Enternasyonalist Nora Merino: Rêber APO halklar ve kadınlar önderidir

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uluslararası güçlerin yürüttüğü 26 yıldır devam eden ağırlaştırılmış tecride değinen Nora Merino, Abdullah Öcalan’ın İmralı’da geliştirdiği paradigma ile halklar ve kadınlar önderi olduğunu belirtti.

DİREN ENGÎZEK

Haber Merkezi- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkması ile başlayan uluslararası komplo 15 Şubat 1999 yılında hegemonik güçler tarafından esir alınıp İmralı Yüksek Güvenlikli Ada Cezaevi’ne getirilerek, ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutulmasının üzerinden 25 yıl geçti. Uluslararası komplonun 26’ncı yılına girerken tüm dünya da kadınlar, gençler ve halklar bu komploya karşı büyük bir mücadele dinamiği açığa çıkartıyor. Son 35 aydır hiçbir biçimde Abdullah Öcalan’dan haber alınamıyor, yapılan avukat ve aile görüşü baş vuruları kabul edilmiyor. Komployu kabul etmeyen özgürlük arayışı olan herkes kendi cephesinden farklı eylem ve etkinlikler ile Kürt Halk Önderi’nin fiziki özgürlüğünün sağlanması için çabalıyor.

Kürdistan’ın ve dünyanın dört bir yanında yapılan eylemler, cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri, insan hakları savunucuları, demokratik, devrimci hareketler ve şahıslar tarafından yapılan açıklamalarda bir an önce İmralı’da Kürt Halk Önderi’ne uygulanan mutlak tecridin son bulması yönünde. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit koşullarını, buna karşı tüm dünya da gelişen Kürt halkı ve enternasyonalist devrimcilerinin mücadelelerini ve 10 Şubat’ta yapacakları uzun yürüyüşü hazırlık komitesi üyesi Katalan enternasyonalist Nora Merino ile konuştuk. 

‘Rojava Devrimi herkesin ilgisini çekti’

Nora Merino, Rojava Devrimi’nin halkların ve kadınların devrimi olarak dünyada tanınmaya başladığına dikkat çekerek, “Her taraftan özgürlükçü, onurlu ve farklı yaşam arayışları olanların Rojava Devrimi ilgilerini çekti. Rojava Devrimi’ni tanıdıktan sonra aslında şunu fark ettik ki bir paradigma öncülüğünde bu devrim gelişmişti. Bu paradigmanın da dünyada eşi benzeri yoktu” şeklinde konuştu.

Kürt Halk Önderi’nin bu paradigmayı halkların ve kadınların tarihinden aldığını ifade eden Nora Merino şunları söyledi: “Esas olarak önemli olan bu şekilde sentezleyip halklara sunmasıydı. Dünyadaki başka devrimci hareketler bu şekilde komple bir paradigma oluşturmamışlardı. Bundan kaynaklı da var olan hareketler bu yüzyılın sorunlarına, özellikle ekolojik, sağlık, kadın sorunlarına, cevap oluşturacak paradigmalar yaratamadı. Rojava devriminden sonra herkes şunu gördü ki Rêber APO’nun oluşturduğu paradigma herkesin arayışlarına cevap oluyor ve canlı tutuyor.”

‘Halklar Önderlik paradigmasını kendileri için çözüm olarak görüyor’

“Biz farklı enternasyonalist çevrelerden arkadaşlar ile tartışmalar yürütüyoruz Rebêr APO’nun paradigması onların arayışlarını nasıl canlandırdı bunları görüyoruz” diyen Nora Merino, Abdullah Öcalan’ın mücadelesinin ve anlamının Kürdistan ve Ortadoğu topraklarını aştığını dile getirdi. Nora, aynı zamanda Kürt Halkı Önderi’nin düşüncelerinin sınırları aştığını vurgulayarak, “Rêber APO’nun Kürt halkı ve Ortadoğu halkları için diriliş anlamı var ancak sadece bu halkların önderi olarak tanımlamak yetmez. Avrupa’da, Almanya’dan Katalanya’ya, Güney Amerika’dan Afrika’ya kadar farklı halklar da var. Bu halklar kapitalist modernite merkezlerinin dışında Önderlik paradigmasını kendi toplumları için çözüm olarak görüyorlar” dedi.

