Gençler uyuşturucu, köylüler ajanlık dayatması ile karşı karşıya

Piran’da 90’lı yıllarda yakılan köylerine dönüş yapan yurttaşlar, ajanlık dayatması ile yeniden göçertilmek istenirken, ilçede yaşayan gençler üzerinde de uyuşturucu kullanımı yaygınlaştırılarak, özel savaş politikası sürdürülüyor.

Amed – Özellikle 1980’li yıllardan bu yana ağır bedeller ödeyerek var olma mücadelesi yürüten Kürtlere yönelik her türlü baskı yöntemi uygulandı. Özel savaş politikalarıyla, bölgenin kırsal kesimlerinde bulunan köyler yakılıp yıkıldı, insanlar göçe maruz bırakıldı, işkence, asimilasyon, kötü muamele, faili meçhuller, katliamlar ve daha sayabileceğimiz birçok hak ihlali yaşandı. Bölgede son yıllarda uyuşturucu, fuhuş ve asimilasyon gibi özel savaş politikaları da devreye konulurken, şüpheli ölüm oranlarında da artış yaşandı.

Özel savaş politikaları devam ediyor

Bu politikaların uygulandığı ilçelerden biri de Amed’e bağlı Piran (Dicle) ilçesi. Son yıllarda uyuşturucu kullanımı nedeniyle ilçede yaşları 15-20 arası değişen çok sayıda gencin intihar girişiminde bulunduğu iddia edilirken, son olay ise geçtiğimiz hafta yaşandı. İlçe merkezinde 16 yaşındaki bir çocuğun yaşamına son vermek istediği ileri sürüldü. Çocuğun yoğun bakımda olduğu öğrenilirken, ilçe merkezinde geçtiğimiz sene bir okulda yaşanan cinsel saldırı olayı da kamuoyuna yansımıştı. Merkezde öğretmenlik yapan D.B.’nin çok sayıda öğrenciye cinsel saldırıda bulunduğu ortaya çıkmıştı.

Gençler arasında uyuşturucu kullanımı yaygın

Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Zülfiye Kişmir, konuya dair değerlendirmelerde bulunarak, kameralarla dolu bir ilçede gençlerin bu kadar rahat uyuşturucuya ulaşmasının düşündürücü olduğuna dikkat çekti. Zülfiye Kişmir, “Dicle’nin her tarafında kamera var. Biri elini bile kaşısa görebiliyorlar da bu gençler uyuşturucu kullanırken mi göremiyorlar. Özellikle gençlerin üzerinde yoğun bir politika uygulanıyor. Bu durum sistematik hale geldi. Bütün bölgede olduğu gibi Dicle’de de uyuşturucu nedeniyle yaşanan intiharlar artık had safhaya geldi. Bunların hepsi özel savaş politikalarının bir nedeni. Okullarda öğretmen, çocukları istismar ediyor ama kişi cezalandırılmıyor” sözleri ile yaşananları aktardı. 

Geri dönüşlerin yaşandığı köylere ajanlık dayatması

Köylerdeki baskılara değinen Zülfiye Kişmir, 90’lı yıllarda yakılıp yıkılan köylerin yeniden inşa edildiğini ve insanların köylerine geri döndüğünü dile getirdi. Köylerde yürütülen politikalara kendisi dâhil yüzlerce yurttaşın maruz bırakıldığını aktaran Zülfiye Kişmir, “Bunları görünce Dicle’nin bu özel savaş politikalarının yürütüldüğüne dair pilot bölge seçildiğini düşünüyoruz. Dicle’nin kuzeyinde bulunan ve 90’lı yıllarda yıkılarak boşaltılan çok sayıda köy var. O köylere geri dönüşler başladı ancak bu kez köylülere ajanlık dayatmasında bulunuluyor” dedi.

Köylülere tehdit: Yaşamak istiyorsanız bilgi verin!

Aynı politikanın kendi köyüne de uygulandığına dikkat çeken Zülfiye Kişmir, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Ben Kırkpınar Köyü'ne bağlı mezrada kalıyorum. Tarlayı ekmek için köyüme gittim arkamdan hemen ranger araç geldi. Orada tehditler savurdular. İnsanlara ‘eğer burada yaşamak istiyor ya da can güvenliğinizin olmasını istiyorsanız bilgi vereceksiniz’ dayatmasında bulunuyorlar. Köylülere ‘bilgi akışı karşılığında burada yaşayabilirsiniz’ diyorlar. Bugün oradaki birçok köyde bunlar yaşanıyor. Bu köyler uzun süredir istihbaratın tehdidi altında. İnsanlar köyünde yaşamak, tarlasını sürmek için bile köylerine zar zor gidebiliyor. İnsanları bu şekilde hem göçertmek istiyorlar hem de mağdur ediyorlar. Biz bu politikalara karşıyız.”