Gazeteci Xezne Nebî: Kobanê tüm Kürtlerin hayatta kalma noktasıdır

“Kobanê 2014 direniş ruhuyla savunulmalı” diyen Gazeteci Xezne Nebî, “Çünkü o zaman başlangıçtı, şimdi ise son. Kobanê tüm Kürtlerin hayatta kalma noktasıdır” dedi.

BÊRÎVAN ÎNATÇÎ

Hesekê- Rojava Devrimi'nin başlamasıyla Kobanê, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin kantonlarından biri oldu. Takvim sayfaları 2014 yılını gösterdiğinde Irak ve Suriye'de IŞİD çeteleri birçok bölgeyi işgal ederek, Şengal’de büyük katliamlar gerçekleştirdi. Türk devletinin desteğiyle Kobanê'ye işgal saldırısı yapan IŞİD çeteleri bölgedeki Kürt halkının direnişini kırmak istedi.

IŞİD çeteleri 13 Eylül 2014'te ağır silahlarla Kobanê'ye büyük bir saldırı başlattı. YPJ, YPG savaşçıları ve Kobanê halkı, Devrimci Halk Savaşı’yla soykırım saldırılarına karşı direniş hattı oluşturdu. Kuzey Kürdistan'daki Kürtler, Kobanê'yi korumak için sınırları aşarak yönünü Kobanê'ye verdi. 26 Ocak 2015'te 134 gün süren ve tarihe damgasını vuran eşsiz direnişin ardından Kobanê özgürleştirildi ve IŞİD saldırıları yenilgiye uğratıldı.

‘IŞİD yenilmez’ anlayışının kırıldığı Kobanê’de, kadınlar öncülüğünde gösterilen tarihi direniş ruhu, Kürdistan sınırlarını da aştı. 30 ülkeden milyonlarca insan, Kobanê'deki direnişi korumak ve desteklemek için sahalara akın etti. YPJ savaşçıları, IŞİD'in kadın düşmanlığı algısına karşı şehri savunmakla kalmadı, aynı zamanda dünyaya kadınların direnişteki kararlılığını da gösterdi. Kobanê sadece Kürtlerin değil, varlığını Kobanê direnişinde bulan tüm insanlık ve kadınlar için bir dönüm noktası haline geldi.

IŞİD'in yenilgiye uğratılması ve şehrin Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi sistemine dayalı olarak inşa edilmesinin ardından IŞİD'in gerçek yüzü de ortaya çıktı. Kobanê, 2017 yılından bu yana Türk devletinin saldırı ve tehditleriyle karşı karşıya kalıyor. Son dönemde Türk devletine bağlı çetelerin Til Rıfat, Şehba ve Minbic’e yönelik saldırılarıyla Türk devletinin Kobanê'ye yönelik tehlikeleri ve tehditleri arttı.

2014-2015 yıllarında Kobanê'nin IŞİD’e karşı direnişini takip eden Gazeteci Xezne Nebî, Türk devletinin Kobanê'ye yönelik tehdit ve saldırılarını ajansımıza anlattı. Gazeteci Xezne Nebî, Kobanê'nin IŞİD çetelerine karşı direnişinin tüm kadınlara ve özgürlükçü insanlara miras haline geldiğini söyleyerek, Kobanê'nin 2014 direniş ruhuyla yeniden savunulması gerektiğinin altını çizdi.

‘Suriye bir mozaiktir’

Suriye'de yaşanan çatışmalara değinen Xezne Nebî, "Suriye'de demokrasiye, adalete ve eşitliğe ihtiyaç vardı. Sadece Kuzey ve Doğu Suriye bölgeleri için değil, tüm Suriye için bu gerekli. Suriye'nin bir mozaik olduğunu ve içinde pek çok unsurun bulunduğunu biliyoruz. Suriye, Dürzi, Alevi, Şii, Sünni, Kürt, Türkmen ve Êzidî olmak üzere farklı din ve milletleri içinde barındırıyor. Îsmaîlîler de var ve mevcut sistemde boğulmuşlardı. Tüm halkların hak ve söz sahibi olabilmesi için yeniden doğuşa ihtiyaç vardı. Yaşadığımız dönemde Esad'ın yönettiği diktatörlük artık tahammül edilemezdi. Ortadoğu'daki değişimlerle birlikte bu da gerekli oldu" diye belirtti.

