RAFIF ESLEEM

Gazze- İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bir buçuk yıl sürdürdüğü saldırılar nedeniyle binlerce kişi yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı, insanlar yerlerinden edildi, evler, hastaneler, okul gibi yapılar kullanılamaz hale getirildi. 19 Ocak’ta kısmi bir ateşkes kararıyla saldırılar dursa da Gazze halkının yaşadığı sıkıntılar daha da arttı. Saldırılar nedeniyle Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliye, Beyt Hanun, Beyt Lahya gibi yerleşim yerlerine göç etmek zorunda kalan halk, su gibi temel ihtiyaçlardan da mahrum kaldılar.

Gazze’deki durumun ciddiyetine dikkat çeken siyasi analist Rania Al-Louh, İsrail’in Gazze’ye dönük saldırılarında en çok kadın ve çocukların hedef alındığını söyleyen, “Bunun nedeni ise ‘saatli bomba’ olarak görülen Filistinli çocuklardan ve genç nesilden kurtulma çabasıdır.  İsrail, çocukları politikaları için bir tehdit olarak görüyor” diye belirtti.

‘İsrail yardımların girişine izin vermiyor’

Filistin meselesinin şu anda birçok soru işaretini içinde barındırdığına dikkat çeken Rania Al-Louh, İsrail’in bir yıl üç ay süren saldırısının ardından Gazze’deki durumun daha da kötüleştiğini ifade ederek, “Bu süreçte kadınlar, çocuklar ve yaşlılar büyük acılar çekti. Ateşkesle birlikte toplu katliamlar durmuş olsa da bölgedeki temel sorunlar hala çözüme kavuşmuş değil. Kadınların ve çocukların yaşadığı dram ise derinleşmeye devam ediyor. Ateşkesin ardından yardım kamyonlarının kente giriş yapacağını ve insanların barınabileceği geçici konutların sağlanacağını umut ediyoruz, ancak İsrail güçleri her zamanki gibi bu yardımların girişine izin vermiyor ve süreci kasıtlı olarak yavaşlatıyor. Elektrik şebekeleri, su altyapısı ve iletişim ağlarının onarımı gibi temel ihtiyaçların karşılanması dahi engellendi” şeklinde konuştu.

‘Savaş tüccarları durumu fırsata çeviriyor’

Ekonomik açıdan da durumun vahim olduğunu ifade eden Rania Al-Louh, sözlerine şöyle devam etti:

“Gazze’de fiyatlar aşırı derecede yükseldi ve bunun iki ana sebebi var. Birincisi, İsrail makamlarının kamyon girişlerinde yüksek vergiler uygulaması; ikincisi ise savaş tüccarlarının bu durumu fırsata çevirerek fiyatları fahiş seviyelere çıkarması. Yardımların çalınması ve kaos ortamı da halkın üzerindeki yükü daha da artırıyor. Gazze halkı, ekonomik krizle birlikte büyük bir insani felaketle karşı karşıya kalmış durumda.”

‘Filistinliler topraklarına sıkı sıkıya tutunmalı’

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın Filistinlilerin topraklarından sürülmesi yönündeki açıklamalarının dünya genelinde şok etkisi yarattığını vurgulayan Rania Al-Louh, bu açıklamaları utanç verici olarak nitelendirdi ve ayrıca bölgesel krize de dikkat çekti. Bu durumun sadece Filistin’i değil, tüm Ortadoğu’yu etkileyebilecek büyük bir tehdit olduğunun altını çizen Rania Al-Louh, Filistinlilerin topraklarına sıkı sıkıya tutunması gerektiğini söyleyerek, özellikle Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerinin de Gazze halkına güçlü bir şekilde destek sunması gerektiğini kaydetti.

‘Arap ülkeleri güçlü bir duruş sergilemeli’

Donald Trump’ın zorla yerinden edilmeyle ilgili açıklamalarına karşı Arap ülkelerinin İsrail ve Amerika üzerinde baskı kurması gerektiğini belirten Rania Al-Louh, bu ülkelerin güçlü bir duruş sergilemelerini istedi. Refah Sınır Kapısı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Rania Al-Louh, sınır kapısıyla ilgili 2005 Anlaşması'na geri dönülerek sınırın Filistin yönetimi ve Avrupa Birliği gözetiminde işletilmesinin kararlaştırıldığını ve bu gelişmenin halkın dış dünyayla bağlantısını sağlamak açısından önemli bir adım olarak görüldüğünü dile getirdi.

İnsani yardım ve kadınların durumu

Gazze’deki insani yardım çalışmalarının büyük ölçüde yetersiz kaldığını aktaran Rania Al-Louh “Birçok kuruluş, kadınlara yönelik gıda ve yardım malzemeleri sağlasa da bu destek minimum ihtiyaçları dahi karşılamıyor. İsrail’in savaş süresince Gazze’yi kuşatma altına alarak binlerce yardım kamyonunun girişini engellemesi, özellikle kadınları ve çocukları zor durumda bıraktı. Kadınlar, savaş süresince ve sonrasında ciddi bir barınma, yiyecek, su ve ilaç sıkıntısı çekmeye devam ediyor” sözlerine dikkat çekti.

'Göçe karşı dayanışma ruhu korunmalı'

Rania Al-Louh, Gazze’nin yeniden inşa edileceğine inansa da bu sürecin uzun zaman alacağını söyleyerek, “İsrail güçlerinin, altyapı ekipmanlarının girişini engellemesi kasıtlı bir stratejidir. Bu yolla hayatın sürdürülemez olduğunu göstermeye çalışarak halkı göç etmeye zorluyor. Gazze halkının bu zorlu süreçte sabırlı ve dirençli olması gerekiyor. Arap ülkelerinin de cesur ve kararlı adımlar atarak Filistin halkının yanında durmasını istiyoruz. Filistinlilerin topraklarını terk etmemesi ve dayanışma ruhunu koruması, bu zor dönemi aşmak için en önemli adımdır” dedi.