Faslı Avukat Hatice Janan: Kadınlar hukuki ayrımcılığa maruz bırakılıyor
Avukat Hatice Janan, Faslı kadınların hâlâ çeşitli alanlarda hukuki ayrımcılığa maruz bırakıldığını belirterek, “Fas devleti, vatandaşları arasında erkek veya kadın ayrımı yapmayan yasaları hayata geçirmelidir” çağrısında bulundu.
RAJA KHAYRAT
Fas – Fas yasalarında kadınlar lehine kimi ilerlemeler sağlansa da gerçek yaşamda pek karşılığı olduğu söylenemez. Fas’ın kuzey kesiminde yer alan Tanca şehrinde yaşayan insan hakları aktivisti ve Avukat Hatice Janan, Faslı kadınların çeşitli alanlarda hâlâ yasal ayrımcılığa maruz kaldığını, bunun etkilerinin sahada açıkça görüldüğünü söyledi. Fas Anayasası’nda cinsiyet eşitliği ilkesinin 2011 yılında onaylandığını kaydeden Hatice Janan, sahada uygulanması içinde Eşitlik ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komisyonu’nun kurulduğunu hatırlattı.
‘Ceza hukuk ile ilgili kimi sorunlar mevcut’
Kimi kanunlar hakkında bilgi veren Hatice Janan, şu ifadelerde bulundu: “Önceki Aile Hukuku’nda kadınlar birçok haktan mahrum bırakılıyordu. Bunlardan biri velayet kararlarıydı. Boşanmanın ardından anne ve baba yeniden ikinci evliliklerini yapmışsa bu durumda çocuğun velayeti anneye değil, babaya veriliyordu. Bununla ilgili kanunda kimi değişikliklere gidildi. Yapılan değişiklikle birlikte kadın evlense bile çocuğunun velayetini alabiliyor. Ceza Hukuku ile ilgili de kimi sorunlar mevcut. Kıyafet seçimleri nedeniyle genç kadınlar ‘yolsuzluğa teşvik’ gibi asılsız iddialarla gözaltına alınıyorlar. Haklarında açılan davalar kapsamında kimi kadınlar tutuklanırken, kimilerine de para cezaları veriliyor.
Öte yandan ‘yolsuzluğa teşvik’ suçlamasıyla bir kadın gözaltına alınmışsa ve yanında bir erkek yoksa genellikle hapis ve para cezası veriliyor, ancak yanında bir erkek varsa serbest bırakılıyor. ‘Aldatma’ iddiasıyla gözaltına alınan kadınlar da yine ‘yolsuzluk’ adı altında yargılanıyor. Burada şöyle bir durum da yaşanıyor; örneğin aldatma iddiasıyla bir erkek ve bir kadın gözaltına alınmışsa, erkeğin eşinin karakola gelip soruşturmadan vazgeçmesi durumunda erkek serbest bırakılıyor, ancak kadın hakkında yine de ‘yolsuzluk’ suçlamasıyla dava açılıyor. Bu da kadınlara yönelik yasal ayrımcılığın en çirkin ve en acımasız biçimlerinden biri.”
‘Kadınlar adaletsizliğin en ağır biçimlerine maruz kaldı’
Fas, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşmeyi (CEDAW) 1993 yılında onayladı, ancak 2, 9(2), 15(4), 16 ve 29. maddelere ilişkin çekinceler koydu. Konuyla ilgili olarak Hatice Janan, “Sözleşmeye ilişkin kimi maddeler ile ilgili konulan çekincelerle birlikte kadınlar adaletsizliğin en ağır biçimlerine maruz kaldı. Özellikle ceza hukukunda kadınlara yönelik bu ayrımcılık biçimlerine son verilmesi gerekiyor. CEDAW Sözleşmesi kadınlara karşı ayrımcılığa karşıdır ve bu nedenle sözleşmenin gerekliliklerine uyulmalıdır. Fas devleti, vatandaşları arasında erkek veya kadın ayrımı yapmayan yasaları hayata geçirmelidir” şeklinde konuştu.
Kadınlar eşit yasalar için mücadele ediyor
Tanca Barosu’nun geçtiğimiz günlerde “Kadın Sorunlarını Savunmanın Yüz Yılı” sloganıyla düzenlediği dördüncü forumun Avukatlar Komitesi’ne bağlı bir faaliyet olduğunu ifade eden Hatice Janan, “Tanca Barosu, kadın avukatların varlığını sivil toplumun gelişmesi için önemli görüyor. Tüm sivil ve hukuki kurumlarda çalışma yürüten kadın avukatlar, kadın derneklerini de savunuyor. Bu anlamıyla Fas anayasası ve uluslararası sözleşmelerle ilgili her türlü yasa ve mevzuatlar, kadınlara karşı her türlü ayrımcılıkla mücadele etmeli ve eşitliği sağlamalı. Ayrıca Resmi Kadın Hukuk Gözlemevi Bildirgesi’ni de tanıyor. Gözlemevi kadın haklarını savunuyor ve kadınlar için daha adil yasaların çıkarılması amacıyla faaliyet gösteriyor. Gözlemevi cinsiyet ayrımcılığına karşı eğitim programları düzenlerken, kadınlarla birlikte ilgili tüm alanlarda çalışacak bir çocuk odası oluşturulması da planlanıyor” dedi.
Cinsiyet eşitliği için mücadele çağrısı
Hatice Janan, Eşitlik ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komisyonu'na ilişkin ise şunları söyledi: "Bu komisyon henüz faaliyete geçmedi. Komisyonun kendisinin veya oluşmasına engel olan bir durum olduğunu düşünüyor ve bu nedenle ilgili birimlerin katılımını talep ediyoruz. Kadın ve erkeklerin eşit olduğu demokratik bir toplumu inşa edelim. Cinsiyet eşitliği, çoklu bakış açılarını dikkate alan katılımcı bir felsefeyle elde edilen eşitlik ilkesinin derinliğidir. Toplumun yarısını kadınlar, yarısını da erkekler oluşturuyor ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması durumunda toplumların kalkındırılmasında önemli ilerlemeler sağlanır” şeklinde konuştu.