‘Kobanê'de yaşanan direniş tüm Suriye için gerekliydi’

Sözlerinin devamında Kobanê direnişini anlatan Xezne Nebî, şöyle konuştu:

"Kobanê’de 2014 yılında IŞİD çetelerine karşı tarihi bir direniş sergilendi. Bu direniş, Kürdistan'ın dört bir yanından Kürt kadınları ve genç erkeklerin katılımıyla tarihi bir direnişe dönüştü. Bu direniş 'Kobanê nakeve' kararlılığıyla başladı. Şu anda bile bu kararlılık devam ediyor. Çünkü bu ruhun devamına ihtiyaç var. Kobanê'de yaşanan direniş tüm Suriye için gerekliydi. Kobanê’de rengarenk toplumu yeniden karanlığa boğmak isteyen karanlık zihniyet, diktatörlük ve IŞİD çeteleri büyük bir direnişle yenilgiye uğratıldı. Kobanê’de çok bedel ödendi ve bu yüzden bin şehidin şehri deniliyor. Kobanê, artık tüm dünyada direnişin sembolü haline geldi. Adalet, eşitlik ve demokrasi dediğimiz noktalara yönelik talebi en çok Kobanê hayata geçirdi. Çünkü çoğunluğu Kürtlerden oluşuyor. Suriye'nin tamamında Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı yer Kobanê'dir. Kobanê’de Kürtler direnişleriyle tanınırlar ve çabuk pes etmezler. Kobanêlilere genellikle inatçı diyorlar. Aslında bu inat Kobanê direnişinde de öne çıktı. Kobanê’de direnenler sadece Kobanêliler değildi, tüm Kürt halkı ve dostları bu şehirde direniş gösterdi."

‘Türk devleti sınırları IŞİD çetelerine açtı’

Türk devletinin IŞİD ile iş birliğine dikkat çeken Xezne Nebî, “Türk devleti IŞİD çetelerini açıkça destekledi. Kobanê sınırında ortaya çıkan görüntüler, lojistik destek ve silahlar, hatta IŞİD çetelerinin sınır geçişleri kamuoyuna yansıdı. Türk devleti sınırları IŞİD çetelerine açtı ve hatta kendi şehirlerinde bu çeteleri tedavi etti ve eğitti. Dikkat edilirse, uzun bir zamandır yeni Ortadoğu’dan söz ediliyor. Yeni Ortadoğu'yla bölgeyi değiştirecek bir güce ihtiyaç vardı. İyisiyle kötüsüyle değişmek zorundaydı. Türk devleti tek başına Ortadoğu haritasını değiştiremez, ancak Türk devletinin bunda yer alması konusunda destek verildi” diye belirtti.

‘IŞİD tehdidi sınır ötesi bir tehdittir’

Türk devletinin saldırılarına ve bu saldırılarla IŞİD’e verilen desteği anlatan Xezne Nebî, “Türk devletinin IŞİD’e verdiği destek Suriye’de de ortaya çıktı. Bölgedeki cezaevleri IŞİD çeteleriyle dolu. Suriye rejiminin devrilmesiyle cezaevindeki çetelerin kaçma tehlikesi var. IŞİD tehdidi sınır ötesi bir tehdittir. Bu sınırları aşan bir tehlikedir. Türk devleti artık IŞİD dosyasını eline almak istediğini söylüyor. Gerçekten IŞİD’in bitmesini istiyor mu? Yoksa Suriye'deki çıkarlarını yeniden canlandırmak, coğrafyasını genişletmek ve Kürtleri yok etmeyi mi hedefliyor? Türk devleti neden şu anda Suriye'nin içinde? Çünkü rejim değişti ve IŞİD çeteleri burada. Türk devleti, IŞİD çetelerine yeniden ulaşmak istiyor. Sonra IŞİD çeteleri üzerinden Ortadoğu'daki sistemi değiştirmek, Kürt davasını yok etmek gibi bir hedef var. Türk devletinin ve AKP-MHP'nin istediği temel hedef de budur” sözlerine dikkat çekti.

‘En büyük direnişi gösteren ise YPJ oldu’

IŞİD’e karşı mücadelede kadınların direnişine vurgu yapan Xezne Nebî, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi:

"Kobanê'de direnişin simgesi, başarı noktası olanlar artık yeniden gündeme geldi. 2014-2015 savaşında en büyük direnişi gösteren ise YPJ oldu. O dönemde savaşı haber yapanların çoğu kadın arkadaşlardı. Perde arkasında yardım edenler kadınlardı. Orada başarılı olanlar şimdi yine tehlike altında. Türk devleti, kadınların kazanımlarını ve sistemini yok etmeye çalışıyor. Erdoğan ve Türk devletininkine benzer bir sistem Suriye'de uygulanmak istenirse, son yıllarda ortaya çıkan kadınların kazanımlarını ve başarılarını yok eder. Askeri güçler genel olarak dünyayı IŞİD tehlikesinden kurtardılar. Kadınlar ilk kez silahlanarak IŞİD çetelerine karşı savaştı ve Türk devleti bu gücü yenmek istiyor. Türk devleti, toplumumuzda kadının gücünü çok iyi biliyor ve bu yüzden ilk kadınları hedef alıyor. Bu bir slogan değil, bu bir gerçek. Bugün kadınların burada yaptığı çalışmalar büyük önem taşıyor. Bu nedenle Kobanê'de çok güzel direniş örnekleri yaşandı. Herkesin bu direnişe dikkat etmesini sağlayan da bu özellikti. Bu hiçbir dünya savaşında yaşanmadı."

