Evin Goyi'nin 34 yıllık mücadelesi ile kadınlara ışık olmaya devam ediyor

Kürt kadın hareketinin öncülerinden Emine Kara ya da tanınan adıyla Evin Goyi, yaşamı boyunca toplum içerisindeki emeği ve mücadelesiyle direnişin simgesi oldu.

BERJİN KARA

Mexmûr- Bundan 10 yıl önce 9 Ocak 2013'te Fransa'nın başkenti Paris'te Sakîne Cansız, Fîdan Doğan ve Leyla Şaylemez, üç mücadeleci kadın saldırıya uğradılar ve hayatlarını kaybettiler. Aradan 10 yıl geçtikten sonra 23 Aralık 2022'de yine Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'ne silahlı saldırı düzenlendi ve bunun sonucunda Kürt Kadın Hareketi öncülerinden Emine Kara (Evin Goyi), sanatçı Mir Perwer ve Kürt yurtsever Abdullah Kızıl hayatını kaybetti. Katliamın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen yargılama ve derin soruşturma yapılmadı.

‘Direnerek, özgürlük için savaştı’

Kürdistan'ın özgürlük mücadelesinde sürekli olarak devrimin öncüleri, özellikle de kadın öncüler hedef alındı. Çünkü Özgürlük Hareketi kadın özgürlüğü temelinde inşa edildi ve bu durum işgalci devletler için bir korku haline geldi. Evin Goyi de işgalcilerin hedef aldığı öncülerden biri oldu. Evin Goyi son anına kadar direnerek, özgürlük için savaştı. Kürdistan'ın her şehrinde onun mücadelesinin izleri var ve gittiği her yerde çalışmalarıyla herkesin dikkatini çekti.

Evin Goyi'nin yeğeni Hêlîn Kara, ajansımıza onun hayatını, mücadelesini ve direnişini anlattı.

‘Özellikleri onun sıradan bir insan olmadığını gösteriyordu’

Hêlîn Kara, konuşmasının başında Evin Goyi'nin özelliklerinin herkesi olumlu etkilediğini belirterek, şunları söyledi: "Evde onun hakkında, özellikle okulla, öğretmenlerle, toplumla ve arkadaşlarıyla olan ilişkisi konuşulduğunda dikkat çekici olan bir şey vardı. O dönemin toplumuna göre özellikle o yaştaki genç bir kadının tutumu ve var olan yaşamı reddetmesi, farklı bir yaşam çabası ve arayışı içine girmesi, cesareti ve içindeki gücü açığa çıkartması herkeste bir merak uyandırıyor. O yaşta bunları düşünmek, araştırmak onun sıradan bir insan olmadığını gösteriyordu. Bu özellikleri insanların ilgisini çekiyor ve herkesin onu tanımasını, konuşmasını ve görmesini istemesini sağladı. Aynı zamanda insanlarla hisseden ve onlarla bağlar kuran bir yapısı vardı."

‘Kadının gücü Türk devleti ve ortakları için korku kaynağı haline geldi’

Hêlîn Kara, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kadın mücadelesinin güç kaynağı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Rêber Apo’nun toplum ve kadının özgürlüğü için gösterdiği yol, birçok öncü ve güçlü kadını inşa etti. Bu güç hem toplumun biçimini hem de genel olarak dünyayı etkiledi. Düşmanın hedefi haline gelmelerinin nedeni de budur. Çünkü bu güç ile özgür bir toplum yaratılır bu nedenle de düşman bunu kendisine bir tehdit olarak gördü ve katliamlar gerçekleştirdi. Bu katliamlar ile birçok öncü kadın yaşamını yitirdi. Düşman bunu güçlü kadınlara bir mesaj olarak vermek istedi. Kadınlar özgürse tüm toplumun sorunlarını çözecek bir güce sahip olur. Evin arkadaşın şahadetini de bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bundan önce de aynı yerde, aynı şekilde bir katliam yaşanmıştı. Sara heval ve arkadaşlarının şehadetiyle başladı ve 10 yıl sonra aynı yerde aynı şekilde yine devam etti. Bu bir tesadüf ya da kader değildi.  Düşman bunu planlı ve bilinçli yaptı.”

‘Kürdistan toprağının her parçasında onun emeği ve izi görülüyor’

Hêlîn Kara, Evin Goyi’nin özgürlük talebinde bulunan her kadın gibi mücadele yürüttüğünü belirtti ve şu ifadelere yer verdi: "34 yılın ardından bu mücadeleye canını ve yaşamını verdi. Kürdistan'ın her yerinde mücadele etti ve çalıştı. İnsanlar onun emeğini ve direnişinin izlerini her yerde görebiliyor. Özellikle IŞİD'le mücadelede toplumun sorumluluğunu üzerine aldı. Çok çalıştı ve emek verdi. Onunla çalışan herkesin sevgisini kazandı. Özelde herkesin sevgisini kazanmak herkeste bulunan bir özellik değildir."

‘Hiç kimse özgürlük mücadelesine engel olamaz’

Hêlîn Kara, konuşmasının devamında 9 Ocak 2013'te üç Kürt kadın öncüye yönelik gerçekleştirilen Paris Katliamı’na değinerek, şunları söyledi: "Sara arkadaş ve arkadaşlarının şahadeti ile sonuçlanan ve 11’inci yılına girecek olan katliamdan sonra ikinci Paris Katliamı dediğimiz bu katliam oldu. Hiçbir şekilde devlet öz eleştiri vermedi, adaleti yerine getirmedi. Kürt halkına karşı düşman mesajıydı bu katliam. Kürt kadınlarına bir mesajdı denildi ki dünyanın neresinde olursanız olun, doğru bir yaşam için çalışırsanız sizi yok ederiz. Ancak tam tersine ortaya çıkan tutum, düşmana güzel bir mesaj niteliğindeydi. Her yerde, özgür bir yaşam için, halk için ne gerekiyorsa yapılacak ve bu mücadeleyi kimse engelleyemez.”

‘Adaletin yerine gelmesiyle Kürt halkının mücadelesi mutlaka başarıya ulaşacaktır’

Hêlîn Kara, konuşmasının sonunda Kürt halkının adalet ve başarıya ulaşma iradesini şu sözlerle dile getirdi: "Elbette bu şehadeti kader olarak tanımlayamayız ve tesadüfi de değildir. Her şey devlet tarafından planlandı ve gerçekleşti. Bu katliamda bulunan tüm ellerin, bu katliamda rol oynayan tüm güçlerin kara yüzleri bir kez daha ortaya çıktı. Bir yıl geçti ve bu katliamla ilgili henüz adalet yerini bulmadı. Bundan sonra da tüm çabamız ve mücadelemiz bu gerçeklerin açığa çıkması ve adaletin gerçekleşmesi için olacaktır. Katliamcı ve komplocu güçler asla başarıya ulaşamaz. Kürt halkının özgürlük mücadelesi kazanacak ve bu da mutlaka gerçek adaletin sağlanmasıyla olacaktır.”