Nora Merino, devamında şunları ekledi: “Rêber APO’yu halkların önderi ya da dünya kadınlarının önderi olarak tanımlamak bana kalırsa daha doğru olur. Yaşadığımız zamanda her adımda böyle bir gerçeklik ile karşılaşıyoruz. Kadınların, gençlerin ya da enternasyonallerin uluslararası konferanslarda görüyoruz ki her insanın arayışı var. Rêber APO’nun paradigmasını öğrenip yaşamlarında toplumlarında, ülkelerinde ve kendi kültürleri ile gereklerini yerine getirmek istiyorlar. Enternasyonallerin böyle bir arayışları vardır. Enternasyonaller Rêber Apo’yu dünya halkları önderi olarak tanımlıyor.”

‘Tecrit hukuksuz bir şekilde uygulanıyor’

Enternasyonalistlerin kadın özgürlükçü, ekolojik, demokratik toplum paradigması ile daha fazla kendi tarihlerini araştırdıklarını belirten Nora Merino, “Örgütlenmelerini Rêber APO’nun paradigmasına göre değiştirmek istiyorlar. Farklı yollar açmak istiyorlar. Önderliğin durumuna ilişkin olarak, insan hakları konusunda bir gündem ve hassasiyet oluşmuş durumda. Hukuksuz bir şekilde yürütülen tecrit konusunda bile Önder APO mücadelesiyle hem çözüm ve hem de umut rolünü oynuyor.

Farklı hareketlerin, özellikle anarşist, feminist ve reel sosyalist hareketler iyi niyet ve amaçlar ile bir şeyler yapmak istediğini ancak var olan sistemin yol ve yöntemlerini kullandıklarını kaydeden Nora Merino şunları dile getirdi: “Sorunların doğru analizinde ve gerçek bir çözüm üretmede yarım kaldılar. Enternasyonalist arkadaşlar Önderliğin paradigmasını tanıdıkça; farklı yol ve yöntemler ile analiz etmeye başlıyorlar, toplumu, tarihi tanıyorlar, özgürlük, yaşam ve mücadeleyi yeniden anlıyorlar ve tanımlıyorlar. Önderlik paradigması şu ana kadar inandığımız ve tanım olarak bizim açımızdan net olan kavramları yıktı. Yeni bir tanımlamaya ihtiyaç olduğunu gösterdi. Yaşam, özgürlük, mücadele ve tarih gibi kavramların yeniden tanımlanmaya ihtiyacı olduğunu tanıttı. Önderlik bir sorunu ele alırken ya da ona çözüm üretirken tarihsel ve toplumsal bağlamından koparmadan bunu yapıyor. Farklı toplumlar, farklı düzeylerde sorunlar yaşıyorlar. Önder APO’nun paradigması bu toplumlara yol ve yöntem gösteriyor.”

‘Kadınlar daha fazla Rêber APO’nun paradigmasını tanımak istiyorlar’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasının özellikle kadına yaklaşımının dikkat çektiğini ifade eden Nora Merino, “Hem tarihsel olarak hem de toplumsal olarak kadın konusunu derinlemesine ele alıyor. Kadınlara rol veriyor bu nedenle de kadınlar daha fazla Rêber APO’nun paradigmasını tanımak istiyor. Bu farklı hareketler içinde yok. Kadınlar devrimler tarihi içerisinde çok cesaretli mücadele yürüttüler, öncülük ettiler fakat sistemden kopuş olmadığı için sonuç olarak bu devrimci süreçte değişim olmadı çünkü kadında da değişim olmadı” diye konuştu. Ayrıca Nora Merino farklı kıtalardan kadınların Abdullah Öcalan’ın paradigmasından umut ve güç aldığını sözlerine ekledi.

15 Şubat komplosunun 26’ncı yılına giriliyor

Nora Merino, Kürt Halk Önderi için geliştirilen 15 Şubat uluslararası komplosunu şu şekilde değerlendirdi: “Bu 15 Şubat’ta Rêber APO’nun esaretinin 25 yılı bitiyor 26’ncı yılına giriyor. Kapitalist sistem Önderliğin kişiliğini, mücadelesini, onun temsil ettiği bütün değerleri kendisi için tehlike olarak gördü. Sadece Türkiye için de değil, NATO ülkeleri ve kapitalist moderniteyi temsil eden ülkeler kendisi için tehlike olarak gördü. Bu korku ile Rêber APO esir alınırsa onun yürüttüğü mücadelede son bulur diye düşündüler. Planladıkları gibi olmadı, 25 yılın sonunda Rêber APO öyle bir mücadele yarattı ki öyle bir kişilik yarattı ki bütün dünya da yayıldı. Ortadoğu ve Kürdistan’ı gittikçe aştı. Önderlik esir alınmadan önce halk üzerinde öyle bir inanç ve güç yarattı ki bütün engelleri ve zorlukları bu mücadele ile aşabilecekleri bir düzey kazandırdı.”

