İstanbul- Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER), Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Çukurova Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Serhat Göç İzleme Derneği’nin de aralarında bulunduğu Göç Araştırmaları Platformu, "Göç Haftası" etkinlikleri kapsamında “Deprem-Göç Saha Gözlem Raporu”nu açıkladı.

‘Yüzyılın depremiydi’

İstanbul’da GÖÇİZDER binasında yapılan basın toplantısında raporu GÖÇİZDER Eşbaşkanı Kamile Kandal okudu. Kamile Kandal, 6 Şubat’ta meydana gelen depremden Hatay, Mereş (Maraş), Semsûr (Adıyaman) ve Meletî (Malatya) illerinin ağır bir şekilde etkilendiğini, Dîlok (Antep), Amed, Riha (Urfa), Osmaniye, Kilis ve Xarpêt (Elazığ) illerinin de depremden etkilenen iller arasında olduğunu belirtti. Depremde yaşamını yitirenlerin sayısının resmi rakamların çok üzerinde olduğunu ve bu rakamın tahmini olarak 100 bine yakın olduğuna vurgu yapan Kamile Kandal, bu depremi yüzyılın depremi olarak gördüklerini söyledi.

‘3,3 milyon insan göç etti’

Depremden sonra yaşanan geçici göç verisine dair şu bilgileri verdi: “3,3 milyon insan deprem bölgesinden ayrılıp diğer illere göç etti. Yaklaşık 2 milyon insan da kurulan çadır ve konteyner kentlerde barınıyor. 800 bin kişi ise deprem bölgesinde kırsal alanlarda (köylerde) kendi yaptıkları geçici çadırlarda kalıyor. Deprem bölgesinden diğer şehirlere yapılan geçici göçlere baktığımızda; depremzedelere ev sahipliği yapan kentlerin başında Ankara gelmektedir. Ankara 300 bine yakın depremzedeyi geçici göçle almıştır. Ankara’nın ardından, resmi kayıtlara göre, Antalya’ya 154 bin, Mersin’e 65 bin, Elazığ’a 50 bin, Kayseri ve Muğla’ya 40 bin civarında depremzede göç etmiştir.”

 ‘Yüzbinlerce orta ve ağır hasarlı konut yıkılacak’

Milyonlarca konutun depremden etkilendiği 11 ilde, yüzbinlerce orta ve ağır hasarlı konutun yıkılacağına işaret eden Kamile Kandal, “Bu konutların tüm deprem bölgesinde yapımının tamamlanması bir yıldan önce gerçekleşmeyecek, hatta birkaç yılı bulacaktır. Ağır yıkıma uğrayan kentlerin yeniden kent haline getirilmesi ise on yılları bulacaktır” dedi.

Kamile Kandal, deprem bölgesinde geleceğe dair umut verici bir sürecin hem toplum hem de idareciler tarafından inşa edilmesinin zorunlu olduğunu vurguladı.