‘Eşitsizlikleri inşa eden müfredatı reddediyoruz’
Eğitim-Sen Kadın Meclisi, okulların gizli müfredatlar yoluyla yönetildiğini belirterek "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin tehlikelerine dikkat çekti.
Haber Merkezi- Eğitim-Sen Kadın Meclisi "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ni değerlendiren bir basın toplantısı düzenledi.
Sendikanın genel merkezinde gerçekleştirilen basın toplantısında açıklamayı Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım yaptı.
‘Okullar gizli müfredatlarla yönlendiriliyor’
Simge Yardım, okulların resmi ve yazılı olmayan gizli müfredatlar yönlendirildiğini ifade ederek öğrencilerin toplumsal cinsiyet temelinde ayrıştırıldığının belirtti ve “Cinsiyet eşitsizliğine dayalı eğitim politikaları ile toplumsal cinsiyet algısı ve eşitsizliği siyasi iktidarın muhafazakâr ve gerici cinsiyet anlayışıyla birlikte giderek derinleşmektedir. Bu süreci besleyen ve büyüten en büyük olgu; resmi ve örtük eğitim müfredatının cinsiyetçi bir anlayışla hazırlanması ve özellikle kadınların, kız çocuklarının toplumsal cinsiyet rollerini meşrulaştıran, LGBTİ+ bireyleri yok sayan yapısıdır” dedi.
‘Tek din, tek mezhep, tek kimlik’
MEB Bakanı Yusuf Tekin’in bugüne kadar yaptığı açıklamalardan çıkarılabilecek en somut sonucun, “yeni eğitim müfredatının, tüm derslerde ‘dini’ ve ‘milli’ değerleri temel alan, farklılıkları ötekileştiren, kendi cinsiyetçi siyasal-ideolojik çizgisinde cinsiyete dayalı ayrımcılığı daha da derinleştiren bir içerik” hazırlığı olduğunu dile getiren Simge Yardım, şunları söyledi:
“Toplumu ve özellikle eğitim sistemini ‘tek din, tek mezhep, tek kimlik’ anlayışıyla, kendi siyasal ideolojik hedeflerine uygun bir biçimde dizayn etmeye çalışan AKP iktidarı; MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı, dini tarikat ve cemaatlerle ile işbirliği içinde eğitimi dinselleştirmeyi sürdürmekte, Laik, bilimsel ve kamusal eğitimden giderek uzaklaşılmaktadır. Bu anlayışla, kadını ve kız çocuklarını eğitimden dışlayan, eve kapatan, güçsüzleştiren ve sömüren cinsiyetçi anlayışın okulların içine girmesine izin vererek, bir taraftan çocukları şiddete ve istismara açık hale getirmekte öte taraftan yeni müfredat düzenlemeleri ile sorgulamayan itaatkâr bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır.”
‘Cinsiyet ayrımcılığı yeniden üretiliyor’
Türkiye’de toplumsal cinsiyet rollerine dayalı cinsiyetçi yaklaşımların toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi bu eşitsizliklerinin inşa edilmesinde önemli bir rol oynayan eğitim alanında da sürdüğünü ifade eden Simge Yardım, “Siyasal iktidarın muhafazakâr ve gerici cinsiyet anlayışı ile hazırlamakta olduğu yeni müfredatla birlikte, eğitim sisteminin cinsiyetçi yapısının daha da derinleşeceği açıktır. Eğitimde cinsiyet ayrımcılığı okulun fiziki şartlarından, öğretmenlerin tutum ve davranışlarına, kullanılan dil ve materyallerden, ders içeriklerine kadar bir dizi araçla yeniden üretilmektedir. Okullarda, cinsiyetçi rol, beklenti ve kalıp yargılar kız ve erkek öğrencilere dolaylı ya da dolaysız yollarla aktarılmaktadır. Öte yandan, geleneksel kadınlık rollerini İslami kurallar ile meşrulaştırmaya çalışan MEB, eğitimin en önemli unsuru olan müfredat ile, kapitalist ekonominin bir gereği olarak ‘aileyi’ koruma, güçlendirme politikalarıyla kadının farklı kimliklerini yok saymakta, kadının asli görevinin “annelik”, yaşam alanını ise ev içi alanla sınırlandırarak makbul kadınlığı dayatmaktadır. Karma eğitime yönelik müdahaleler, eğitimin dinselleşmesi ve çocukların geleneksel rol kalıpları ile yetiştirilmesine yönelik müfredatlar kadını kamusal alandan dışlamayı amaçlamakta, kadınları eve hapsederek şiddet ve istismarın önünü açmaktadır” diye ifade etti.
‘Mücadeleye devam edeceğiz’
Simge Yardım, eğitim müfredatının toplumsal cinsiyet normlarını yaratmaya ve yeniden üretmeye katkıda bulunan yapısı, kadın ve çocuğu koruyan uluslararası sözleşmelerin uygulanmaması, iktidarın kadın kazanımlarını daraltan politikalarının birer sonucu olduğuna işaret ederek son olarak şunları dile getirdi:
“Bugün karşımızda eğitim programlarında yapılan teknik değişikliklerden çok, iktidarın siyasal programına paralel olarak hazırlanmış bir eğitim müfredatı bulunmaktadır. Dolayısıyla yeni müfredata yönelik eleştirilerimiz sadece teknik ve pedagojik değil, aynı zamanda politik niteliktedir. Siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı, cinsiyetçi müfredatı reddediyoruz. Eğitimde cinsiyete dayalı eşitsizlikleri inşa eden ve sürdüren başta müfredat olmak üzere tüm uygulama ve politikalara karşı iş yerlerimizde, sokaklarda, yaşamın her alanında mücadele ettik, mücadele etmeye devam edeceğiz.”