Filistinliler, İsrail’in işgalini ‘Nakba’ günü ile hatırlatıyor

İsrail’in 75 yıl önce Filistin’i işgaliyle yaşattığı acıları büyükannelerinin anlattığı hikayelerle hafızalarında taşıdıklarını anlatan Suad Haijo, unutmamak için her yıl Nakba (Büyük Felaket) anmaları düzenlediklerini belirtti.

RAFIF ESLEEM

Gazze – İsrail’in İngilizlerin ve BM’nin yardımıyla 15 Mayıs 1948 tarihinde Filistin topraklarını işgal etmesi üzerinden 75 yıl geçti. Filistinliler bugünü işgal sırasında katledilen Filistinlileri anmak için ‘Nakba’ (Büyük Felaket) günü olarak kabul ediyor. Her yıl 15 Mayıs’ta Filistin başta olmaz üzere dünyanın farklı ülkelerinde Nakba Günü anılıyor.

Mülteciler Dairesi kadın yetkilisi ve Filistinli Kadınlar Genel Birliği üyesi Suad Hajjo, Nakba Günü’nü anlattı. İsrail’in 75 yıl önce insanları bir gece evlerinden çıkardığını aktaran Suad Hajjo, “Silahlı ordu köye giriyor, erkekleri öldürüyor, kadınlara saldırıyor ve mallara el koyuyor. İnsanlar korkuyla İsrail ve onları destekleyen güçlerin zulmünden çocuklarıyla birlikte kaçmak zorunda kalıyor” dedi.

‘İsrail ordusu şehirleri ve köyleri yıktı’

İsrail ordusu tarafından şehir ve köylerin yıkıldığını dile getiren Suad Hajjo, şunları aktardı: “Kadınlar o gece evlerini kapısına kilit vurarak ve evlerine bir daha dönecekleri umuduyla çıktılar. Bazı kadınlar kaçtıkları sırada başlarının üzerinden mermiler geçtiğini anlatıyordu. Kimisi çocuklarını evlerde unutmuştu. Annemin de farklı bir kayıp öyküsü var. Saldırı sırasında iki erkek kardeşim içeride kalıyor ve boğularak ölüyorlar. İnsanlar göç sırasında bir kampa yerleşiyor. Kış koşullarına elverişli olmayan çadırlarda yaşamak zorunda kalıyor. Bu durumdan kaynaklı kadınların durumu ağırlaşıyor. Yazın ise sıcaklar nedeniyle birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar.”

‘Kamp koşullarında kadınlar büyük acılar yaşadı’

Kendisinin de tanık olduğu kamp koşulları nedeniyle kadınların büyük acılar yaşadığını dile getiren Suad Hajjo, “Özellikle yaz sıcaklarında su sorunu nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadık. Kadınlar su ihtiyacını birkaç metre uzaktan getirerek sağlıyorlardı. Biz kadınlar içine konulduğumuz aşağılanma koşullarına uyum sağlamakta zorlandık. Bazen kaybettiklerimize ağlar, bazen de küçük, güvenli köyümüzdeki güzel günlerimizi konuşurduk. Öte yandan çocuklar açlık nedeniyle sürekli ağlıyordu. Kadınlar genellikle mercimek hazırlar çocukları beslerdi” şeklinde konuştu. 

‘Uzun yıllar sonra memleketime gittim’

Suad Hajjo, tüm bu zorluklara rağmen Filistinli kadınların şarkılar söyleyerek hikayeler anlattığını aktararak şunları kaydetti: “Zaman geçtikçe kadınlar kampı canlandırdı. Kadınlar yaşadıkları toprakların meşhur yemeklerini hazırladı. Bunun yanı sıra çocuklarını okumaya ve öğrenmeye teşvik etti. Kış aylarında dondurucu soğukta gazyağı ışığı altında ders çalışıyorduk. Annem vefat ettikten sonra terk etmek zorunda kaldığı evin anahtarını bana verdi ve bir gün oraya döneceğime inandı. Uzun yıllardan sonra memleketim Joura’ya gittim. Evler, ağaçlar, araziler her yer harap durumdaydı.”

‘Büyükannelerimizin hikayeleri hafızalarımızda’

Kadınların topraklarından çalınan hiçbir şeyi unutmadıklarını vurgulayan Suad Hajjo, “Büyükannelerimizin anlattığı hikayeleri sürekli hafızamızda taşıyoruz. Bu nedenle her yıl Nakba anmaları yapıyoruz. Filistinliler birlik ruhuyla mücadelelerini sürdürüyorlar” dedi.