Gazzeliler evlerine dönüyor: Yüzleri yorgun ama umutlu
Ateşkesin uygulamaya konulmasından sonra Gazze’nin kuzeyindeki evlerine dönen halka destek veren gönüllüler, halkın “Yorgun ve umutlu yüzlerle” evlerine döndüklerini kaydederek, ortak mücadele ile Gazze’yi yeniden inşa edeceklerini söyledi.
NAGHAM KARAJEH
Gazze- Gazze’de, 19 Ocak’ta İsrail ile yapılan ateşkes anlaşmasının uygulamaya geçmesinin ardından yerlerinden edilen milyonlarca Filistinli evlerine dönmeye başladı.
Savaş sırasında Gazze’nin güneyine göç eden Gazzeliler, Nitzarim kontrol noktasından geçerek Selahaddin yolu üzerinden Gazze’nin kuzeyindeki evlerine dönüyorlar. Yüzde 60’ı yıkılan ve yüzde 90’ı kullanılamaz hale gelen Gazze’ye dönen halkın, kenti yeniden inşa etmesi daha çok zaman alacak. Evlerine dönenlere ise kısıtlıda olsa sivil toplum örgütleri ve gönüllüler destek sunuyor.
Bu gönüllülerden biri Geleceği Kurtarmak Gençlik Vakfı (Youth Future Rescue Foundation) adına çalışan Sally Abu Şaban. Sally Abu Şaban, “Biz Desteğiz” kampanyası kapsamında, uzun yolculuktan yorgun düşmüş insanlara içme suyu ve atıştırmalık sağlamaya çalışıyor.
‘Gözlerinden umut hiç eksilmeyen kadınlar gördüm’
Geri dönenlerin yüzlerinde umutla karışık bir yorgunluk okuduğunu söyleyen Sally Abu Şaban, “Dağıttığımız küçük şişe suları, bir ekmek ya da bir paket bisküvi için bize uzanan her el, buradaki varlığımızın sadece gönüllü bir çalışma değil, bizi çileye göğüs geren insanlarımıza bağlayan ahlaki ve insani bir görev olduğunu gösteriyor” dedi. Sally Abu Şaban, “Evlerinden geriye kalanları omuzlarında taşıyan çocuklar, yorgunluktan sesleri titreyen ama gözlerinden umut hiç eksilmeyen kadınlar gördüm ve bu anlarda insanlığın büyük imkânlara değil, dürüst kalplere ve tereddüt etmeden uzanan ellere ihtiyacı olduğunu fark ettim” diye belirtti.
Acı ve sevincin karışımı
Dönüşün duyurulduğu ilk andan itibaren yardım girişimlerine katılanlardan biri olan toplum aktivisti Aya Şamali, bu deneyimi “acı ve sevincin, insanlarımızın başına gelenler için derin üzüntünün ve geleceğin daha az sert olacağına dair umudun bir karışımı” olarak tanımladı. Sorumluluk duyduğunu kaydeden Aya Şamali, rolünün sahada yardım sağlamakla sınırlı olmadığını, halkın evlerine dönüş yolculuğunu kolaylaştırmak için öneriler ve planlar geliştirmeye çalıştığını, uzun mesafeler nedeniyle mahsur kalan ve yorulan insanlara kontrol noktasından bölgelerine toplu taşıma sağlamak da olduğunu söyledi.
‘Bu yolculuk bir sınavdı’
Aya Şamali, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kuzeye yolculuk sadece kat edilmesi gereken bir yol değil, aynı zamanda bir insan dayanıklılığı sınavıydı. Yorgunlukta sendeleyen erkekler ve su toplamış ayaklarıyla çocuklarını sürükleyen anneler gördüm, ama buna rağmen, sonunda enkaz halinde de olsa evlerine döndüklerinde kalpleri sevinçle atıyordu.”
Psikolojik destek de sunuyorlar
Aya Şamali, tek görevlerinin maddi yardım sağlamakla sınırlı kalmadığını, psikolojik destek için gönüllülerle tıbbi noktalar da kurduklarını ifade etti. Aya Şamali, “Dağıttığımız balonlara doğru koşan çocuklar görüyordum, sanki bir buçuk yıllık karanlığın ardından aniden bir neşe penceresi bulmuşlardı ve biz de en basit araçlarla bile onlara açlığı ve korkuyu unutmaları ve bu kaosun ortasında birilerinin onları kucakladığını hissetmeleri için bir an yaratmaya çalışıyorduk” dedi.
‘Bizden alınan ve sonunda geri dönen bir zamana doğru koştuğumu hissettim’
Aya Şamali, sadece halkının acılarını paylaşan bir toplum gönüllüsü değil, aynı zamanda aynı acıları yaşayan bir Gazzeli. O da diğer Gazzeliler gibi ateşkes sonrası bir yıldır görmediği kardeşleri ve yakınlarına da kavuşmanın sevincini yaşıyor. Onları ilk nasıl gördüğünü ise şu sözlerle anlattı: “Kalabalığın arasında durmuş su ve ekmek dağıtıyordum, ama gözlerim yüzlere bakıyordu, kalbim çok hızlı atıyordu ve geri dönenler arasında kardeşimi gördüğümde inanamadım, ona doğru koştum ve sanki bizden alınan ve sonunda geri dönen bir zamana doğru koştuğumu hissettim, daha önce hiç olmadığı kadar ağladım, bu an bir mucizeye benziyordu. Biz kadınlar sahnenin kenarında değiliz, girişimlere öncülük eden, toplumumuzun endişelerini omuzlarımızda taşıyan ve yıkımın ortasında umudun hatlarını çizenleriz, biz sadece gönüllü değiliz, bu halkın gerçek desteğiyiz.
Röportajımız bitince her iki kadın da tekrar geri dönenlerin arasına karışarak, onlara destek vermeye devam etti.