‘Evin Goyi şahsında Reber Apo’nun fikirleri hedef alındı’

Kadın Kurtuluş ideolojisi etrafında kadınları örgütleyen öncü kadınlar katlediliyor diyen Mizgin Xelil, “Evin Goyi şahsında kadın özgürlük hareketi ve Reber Apo’nun fikirleri hedef alındı” dedi.

DİREN ENGÎZEK

Kobanê- Tarihsel akış içerisinde binlerce kadın varoluş mücadelesi vererek bugünün feminist hareketlerini, kadın hakları mücadelesini, direnişini kısacası insanlık değerlerini yarattı. Dünyadaki adaletsizlik, eşitsizlik ilk kadınlar üzerinden başladı. Yani tarihteki ilk kırılma kadın aleyhine oldu. Erkek aklının kadınları köleleştirmesi ile başlayan bu süreç erkeğin kendi köleliği, toplumun değersizleştirilmesi ve doğanın tahakküm altına alınması ile devam etti.

‘Kadın devrimi öncü devrimdir’

Bu konuya ilişkin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan kadın sorununun Kürt sorunu ve tüm toplumsal sorunların kökeni olduğunu vurgulayarak şunları söylemiştir: “Bizim devrimimiz, aynı zamanda kadın devrimidir. Kadının köleliğini aştıracağız. Bu bir sınıf devrimi değil. Kadın devrimi öncü devrimdir. Kadınların durumu korkunçtur. İşsizdirler. Kadınlar işsizlik yüzünden başka yerlere gidiyorlar. Kendinizi yeniden yaratacaksınız. Kadın özgür ve cesur olmalı. Kadın yaşam dışı bırakılmış. Kadını ezersen, kuluçka makinasıymış gibi ezersen, egemen olursun tabii.”

Erkek egemen zihniyeti ve onun yaratımı olan devletçi- faşist ideoloji kadınları her zaman ezmeyi amaçladı bu nedenle de özgürlüğü arayan tüm kadınlar bu tekçi sistemin hedefi haline geldi. Bunun tarihte binlerce örneği varken yakın zamanda Kürt kadın özgürlük hareketi şahsında daha çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.

Özgürlüğü arayan kadınlara saldırdılar

Özelde 2013 yılında 9 Ocak’ta Paris’te katledilen üç Kürt kadın devrimci Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin), Leyla Şaylemez (Ronahi) şahsında Türk devleti ve uluslararası güçlerin öncü kadınlara saldırması yeni bir saldırı konseptinin başlangıcı oldu. Özgür kadına tahammül edemeyen erkek devlet saldırılarının alenen gerçekleştirmeye başladı. 10 Ağustos 2015 yılında gerilla Ekin Van Türk askeri ile girdiği çatışmada yaşamını yitirmiş ve cenazesi askerler tarafından teşhir edilmişti. Tecavüzcü, erkek zihniyeti kadınların cenazelerine bile tahammül edemediğini bir kere daha gösterdi.

19 Aralık 2015 yılında Taybet İnan (Taybet Ana), Şirnex Silopya’da evinin önünde Türk askerleri tarafından katledilmiş ve cenazesinin alınmasına izin verilmediği için bedeni 7 gün sokakta kalmıştır.  Silopya ilçesinde 4 Ocak 2016 yılında Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar keskin nişancılar tarafından katledildi. Her üç kadın siyasetçinin bedeninde onlarca mermi bulunmuştur.

Hevrin Xelef, Türk devleti ve ona bağlı çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Serekani ve Gire Spi şehirlerine saldırmaları sonucu 12 Ekim 2019 yılında M4 karayolu üzerinde katledildi. 23 Haziran 2020 yılında Kobanê’nin Hêlince köyünde Kongre Star Fırat Bölge Koordinasyonu üyeleri Zehra Berkel ve Hebûn Mela Xelil ile ev sahibi Emine Weysi Silahlı İnsansız Hava Aracı’nın (SİHA) saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. YPJ komutanlarından Jiyan Tolhildan ve yanındaki iki kadın arkadaşı Roj Xabûr ve Barîn Botan 22 Temmuz 2022’de Türk devletine ait bir SİHA’nın saldırısı sonucu katledildi. Aynı yılın 27 Temmuz’unda Cizîre Bölgesi Özerk Yönetim Adalet Ofisi Eşbaşkanı Zeyneb Saroxan Türk SİHA’larının hedefi oldu ve yaşamını yitirdi. 4 Ekim 2022 yılında Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi ve Jineoloji Dergisi Editörü Nagihan Akarsel Süleymaniye’de silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdi.

