Filistinli kadınlar İsrail cezaevinde yaşadıkları işkenceyi anlattı
Filistinli Fatima Al-Zeq ve Aisha Al-Kurd, İsrail cezaevinde yaşadıkları işkenceyi anlatarak, hücre cezası, sürükleme, sözlü taciz, aileyle iletişimin engellenmesi, sağlık hizmeti engeli, beslenme dahil birçok hak ihlaline maruz kaldıklarını söyledi.
RAFIF ESLEEM
Gazze - İsrail cezaevlerindeki Filistinli kadın tutsaklar, fiziksel ve cinsel işkenceye maruz bırakılırken, iletişim, hijyen, beslenme, sağlık hizmeti gibi en temel ihtiyaçlardan da mahrum bırakılıyor. Fatima Al-Zeq ve Aisha Al-Kurd isimli kadınlar da İsrail cezaevlerinde yaşadıklarını ajansımıza anlattı.
‘İşkencenin izleri hala vücudumda’
“Ölüm yolculuğum Filistin’e girmeden önce başladı” diyen Fatima Al-Zeq, bir hafta boyunca ellerinin ve ayaklarının demir bir sandalyeye zincirlendiğini söyledi. Kollarının arkadan bağlandığını belirten Fatima Al-Zeq, “Başımı güçlükle kaldırıyordum. Bu şekilde sorgulandım. Bazen üzerime soğuk su döküldü. Diğer zamanlarda ise elektrikli işkenceye maruz kaldım. Yiyecek olarak ekmek kırıntıları ve bozulmuş sebzeler verildi. Sorgu boyunca temiz su verilmedi. Daha sonra gece ve gündüzü ayırt edemeyeceğim bir hücreye konuldum. Gördüğüm işkencenin izleri hala vücudumda. İşkenceden kaynaklı solunum yolu hastalıklarına yakalandım” diyerek, yaşadığı işkencenin boyutlarına dikkat çekti.
‘Doğum yaptığımda zincirlerle bağlıydım’
Tutuklandığında en küçük oğluna hamile olduğunu belirten Fatima Al-Zeq, “Kanamam oldu ve bu nedenle hastaneye gitmek istedim ancak talebim reddedildi. Gardiyanlar bana en ağır hakaretlerde bulundular. Hamilelik boyunca diğer tutsak kadınlar bana destek oldular. Doğum yaptığımda zincirlere bağlıydım” ifadelerinde bulundu.
‘Cop ve gaz bombalarıyla saldırıyorlardı’
Kadın tutsakların cezaevinde zamanlarının çoğunu peçe ve örtülerle geçirdiklerini dile getiren Fatima Al-Zeq, “Çünkü askerler her an kapıyı itip içeri girebiliyor. Tutsaklar maruz kaldıkları saldırılara karşı açlık grevine giriyorlardı. Gardiyanlar ise bu durumda cop ve gaz bombalarıyla saldırıyordu. Bu sırada boğulmalar yaşanabiliyordu. 12 yıl ceza aldım ve bunun birkaç yılını cezaevinde geçirdim” şeklinde konuştu.
‘Koşullardan kaynaklı çeşitli hastalıklara yakalandık’
Serbest bırakılan Aisha Al-Kurd'un hikayesi de Fatima Al-Zeq’in hikayesinden farklı değil. 1988'de tutuklandığını ifade eden Aisha Al-Kurd, İsrail yetkililerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesiyle maddi teminat ödeyerek serbest bırakıldığını belirtti. Aisha Al-Kurd, “Hücre hapsinde birçok ihlale maruz kalıyorduk. Bunların başında sürüklenme, dayak, sözlü taciz, aileyle iletişimin engellenmesi, yemek verilmemesi gibi… Sağlıksız ortam ve yiyeceklerden kaynaklı çeşitli hastalıklara yakalandık” dedi.
'Tedavi etmeyerek ölümü yavaşlatıyorlar'
Ramla Cezaevi’ne nakledildikten sonra hastane talebinin kabul edilmediğini belirten Aisha Al-Kurd, bunun ölümü yavaşlatmak için yapıldığına dikkat çekti. Aisha Al-Kurd, “Korona salgınından bu yana gece aramaları yoğunlaştı ve kadın mahpusların aile ziyaretleri reddediliyor” şeklinde konuştu.