Faslı aktivist Laila Emily: Ayrımcı yasalar kökten değiştirilmeli

Fas’ta kadına yönelik şiddetle mücadele için ayrımcı yasaların kökten değiştirilmesine yönelik çabalarının devam ettiğini belirten aktivist Laila Emily, ancak ataerkil zihniyetin kamuoyunda eşitlik karşıtı algı yaratarak gerilim yarattığını vurguladı.

HANAN HARITE

Fas – 8 Mart Ayrımcılığa Karşı Çerçeve Kanun Koalisyonu’nun kurucularından insan hakları aktivisti Laila Emily, kadına yönelik şiddete ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Laila Emily, özellikle kadın haklarının küresel çapta kaybedildiği bir dönemden geçildiğine işaret etti.

‘Aile Kanunu tartışmaları sürüyor’

Fas’ta da geçtiğimiz yıl boyunca kadınların adalete erişemediği ve haklarını kullanmalarının engellendiği siyasi gerilimler yaşandığını dile getiren Laila Emily, “Fas’ta yasalar, adaleti sağlayamadı. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin uluslararası sözleşmelerin gereklilikleri yerine getirilmedi” dedi. Fas Aile Kanunu'nun değiştirilmesine ilişkin tartışmaların devam ettiğini vurgulayan Laila Emily, şunları aktardı:

"Yasaya ilişkin kamuoyu algısını etkileyen gerilimler sürüyor. Ataerkil zihniyet, Faslıların özgürlüğe, eşitliğe, modern, demokratik bir topluma olan inancını bitirmek istiyor. Kadınların haklarına ve onurlarına zarar veriliyor. 8 Mart Ayrımcılığa Karşı Çerçeve Kanun Koalisyonu birtakım önerilerde bulundu. Koalisyon, hükümetlerin her türlü ayrımcılık ve şiddetle mücadele eden politika ve stratejiler yürürlüğe koyması gerektiğini vurguladı. Cinsiyete dayalı ayrımcılıkla mücadele edilmesi, cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı bir çerçeve yasa çıkarılması ve ayrımcı tüm yasaların kökten ve kapsamlı bir şekilde değiştirilmesi gerekliliği vurgulandı.”

‘Eşitlik için şiddet ve ayrımcılık reddedilmeli’

Hükümetin kadınların yaşadığı sorunları öngörmesi gerektiğini vurgulayan Laila Emily, “Çeşitli programlarda şiddet ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik dört boyutun (önleme, koruma, baskı ve bakım) etkinleştirilmesi gerekiyor. Eşitlik kültürünün olması için şiddet ve ayrımcılık reddedilmelidir. Ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda karar alma pozisyonlarında kadınların oranı bölgesel olarak arttırılmalı ve kadınlar en çok etkilenen grup olması nedeniyle iklim değişikliği alanına önem vermelidir” dedi.