23 Aralık 2022 yılında Evin Goyi (Emine Kara), Mir Perwer ve Abdullah Kızıl ile Paris’te silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Bu olay ikinci Paris Katliamı olarak adlandırıldı. Qamişlo Kanton Meclisi Eşbaşkanı Yusra Derwêş ve Qamişlo Kanton Meclisi Eş Başkan Yardımcısı Leyman Şiwêş (Rîhan Amûdê) ve Ferat Tuma 20 Haziran 2023 tarihinde SİHA saldırısı sonucu katledildi. Bu kısa hatırlatma ile son zamanlarda onlarca öncü kadın Türk devleti ve çeteleri tarafından saldırıya uğrayarak hayatlarını kaybetti. Özelde kadınların saldırılara hedef olmasını Fırat Kantonu Yürütme Konseyi Eşbaşkan yardımcısı Mizgin Xelil ajansımıza değerlendirdi.

‘Kadınlar binlerce yıldır saldırı altında’

Mizgin Xelil, kadınların binlerce yıldır saldırı altında olduğunu ama sürekli direndiklerini dile getirdi. Kürdistan devriminde kadınların stratejik bir role sahip olduğunu söyleyen Mizgin Xelil, “Özgürlük uğruna canlarını feda eden mücadeleci ve direnişçi tüm kadınları anıyorum ve önlerinde saygıyla eğiliyorum.  Bu direnişçi kadınlar, köleliğe, cinsiyetçiliğe, esarete karşı direnerek, Kuzey ve Doğu Suriye devrimini de etkilemiştir.” dedi.

Her devrimin öncülerinin olduğunu hatırlatan Mizgin Xelil, “Kuzey ve Doğu Suriye devrimine de kadınlar öncülük yaptılar. Ekim devrimi, Fransız devrimi gibi devrimler oldu. İktidar ve faşizme karşı birçok yerde kadınlar, halklar ayağa kalktı. Bu devrimlerde kadınlar her çalışmada yer aldı ancak yasalar kadınların haklarını korumadı” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar geri geleneksel zihniyete karşı savaştılar’

Mizgin Xelil Kuzey ve Doğu Suriye devriminin farklılığının kadın mücadelesi ile açığa çıktığına değinerek, şunları söyledi: “Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmaya göre biz bir sistem oluşturduk. Somut olarak kadın kazanımları bu alanda pratikleşti. Burada kadınlar sadece askeri anlamda DAİŞ’e karşı savaşmadı ya da Türk devletine karşı, kadınlar yaşamın her alanında örgütlendiler. Askeri, siyasi ve diplomatik alanlarda kendilerini geliştirdiler.  Aynı zamanda geri geleneksel zihniyete karşı, saldırılara karşı, köleliğe karşı ve iktidarcı sermayedar sisteme karşı da savaştılar.”

Mizgin Xelil, kadınları dört duvar içerisinde hapsetmeye çalışan zihniyete karşı kadınların örgütlendiğini ve Rojava devrimi içerisinde kadın devrimini gerçekleştirdiklerini belirtti. Kadın devriminin tarihsel olarak iktidarı, baskıyı kabul etmeyen kadınların mirasından oluştuğunu belirten Mizgin, şu ifadelere yer verdi: “Rosa Lüksemburg, Clara zetkin gibi binlerce kadın var tarihte kadının yok sayılmasına karşı, haksızlıklara karşı ayağa kalkan. Kadınların mücadelesi bir zincirin halkası gibi devam etti. Reber Apo’nun fikri ve felsefesiyle kadınlar kendilerini yaratmak için bir örgütlenme ortamı hazırladı. Kadınlar özgürlük ilkeleri ve ideolojik esaslar üzerinden kendilerini örgütlediler ve geliştiler.”

‘İlk heval Sara’ya saldırdılar’

Kadınların sistemi demokratik ve eşitlikçi bir sistem olduğu için iktidar yanlısı tüm güçlere, kapitalist sistem sermayedarlarına ve çetelere karşı büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Mizgin Xelil, “Bunun için aslında Türk devleti bir araç gibi kullanıldı. Özgürlük isteyen, mücadeleci kadınlar hedef alındı. Kadınların şahsında bu ideolojiyi alt etmek istediler. Bu nedenle de bu mücadelenin çekirdeğine, merkezine saldırıyorlar. Kadınların öncülerine saldırıyorlar” dedi.

