Filistinli mülteciler: İsrail Filistin belleğini silmeye çalışıyor

Lübnan’daki Filistinli mülteciler, Filistinlilerin maruz kaldığı soykırıma karşı ciddi adımlar atılması gerektiğini vurgularken, İsrail'in tamamen Filistin belleğini silme amacını güden ideolojik planını durdurma gereğini de dile getirdiler.

FADİA JUMAA

Beyrut – Lübnan’daki Filistinli kadınların durumu her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bugün, Filistin’deki katliamları ve savaşları derin bir acı ve üzüntüyle izlerken, diğer yandan Gazze’deki kadınlar ölüm ve yıkıma karşı direnmeye çalışıyor.

Lübnan’da mülteci olarak yaşayan Filistinli kadınlar, kalplerinin topraklarında ve halkıyla birlikte olduğunu söyleyerek, direnişlerini sürdürdüklerini vurguluyor.

‘Sığınmacı olmak başlı başına bir şiddet’

Lübnan'ın güneyindeki Ayn Al-Hilve Kampı’nda mülteci olarak yaşayan Amal Shahabi, mülteci kamplarındaki kadınların birçok sorunla karşılaştıklarını ve kendilerine uygulanan şiddeti anlatıyor.  "Sığınmacı olmak başlı başına bir şiddet" diyen Amal Shahabi, Gazze’deki kadınların insani ihtiyaçlardan yoksun kaldığını belirtiyor. Savaş nedeniyle kadınlar ailelerin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalırken, temiz su ve gıda gibi temel ihtiyaçların eksikliği ciddi sağlık sorunlarına yol açmakta.

Amal Shahabi, "Gazze'deki çürüyen cenazeler, hastalıkların yayılmasını artırdı" sözleri ile durumu aktarıyor ve "Bölgedeki ilk çocuk felci vakası görüldü. Gazze, bir soykırıma tanıklık ediyor. Birçok aile tamamen yok oldu. Bazı aileler sadece bir çocuğuyla kaldı" diye ekliyor. Batı Şeria'da ise, işgal kuvvetlerinin baskı, tutuklama ve altyapıya dönük tahribi sürüyor.

‘Filistin halkının hakları, İsrail tarafından sürekli ihlal ediliyor’

Uluslararası müdahaleye dair düşüncelerini paylaşan Amal Shahabi, "Uluslararası hukuk ve anlaşmaların uygulanmasında çiftte standartlar var" diyerek, "Filistin halkının hakları, İsrail tarafından sürekli ihlal ediliyor. Filistin halkının başta kendi kaderini tayin etme ve kendi devletini kurma hakkı olmak üzere tüm hakları İsrail tarafından ihlal edildi, özgürlük ve haklar hakkında konuşulanlar sadece sloganlar, şimdi bu haklar nerede? Uluslararası toplum, Filistinlilerin nasıl öldürüldüğünü görüyor ama İsrail'in, Cenevre Sözleşmesi'ni hiçe sayan eylemlerine engel olamıyor" diyor.

‘İsrail, yıllar boyunca kadınların iradesini kıramadı’

Lübnan’daki Fatah Hareketi’nin Kadın Ofisi sorumlusu Zahra Rabi Al- Wakal, Gazze’deki katliamları, "Bu savaş, halkımızı aç bırakmak, öldürmek ve yerinden etmek için yapılıyor" diyerek tanımlıyor. "Bu durum, 1948 Nakbası’ndan çok daha kötü" diyor. Zahra Rabi, kadınların, işgalin sona ermesi için yürütülen mücadelede büyük bir rol oynadığını ifade ederek, "İsrail, yıllar boyunca kadınların iradesini kıramadı, bu savaşın yarattığı ölümler, tutuklamalar ve yıkımlar karşısında bile" diyor.

‘Onların mücadelesi bizim mücadelemiz’

İnsan ve kültürel haklar savunucusu Susan Kaush de Gazze'deki durumun korkunç olduğunu belirtiyor ve "Filistin halkı 1948'den bu yana sürekli bir soykırıma maruz kalıyor. Gazze’deki kadınlar, çocuklarını gözleri önünde kaybediyor" diyor. "Lübnan’daki mülteci kamplarındaki biz Filistinli kadınlar, Filistin’deki kadınların yaşadığı acıları hissediyoruz; onların mücadelesi bizim mücadelemiz" diyerek dayanışmalarını ifade ediyor.

‘Filistin bizimdir ve onu özgürleştirmek zorundayız’

Son olarak, Susan Kaush, "Bu kâbusun bir an önce sona ermesini diliyoruz. Çocuklarımızı, dönüş hakkını unutmamaları için yetiştiriyoruz. Filistin bizimdir ve onu özgürleştirmek zorundayız" diyerek mesajını aktarıyor.

Susan Kaush dünyaya, "Gazze'de olanlara dikkat çekilmesi gerektiğini ve Filistin meselesinin insani bir mesele olduğunu" hatırlatıyor. "İsrail, bu durumu batı medyası aracılığıyla çarpıtma çabasında, ancak gerçekleri görmezden gelmek mümkün değil" diyor.