‘Filistin’de şiddetin her türüne karşı etkin mücadele yürütülmeli’

Filistin’de kadınlar toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin farklı türlerini yaşarken, Araştırmacı Hind Abu Najila ve Aktivist Thuraya Abu Zuhri, kampanyalarla şiddete karşı mücadelenin etkin bir şekilde yürütülmesinin önemine dikkat çekti.

RAFIF ESLEEM

Gazze- Kadına yönelik şiddetin farklı türlerine maruz kalan Filistinli kadınlar, özellikle cinsel taciz ve şantaj durumlarında genellikle toplum baskısından korktukları için sessiz kalabiliyorlar. Araştırmacı Hind Abu Najila, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet ayrımcılığının yaşandığını söyleyerek, “Uzun yıllar boyunca toplumsal cinsiyete dayalı yaşanan şiddete karşı birçok uluslararası ve yerel düzeyde mücadeleler verildi. Buna rağmen şiddet farklı biçimlerde genişlemeye devam etti” dedi. 

‘Karar alma pozisyonları erkeklerin tekelinde’

Marjinal gruptaki kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddete dikkat çeken Hind Abu Najila, “Kadına yönelik şiddet her alanda yaşanıyor. Verilere baktığımızda ekonomik krizle birlikte var olan şiddetin daha da artığını görebiliyoruz. Kadınlar toplumda bir statü sahibi olamıyor buna dönük engeller var. Kadınların liderlik pozisyonlarından uzaklaştırılması da şiddete karşı mücadelede yetersizliğin yaşanmasına neden oluyor. Karar alma pozisyonların erkeklerin tekelinde olduğunu görüyoruz ve bu durumu daha da kötüleştiriyor” diye konuştu.

‘Bilinçlendirme programları oluşturulmalı’

Şiddete uğrayan kadınların genellikle sessiz kaldığına işaret eden Hind Abu Najila, “Şiddet durumunda kadınlar şikâyet etmeyi reddediyor. Durum böyle olunca cinsel taciz, saldırılar ve cinsiyete dayalı şiddet artıyor. Şikâyet edilmeyince de failler bu mevcut durumdan cesaret alıyor. Kadınlar susmanın daha kolay bir yol olduğunu düşünüyor. Kadınlar sadece evlerinde değil devlet dairelerinde ve özel kurumlar da dahil olmak üzere birçok alanda şiddetle karşı karşıya kalabiliyor. Bizlerin de şiddete karşı failleri teşhir edip toplumsal bir bilinçlendirme programı oluşturmamız gerekiyor. Kadınlar failleri yetkili makamlara şikâyet etmeli” şeklinde konuştu.

‘Şiddetin faturasını kadınlar ödüyor’

Aktivist Thuraya Abu Zuhri ise, “şiddetle yüzleşmek” için çeşitli kampanyalar düzenlendiğini kaydetti. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin faturasını kadınların ödediğini belirten Thuraya Abu Zuhri, “Şiddet karşısında kadınların sessizliği suçun daha da artmasına neden oluyor. Ekonomik kriz nedeniyle işlerini kaybetmek istemeyen kadınlar, yaşadıkları sözlü veya fiziksel taciz karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor. Ayrıca resmi dairelerde cinsiyete dayalı yolsuzluklar yaşanıyor. Kadınlar faturaları öderken, bazı evrakları düzenlerken ya da farkında olmadan işlemleri tamamlarken olağan günlük resmi işlemleri yaparken yolsuzlukla karşı karşıya kalabiliyor. Kadınlar şikâyette bulunabilir ve bu onların hakkı” dedi.

‘Kadınlara güvenli bir ortam sağlanmalı’

Çalışma yaşamında yer alan veya yer almayan kadınlara dönük bilinçlendirme kampanyalarının sahada yoğun bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini kaydeden Thuraya Abu Zuhri, son olarak çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı: “Kadınlara güvenli bir ortam sağlamak, haklarını güvence altına almak ve yasal haklarını bilmelerini sağlamak için çalışmalar yapılmalı. Çalışma yaşamında kadınlar erkek meslektaşları tarafından sözlü şiddete maruz kaldığında bunu bir taciz olarak algılamalı ve ilgili yerlere şikâyette bulunmalıdır. Bu konuda kadınlar bilinçlendirilmeli. Dijital kampanyaların artırılması, farkındalık çalışmalarının yürütülmesi önemli. Kadınlar karşılaştıkları şiddet türlerine karşı nerelere başvurmaları gerektiği konusunda bilgilendirilmeli. Bu anlamıyla kadınlar şikâyette bulunduğunda karar verilere baskı yapılmalı ve devlet yetkilileri de prosedürleri yerine getirmelidir.”