“Bu nedenle Paris’te heval Sara (Sakine Cansız) şahsında saldırmaya başladılar. İlk kadın olarak özgürlük hareketine katılmıştı. Bütün kadınların inancıydı. Özgürlük mirasının sahibiydi” diyen Mizgin Xelil konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Sakine heval şahsında kadın hareketine darbe vurmak istediler. Her üç kadın arkadaşı hedef aldılar. İnsanlık ahlakının dışında bir katliam Paris’te gerçekleştirdiler. Kimse tarafından tutum, tavır çıkmadı. Çünkü hedefleri belliydi. Kadınların sesini kısmak ve kadın hareketini tasfiye etmekti.”

‘Evin Goyi şahsında ikinci Paris Katliamı yapıldı’

Kadın katliamlarının daha sonra Şirnex’in Silopya ilçesinde üç kadın devrimcinin katledilmesi ile devam ettiğini kaydeden Mizgin Xelil, “Pakize, Seve ve Fatma arkadaşlar orada hem örgütlenme hem de savunma çalışmalarındaydılar. Onlar hedef alındı. Yine Kobanê’de Helince köyünde üç kadın bir evde katledildi.  Genç kadınlar Viyan ve Nujiyan arkadaşlarda Kobanê’de hedef alındı. Hevrin Xelef, Zeynep Saruxan, son olarak da Yüsra ve Reyhan arkadaşlar katledildi” diye konuştu. 

Mizgin Xelil, 23 Aralık 2022 yılında Evin Goyi (Emine Kara) şahsında ikinci defa Paris katliamının yapıldığını vurgulayarak, “Evin Goyi şahsında öncü, savaşçı kadınları hedef almak istediler. DAİŞ’e karşı savaşan her türlü çetelere karşı savaşan kadınları hedef aldılar. Binlerce kadını özgürlüğü için kadın kurtuluş ideolojisi ölçülerinde örgütleyen kadınlar hedef alınıyor. Evin Goyi şahsında kadın özgürlük hareketi ve Reber Apo’nun fikirleri hedef alındı” dedi.

Mizgin Xelil: Eşit temsiliyet iktidarın sonu demektir

Kadınların örgütlenmesinden korktuklarını ve kadın devriminin her kadına ulaşmasını istemediklerini dile getiren Mizgin Xelil şunları belirtti: “Onlarda biliyor ki eşit temsiliyet iktidarın sonu demektir. Tek bir güç, sistem ve tek hakimiyet vardı o da erkekti.  Bu değişti, erkekler tek başına bir karar alamıyor artık. Cinsiyetçi, iktidarcı kapitalist sistem kendisini genişletemiyor çünkü alternatifi var artık. Halklar bu sistemi kabul ediyor ve karşılığı var. Bu nedenle de kadınlara saldırıyorlar. Evin Goyi, Sakine Cansız ve Hevrin Xelef gibi kadınlar şahsında aslında demokratik ulus siyaseti hedefleniyor.”

Mizgin Xelil, “Ne kadar kadınlar hedef alınsa da kadınlar daha fazla örgütleniyor. Daha fazla Evinlerin, Zehraların ve Sakinelerin çizgisinde kendilerini feda ediyorlar. Evin Goyi’nin 23 Aralık’ta katledilişinin yıl dönümü yaklaşıyor. Onun şahsında özgürlük şehitlerini anıyoruz ve önlerinde eğiliyoruz” şeklinde konuştu.

‘Kadınlara karşı yapılan bütün saldırılara karşı mücadele edeceğiz’

Öncü kadınların toplumu örgütlemek için çabaladığını sadece düşmanlarına karşı değil cinsiyetçiliğe ve feodalizme karşı da savaştıklarını belirten Mizgin Xelil şu değerlendirmelerde bulundu: “Fırat kantonundaki kadınlar olarak, ahlaki, politik eşit ve adil bir toplum yaratmak isteyen kadınların mücadelelerini kendimize esas alıyoruz. Sakine Cansızların, Evin Goyilerin, Yüsra ve Reyhanların yarım kalan hayallerini gerçekleştirmek istiyoruz. Özgürlüğü bekleyen, dört duvar arasında şiddet gören, esaretten kurtulmayı bekleyen tüm kadınlar için kadın özgürlük ideolojisini toplumsallaştıracağız. Kadınlara karşı yapılan bütün saldırılara karşı mücadele edeceğiz.”