Evin Cezaevi’ndeki 7 tutsaktan mektup var!

Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan 7 kadın, bir mektup kaleme alarak çevre aktivistleri ile Kürt siyasi tutuklu Zeynep Celaliyan'ın ve diğer kadınların aylarca ağır fiziksel işkenceye maruz kaldıklarına dikkat çekti.

Haber Merkezi- Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan 7 kadın, tutuklu çevre aktivistlerine açık mektupla destek vererek, idam cezasını kınadı. Mektupta aynı zamanda Kürt siyasi tutuklu Zeynep Celaliyan’dan, zorla itiraf alınması için yapılan baskı ve Şirin Alamholi'nin “infazı”na dikkat çekildi.

‘Yaşam hakkı elinden alınıyor’

“Yaşam hakkını elinden alan idam cezası en ağır insan hakları ihlallerinden biridir” sözleri ile başlanan mektupta “Bunun yarattığı yara hiçbir zaman iyileşmeyecektir. İran toplumu onlarca yıldır sevdiklerinin infazının acısını çekti ve bugünlerde, bazı genç protestocuların infazına bir kez daha tanık olduk” denildi. Mektupta, idam cezasının mahpuslar üzerindeki etkisine değinilerek, “Biz kadın siyasi tutsaklar, 'idam' cezalarının ve 'ölüm' tehditlerinin uğursuz gölgesinin bazı arkadaşlarımızın üzerine çöktüğü bir cezaevindeyiz” ifadelerine yer verildi.

Tek kişilik hücrede tutuldular

Mektupta çevre aktivistlerinden ve bu tutuklulara yapılan davalardan, fiziksel ve zihinsel işkenceden bahsedilerek şu ifadelere yer verildi: “Çevre aktivistleri, çevreyi ve topraklarımız olan İran'ın geleceğini korumak için mücadele ediyor. Devrim Muhafızları'nın asılsız beyanları ile tutuklandılar. Devrim Muhafızları,  sorguladıkları bu kişilere yapmadıklarını itiraf etmeleri için güvenlik koğuşundaki tek kişilik hücrelerde 2 yıl boyunca zihinsel, psikolojik ve fiziksel baskıya maruz bıraktılar. Sorgu görevlilerinin itiraf almaları için kullandıkları en iğrenç araçlardan biri, onlara 'infaz' sahnesini göstermek ve hatta onları mahkemede 'infaz'la tehdit etmektir.”

Kadın tutukluların durumu

Ayrıca bu mektupta çok sayıda kadın tutuklunun davasına ilişkin de değerlendirme yapılarak, “İki çalışma arkadaşımız Sapedeh Kashani ve Nilofar Bayani, diğer meslektaşlarıyla birlikte bu koşullarda mahkemeye sevk edildiler ve 'casus' olarak adlandırıldılar. Hiçbir yasal delil ve yasal belge olmadan ‘dünyada yolsuzluk’ yapmakla bile suçlandılar. Bir diğer arkadaşımız, ülkenin seçkin bilim insanlarından Maryam Haj Hosseini, Tahran şehrinden uzak bir bölgede (dağlık bir bölge) Savunma Bakanlığı'nın 'güvenli evinde' 412 gün hapsedildi. ‘Dünyada yolsuzluk’ suçlaması nedeniyle ‘idam’ cezası tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Mahosh Shahriari ve Fariba Kamalabadi aylardır hücre hapsinde ve tutuklandıkları andan itibaren inançları nedeniyle ağır duygusal, zihinsel ve fiziksel baskı altındalar. ‘Yolsuzluk ve casusluk’ suçlamaları nedeniyle ‘ölüm cezası’ tehdidiyle karşı karşıya kaldılar” denildi.