Gözaltına alınan Gazeteci: Sindirme politikaları korkutmamalı

Tutuklulara para gönderdikleri gerekçesi ile yapılan gözaltıları değerlendiren Avukat Elif Tİrenç İpek, “Kanun dışı suç yaratılmak isteniyor” derken, aynı suçlamadan gözaltına alınan Gazeteci Nurcan Yalçın ise, “Sindirme politikaları korkutmamalı” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Son süreçte cezaevine para gönderen tutuklu yakınları ve yurttaşlar yargı tacizine maruz bırakılıyor. 6 Mayıs’ta Amed’de “örgüt üyeliği” ve “örgüt finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet” iddiası ile 8 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında yer alan gazeteci Nurcan Yalçın, “Bu bir sindirme politikası, buna karşı cezaevleri ile dayanışmayı büyütmek gerek” dedi.

Cezaevlerini para yolladığı gerekçesiyle geçtiğimiz Mart ayında Hatice Yıldız tutuklanmıştı. Evinden sedye ile cezaevine gönderilen hasta tutuklu Hatice Yıldız’a 4 yıl 2 ay hapis cezası verilmişti. Verilen cezaya hukukçular ve kamuoyundan tepkiler gelmeye devam ediyor.

‘Bu uygulama ile tecridi daha da derinleştirmek istiyorlar’

Gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Gazeteci Nurcan Yalçın, savcılık sorgusunda sadece 2018 yılında cezaevinde bulunan gazeteci arkadaşına gönderdiği paranın kendisine sorulduğunu belirtti. Nurcan Yalçın, “Bana ‘bu parayı neden gönderdiniz?’ sorusu yöneltildi. Bizler iki gün boyunca kaldığımız gözaltında bu soruyla karşı karşıya bırakıldık. Benim hem ailemde hem de akrabalarımda tutuklu var. Ben de düzenli olarak cezaevine para gönderiyorum. Bizlere gönderdiğimiz paranın sorulması yine bu paranın illegalleştirilmeye çalışılması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu bir sindirme politikası ve bu politika ile cezaevlerinde var olan tecridi daha da derinleştirmek istiyorlar” sözlerini kullandı.

‘Dayanışmayı engellemek istiyorlar’

Bu durumun sıradanlaştırılmaması gerektiğinin altını çizen Nurcan Yalçın, “Cezaevinde bir yakınına para göndermeyi suç olarak gösterip, insanları dayanışmadan uzak tutmak istiyorlar. Hem Tutukluları yalnız bırakmak hem de aileleri bu süreçten uzak tutmak istiyorlar. Bu korku politikasına boyun eğmemek gerekiyor. Bu politikaya karşı cezaevleri ile daha çok dayanışıp, daha çok ses olmak gerekiyor” dedi.

‘Dayanışma daha da artırılmalı’

Cezaevleri ile olan dayanışmanın bu süreçte daha çok artırılması gerektiğini belirten Nurcan Yalçın şunları söyledi: “Cezaevleri ile dayanışma içerisinde olan insanların geri adım atmaması gerekiyor. Bu bir suç değil. Böyle bir suç yaratmak istiyorlar. Ama bu hukuk dışı bir durum, bu dayanışmanın suç olarak gösterilip insanların yargı tacizine maruz bırakılmasını kabul etmiyorum. Tutuklulara destek vermekten geri durmayacağım. Bu tacizlere karşı tutuklulara daha fazla destek olmalı ve onların yanında olmalıyız.”

‘Kanun dışı bir suç yaratılmak isteniyor’



        

Konunun hukuki boyutuna dair değerlendirmede bulunan Avukat Elif Tirenç İpek, kanun dışı suç yaratıldığını ve bu durumun hem anayasal hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çekti. Elif Tirenç İpek, konuşmasının devamında şunlara yer verdi:

“2013 yılında çıkartılan ‘Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında’ isimli bir kanuna dayandırılan soruşturmaların hukuki olduğunu söylemek güçtür. Çünkü hapishanede bulunan tutuklu veya hükümlüye para yatırmak hakkında kime para yatırılabilir veya kime para yatırılamaz gibi bir düzenleme hiçbir kanunda yer almıyor. Çünkü aynı zamanda evrensel bir hukuk ilkesi olan suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği kanunla belirlenmeyen hiçbir fiil suç sayılamaz.”

‘En temel insani ihtiyaç alımı engellenmek isteniyor’

Elif Tİrenç İpek, dışarıdan hapishaneye alınmayan birçok ihtiyaç malzemesinin tutsak yakınlarının gönderdiği para ile kantinden alındığını aktardı. Bu hukuk dışı uygulama ile tutukluların en temel insani ihtiyaçlarını dahi karşılamasının engellenmek istendiğini belirten Elif Tirenç İpek, “Bunu hiçbir hukuk kuralıyla açıklamak mümkün değildir. İnsani bir amaç ve saikle hapishanede bulunan eşine, dostuna, arkadaşına, yakınına destek olmak adına para yatırmanın suç olarak sayılması ve mahkûmların ihtiyaçlarının başka bir yöntemle karşılanmasının engellenmesi hapishanelerde uygulanan baskı ve tecrit sisteminin bir tezahürüdür” dedi.