Gazeteci Mahnaz Ghazlu: İran'da medya, gerçekleri dünyaya aktarmalı

İran rejiminin gazetecileri sürekli engellediğini, çok sayıda gazeteciyi tutukladığını belirten gazeteci Mahnaz Ghazlu, “Medya, gerçekleri dünyaya aktarmalı. Bu konuda muhalif medyaya çok iş düşüyor” dedi.

ŞEHLA MUHAMMADİ

Haber Merkezi – İran’ın Tahran kentinde Kürt kadını Jina Mahsa Amini 16 Eylül 2022 tarihinde ‘ahlak polisleri’ tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle katledildi. Jina Mahsa Amini’nin katledilmesini protesto amacıyla başlayan eylemler kısa sürede ülke geneline yayılarak “Jin Jiyan Azadî” ayaklanmasına dönüştü. İran rejimi başta kadın aktivistler, gazeteciler, sanatçılar, öğrenciler başta olmak üzere ayaklanmaya destek verenleri hedef aldı.

Özgür Yaşam Hareketi üyelerinden gazeteci Mahnaz Ghazlu, ayaklanmayı ve gazetecilere yönelik baskıları anlattı. Kadınlar başlattığı için ayaklanmanın “Jin Jiyan Azadî” hareketi olduğunu belirten Mahnaz Ghazlu, 1957’den bu yana “zorunlu örtünmeye” karşı kadınların sokaklarda protestolar gerçekleştirdiğini söyledi. Tarihten günümüze kadar kadınların özgürlük taleplerinin halen devam ettiğini vurgulayan Mahnaz Ghazlu, o nedenle ayaklanmalarda ilerlemeler olduğunu belirtti.

Dünyada yankı uyandıran “Jin, Jiyan, Azadî” sloganının sadece bir slogan olmadığını belirten Mahnaz Ghazlu, “Çünkü ilk kez ataerkil sisteme bu kadar bağlı, bu kadar ağır dokulara sahip bir Ortadoğu ülkesinde ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganı atılıyor. Bu ayaklanmanın varoluşundan geliyor. Bir toplumda kadınların özgür olması ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması toplumsal özgürlüğü de beraberinde getirir” şeklinde konuştu.

‘Erkekler de özgür değil’

İran’da sadece kadınların değil erkeklerin de özgür olmadığına dikkat çeken Mahnaz Ghazlu, “Gazetecilerin, sivil aktivistlerin, çevre savunucularının ifade özgürlüğü hakları yok, hepsi cezaevinde. İran İslam Cumhuriyeti’nde insan hakları ihlalleri çok fazla yaşanıyor” dedi. Gazeteciler ve medyanın sürekli engellendiğini kaydeden Mahnaz Ghazlu, “Basın özgürlüğü demokrasinin ilkelerinden biridir. Ancak İran'da İslam Cumhuriyeti iktidara geldiğinden bu yana sürekli gazeteciler engelleniyor, haber akışı durdurulmaya çalışılıyor. Çok sayıda gazeteci sadece haber yaptığı ve devrimin sonuçlarına ilişkin sorular sorduğu için tutuklandı. Soru sormak bir yurttaş hakkıdır, gazeteci soru sormalı, farkındalık yaratmalı, yetkilileri araştırmalı ve eleştirmelidir” diye ifade etti.

‘Medya gerçekleri dünyaya aktarmalı’

Uluslararası medyanın da ayaklanmaya ilişkin sorumluluklarının olduğuna işaret eden Mahnaz Ghazlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki, medyaya ilişkin belirli tanımlardan ve uluslararası standartlardan yoksunuz. İran İslam Cumhuriyeti kendi çıkarlarına göre kararlar alıyor, halkın çıkarına göre değil. İran toplumu ile bağımızı güçlendirmeliyiz ve bilinçli bir toplum için çalışmalıyız. Medyanın bu anlamıyla gerçekleri dünyaya aktarması gerekiyor. Çünkü iktidarlara yakın olan medya mensupları halka yanlış yol gösterebilir, belli boyut ve açıları gösterebilir, hareketi saptırabilir. O yüzden muhalif medyaya çok iş düşüyor.”