Filistinli kadınlar: Halka acil koruma sağlanmalı

Filistinli kadın aktivistler, yüzlerce sivilin ölümüyle sonuçlanan El Mamedani Hastanesi'nde (el-Ehli Baptist) yaşanan katliamı kınayarak, Gazze Şeridi'ndeki halka, acil müdahale ve acil koruma çağrısında bulundu.

NAGHAM KARAJEH

Gazze- Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı ‘Aksa Tufanı’ adıyla başlattığı saldırılar sonrasında İsrail’in Gazze’ye yönelik bombardımanları devam ediyor. Binlerce sivilin sığındığı Gazze El Mamedani Hastanesi'ne (el-Ehli Baptist) 17 Ekim akşamı hava saldırısı düzenlendi. Hastane saldırısında aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu 471 kişi hayatını kaybederken, çok sayıda kişi de yaralandı. Gazze Şeridi’nde feminist ve insan hakları aktivistleri, hastaneye yönelik saldırıyı kınayarak, bunun savaş suçu olduğunu ve derhal soruşturulmasını talep etti.

‘Hastane saldırısı insani felakettir’

Feminist aktivist Hadica Salama, "İsrail güçleri 17 Ekim akşamı Ehli Baptist Hastanesi’ne saldırı düzenledi. Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yüzlerce hasta ve yerinden edilen kişinin ölümüyle sonuçlanan insani bir felakettir. İsrail, sürekli kadınları ve çocukları hedef alarak katlediyor. Asıl amacı ise halkı göç ettirmek. İsrail devleti her türlü savaş yöntemini kullanarak geleceği yok etmeye çalışıyor. Öte yandan uluslararası alanda yasaklanmış silahları kullanarak da savaş suçu işliyor. Bu büyük trajedi uluslararası hukuk ve insancıl hukuk hüküm ve sözleşmelerinin açık bir ihlalidir” sözlerine dikkat çekti.

Uluslararası topluma çağrı

Hadica Salama, uluslararası topluma çağrıda bulunarak, “Masum sivillere yönelik bu korkunç katliamları ve soykırımı durdurmak için hukuki ve insani rolünü derhal yerine getirmelidir. Arap ülkelerine konumlarını birleştirmelerini, derhal ve acilen bir çözüm sunmaları çağrısında bulunuyorum. BM Güvenlik Konseyi de daha fazla ölüm ve saldırı yaşanmadan gerekeni yerine getirmelidir” dedi. 

‘Gördüklerimiz şok ediciydi’

İnsan hakları savunucusu ve Avukat Rana Al-Haddad ise konuyla ilgili şunları kaydetti: "İsrail, Gazze Şeridi'ndeki savaşında uluslararası hukukun değerlerini ihlal etti ve özellikle sivilleri hedef aldığı için siviller ile savaşçılar arasındaki ayrım ilkesine saygı göstermedi. Kadınlara ve çocuklara kasten zarar veren, onlara ve mallarına zarar veren bir saldırı gerçekleşti. Hastane katliamında gördüklerimiz şok ediciydi. Filistin düzeyinde değil, aynı zamanda küresel düzeyde de büyük ve korkunç sahnelere tanık olduk.”

‘Savaş suçu işlendi’

Rana Al-Haddad, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin çatışmalara karışmayan kişilerin hedef alınmasını bir savaş suçu olarak değerlendirdiğini söyleyerek, “Aynı zamanda tıbbi personelin, sağlık birimlerinin, tıbbi ulaşım tesislerinin hedef alınması da suçtur. İsrail'in saldırıları uluslararası hukukta açık bir ihlaldir. Bu nedenle suçluların sorumlu tutulması ve öngörülen uluslararası yasalara uygun olarak cezalandırılması gerekiyor. Sivilleri korumak ve çatışmalarda insan haklarına saygıyı dayatmak için uluslararası çabaların yoğunlaştırılmasını istiyoruz. Yaşanan saldırılar, katliamlar İsrail'in Uluslararası Ceza Mahkemesine teslim edilmesi için yeterli delildir” ifadelerinde bulundu.

Uluslararası topluma da çağrıda bulunan Rana Al-Haddad, sözlerini şöyle tamamladı: “İsrail’in ihlalleri sistematik olarak devam ediyor. Savunmasız insanları korumaya ve onlara yardım etmeye acil ihtiyaç var. Uluslararası toplum her türlü desteği sağlamalıdır.”