‘Tüm dünyada YPJ ve YPG savaşçılarına destek verildi’

"Kürtler ve dostları tüm dünyada bu güç için alanlara çıktılar" diyen Xezne Nebî, uluslararası alanda Kobanê'ye verilen desteği hatırlatarak, "Tüm dünyada YPJ ve YPG savaşçılarına destek verildi ve çok önemliydi. YPJ Kobanê’de olmasaydı, dünyadan böylesi bir destek de ortaya çıkmayabilirdi. Kadınların yaptığı fedai eylemler YPJ’yi korumak içindi. Çünkü direnişte ilerlemesi gerekiyordu. Kobane’deki kadın direnişinin hikâyesi, Kobanê direnişinin başarısının ve herkesin kendini içinde gördüğü başarıların hikâyesi oldu. Kobanê'de herkesin payı var" şeklinde konuştu.

‘Kobanê, direnişiyle, şehitleriyle, kadının gücüyle toplumsal bir kazanımdır’

Xezne Nebî, Kobanê'de 134 gün süren direnişin tüm dünyanın ortak mirası haline geldiğini ve bunun korunması gerektiğini söyledi. Xezne Nebî, "Kobanê, direnişiyle, şehitleriyle, kadının gücüyle toplumsal bir kazanım haline geldi. Demokratik ve özgür bir yaşamı isteyen, doğru fikir sahibi ve devrimi doğru okumuş insanların bu devrime sahip çıkması gerekiyor. Suriye'de yeni bir sistem kurulsa bile, şu anda içinde bulunduğumuz durum dikkate alındığında, kadın haklarının yerine getirilmeyeceği görülüyor ve eski duruma geri döneriz. Bu artık kabul edilemez. Kadınlar köleliğe isyan etti, o köleliği bir daha yaşamayı kabul etmiyorlar. Toplumumuzun nasıl geliştiğini ve değiştiğini biliyoruz. Eğer kadınlara kölelik yeniden dayatılırsa toplum da eskiden yaşadığı köleliğe geri dönecektir” ifadelerinde bulundu.

‘Bağımsız ve özgür olmalıyım’

Saldırıların aynı zamanda kadınların kazanımlarına da büyük bir tehdit oluşturduğunu kaydeden Xezne Nebî, son olarak şunları söyledi: "Artık bir kadın olarak kendi kendime diyorum ki, eğer demokratik bir sistem olmazsa, cinsiyetler arasında eşitlik olmazsa, ben yaşayabilir miyim? 12 yıl önceki gibi mi olur? Hayır, yapamam diyorum. Bağımsız ve özgür olmalıyım. Rojava Kürdistan Devrimi ve kadınların kaydettiği ilerlemelerle artık eskiye dönemeyiz. Rojava Devrimi’nde elde edilen kazanımların korunması herkesten önce bizim sorumluluğumuzdur. Bu sürecin diyalogla, müzakereyle, hak talebiyle geçeceğini umuyoruz. Aslında askeriden ekonomiye ve siyasete kadar her alanda bunu Suriye'nin tamamında yapabiliriz. Geleceğe dair diyaloglar geliştirilmeli ve kadınlar da bu diyaloglarda bir güç olarak yerlerini almalıdır. 

Kürt kadınları sadece savaşmak için eline silah almadı. Tüm kadınların özgür ve güvenli bir yaşam sürmesi için mücadele etti. 2014 yılında başlatılan direnişe tüm Kürtler katıldı. 2014'te olduğu gibi Kobanê’nin yine bu direniş ruhuna ihtiyacı var ve daha fazlası yapılmalı.  Çünkü o zaman başlangıçtı, şimdi ise son. Kobanê tüm Kürtlerin hayatta kalma noktasıdır. Kürtlerin Kobanê'yi koruması gerekiyor. Ayrıca dünyanın Kobanê'yi koruması gerekiyor. Çünkü Kobanê direnişiyle tüm dünyanın konusu oldu. Kobanê'de Arîn Mirkan ve Rêvanan gibi Kürt kadın semboller ortaya çıktı. Biz kadınlar güven içinde olalım diye, özgür bir şekilde yaşayalım diye, rahatça konuşabilelim diye, yeni Suriye’de eşitlik istiyoruz diyebilelim diye canlarını feda ettiler.”