hiçbir çözüm sunmamasına neden olduğunu vurgulayarak “Etkili bir soruşturmanın amacı, hesap verebilirliği sağlamak ve suçlular üzerinde caydırıcı etki yaratmaktır. Devletin etkin soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmemesi, benzer suçların bugün ve gelecekte işlenmesine zemin hazırlamaktadır. Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye ifade etti.

‘Geri adım atmayacağız’

Açıklamanın ardından söz alan Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe, “Bizler kayıp yakınları olarak yıllardır adalet mücadelesi yürüyoruz. Bunca yıldır ülkeyi yöneten iktidar çözüm odaklı hiçbir adım atmadı. Bundan sonra gelecek olan iktidar eğer Cumartesi Anneleri’ne çözüm odaklı yaklaşmazsa onlar da iktidarını sürdüremez. Bizler her ne olursa olsun asla bu davadan geri adım atmayacağız” dedi.

Galatasaray Meydanı’na, katledilen meslektaşları Gazeteci Ferhat Tepe anısına gazeteciler karanfiller bıraktı.