Gazeteci Amira Muhammed: Ekmek ve özgürlük arasında tercihe mecbur bırakılıyoruz

Tunus’ta iletişim sistemlerini kısıtlayan 54 sayılı Kararname’deki düzenlemeyle birçok hak savunucusu tutuklandı. Kararname’nin özgürlükleri tırpanladığını belirten Gazeteci Amira Muhammed, “Ekmek ve özgürlük arasında tercihe mecbur bırakıyorlar’ dedi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tunus’ta basın ve ifade özgürlüğü gün geçtikçe gerilerken, yeni çıkarılan yasalar ile insanlar daha da baskı altına alınmak isteniyor. 2023 yılının Ekim ayında 10 milletvekili tarafından sunulan basın ve dernek faaliyetlerini kısıtlayacak ve baskılayacak tasarı Ocak 2024’te Meclis Komisyonu’ndan geçerek yürürlüğe girdi.

Bilgi ve iletişim sistemlerine ilişkin suçlarla mücadele kapsamında düzenlenen 54 sayılı Kararname sonrası çok sayıda hak savunucusu ve gazeteci dijital medyadan hükümete dönük yaptıkları eleştiriler nedeni ile tutuklandı. Bu kararnameyle hükümet derneklerin çalışmalarını düzenlemeyi ve mali durumlarını izlemeyi amaçladığını söylerken, sivil toplum örgüt ve dernekleri kimi ülkeler ile işbirliği içinde oldukları iddiası ile muhbirlikle suçluyor. Bu yasa hükümete dernekler üzerinde sınırsız yetki tanırken, hak savunucuları da 2011 yılında çıkarılan basın ve ifade özgürlüğünün yanında örgütlenme ve dernek kurma hakkı da tanıyan 115 Sayılı Yasa’nın uygulanması gerektiğine vurgu yapıyor.

‘54 sayılı Kararname otoriteye kutsiyet atfediyor’

Tunus Gazeteciler Sendikası Üyesi Gazeteci Amira Muhammed, Amira Mohamed, 54 Sayılı Kararname’nin çalışmalarını kısıtladığını ve kararnamenin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, ifade ve basın özgürlüğünü önemli ölçüde engellediğini söyledi. Amira Mohamed, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Yalan haber yaptıkları gerekçesi ile gazetecilerin hakkında dava açıldı. Ama bu davaların bununla değil kararname ile ilgisi var. Basın sektörünü düzenleyen 115 Sayılı Yasa, yalan haber, söylenti ve iftira ile mücadele ediyor. 115 Sayılı Yasa ile yargılanmaları gerekiyor. Ama öyle olmuyor. 54 sayılı Kararname otoriteye kutsiyet atfediyor. Dolayısıyla eleştirmeye cesaret eden kendini on yıla kadar hapis ve büyük bir para cezasına çarptırılmış olarak buluyor. Bugün işkence gören ve yargıya sevk edilen 40'tan fazla gazetecinin tutuklanmasından bahsediyoruz. Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali rejimi sırasında İçişleri Bakanlığı'nın bodrumunda işkence görenleri unutmayacağız ve bugün siyasi yönelimi ne olursa olsun herhangi bir Tunus vatandaşına işkence yapılmasından bahsedilmesini reddediyoruz. Bu durum hükümet tarafından kararlılıkla ele alınmalıdır. Hükümet, farklı görüşleri dinlemeli ve gazetecilerin taciz ve işkence edilmesini ele almalı. Devrimin en önemli kazanımı olan ifade özgürlüğünü koruması önemli.”

"Eski rejimlere geri dönmek istemiyoruz" diyen Amira Mohamed, ekonomik krizin günden güne arttığına işaret ederek, 2011’deki ayaklanmaların sloganının “İş, özgürlük ve onur” olduğunu hatırlattı. Gazetecilerin özgürlük ve ekmek arasında bir tercihe mecbur bırakıldığını söyleyen Amira Mohamed, bu durumu reddettiklerini dile getiriyor.

54 sayılı Kararname içeriği

54 sayılı Kararname’nin içeriği şöyle; "başkalarının haklarını ihlal etmek veya kamu güvenliğine ya da ulusal savunmaya zarar vermek amacıyla uydurma, sahte veya başkalarına atfedilen yalan haber, veri, söylenti veya belge üretmek, teşvik etmek, yayınlamak, göndermek veya hazırlamak için bilgi ve iletişim ağlarını ve sistemlerini kasten kullanan herkes için" beş yıl hapis cezası ve 50.000 dinara kadar para cezası öngörür.” Hak savunucuları kararnamenin yoruma açık olduğu için yargıçların ve hükümetin keyfi uygulamalarına zemin olduğunu savunuyor.