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ni Abdullah Öcalan yeni bir doğuş olarak ele aldığını söyleyen Nora Merino, “Burada Rêber APO tüm yanlışları, tüm tarihi ve toplum gerçeklerini derin bir şekilde değerlendirdi.  Bu şekilde yeni bir paradigmayı dünya halklarına kazandırdı. Rêber APO’ya 25 yıldır uygulanan tecrit ve O’nun gösterdiği mücadele gibi tarihte böyle bir örnek yok. Bu da uluslararası alanda çok dikkat çekiyor” diye belirtti.

‘Rêber APO direnişi ile komployu boşa çıkarttı’

Nora Merino, “25 yıl boyunca Türk devleti öncülüğünde kapitalist modernite Önder APO’nun sesini kısmaya çalıştı. Gerçek şu ki kapitalist modernite ve Türk devletinin yenilgisini görüyoruz. Komplonun yenilgisini görüyoruz. Komplonun amacı sadece Önder APO’yu esir almak değildi. Önder APO’nun sensini, rengini, düşüncelerini ve mücadelesini dünyadan koparmaktı. Ama Rêber APO direnişi ile bu amacı boşa çıkardı” dedi.

Her yerden insanların, Latin Amerika’dan Hindistan’a, Avrupa’ya Asya’ya kadar, Demokratik Toplum paradigması ile örgütlenmek istediklerini aktaran Nora, devamında şunları söyledi: Bu bütün devletler için büyük bir korku yaratıyor. Bu mücadelenin sadece Ortadoğu’yu kapsamadığını görüyorlar. Asya’da Amerika’da, Almanya’da bu mücadelenin farklı düzeylerde gelişeceğini görüyorlar. Ortadoğu’da da farklı halklar Önder APO’ya sahip çıkıyor. Arap halkı, Ermeni, Süryani halkları daha fazla sahipleniyorlar. Kuşkusuz ki Rojava Devrimi, özelde Kuzey Kürdistan’da da gelişmeler oluyor. Uluslararası düzeyde sahiplenme, zindandaki direnişler; hepsi İmralı’daki direniş ile gelişiyor. Bu da bütün kapitalist modernite sistemini korkutuyor.”

Nora Merino: Önder APO’nun önünü kesemezler

Son 35 aydır İmralı’da uygulanan mutlak tecrit politikasına da değinen Nora Merino, “Her şekilde Rêber APO’nun etkisini engellemek istiyorlar. 25 yıldır sesini kısmaya çalıştılar ama zaman geçtikçe etkisi arttı. Önder APO’nun önünü alamazlar. 35 aylık bu ağır tecrit kapitalist modernitenin göstergesidir. Ve onların yenilgisidir aynı zamanda. Komplonun amacının yenilgisidir. Uluslararası komploya karşı Kürt halkı, enternasyonalist özgürlükçü ve Önderlik paradigmasını çözüm olarak gören herkesin elinden gelen her şeyi yapması gerekiyor” şeklinde ifade etti. 

‘Enternasyonalistler, gençler ve kadınlar hamleyi sahiplendi’

Nora Merino 10 Ekim’de dünyanın farklı yerlerinde akademisyenler, sendika yöneticileri, siyasi parti temsilcilerinin başlatmış olduğu ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa siyasi çözüm’ hamlesini değerlendirerek şunları belirtti: “Önderliğin fiziki özgürlüğü için başlayan hamle hem Kürdistan’da hem de dışındaki yerlerde çok güçlü bir şekilde başladı. 74 farklı ülkede başlatılan eylemlere farklı ülkeler ve farklı insanlar da eklendi. Enternasyonal hareketler, gençler ve kadınlar da hamleyi çok fazla sahiplenme durumu var. Ben ne yapabilirim, ülkemde, örgütümde, toplumumda ne yapabilirim Önderliğin durumu için nasıl bir hassasiyet oluşturabilirim, uluslararası kamuoyunda Önder APO’nun rolünü nasıl tanıtırım sorularını soruyorlar.  Kendilerinde böyle bir misyon görüyorlar.”

‘Herkes ikna olmalı ki bu yıl tecridi kıracağız’

Başlatılan ‘Özgürlük Hamlesi ile kadınlarda, gençlerde, siyasetçilerde hassasiyet oluştuğunu kaydeden Nora Merino, yapılanların yeterli olmadığını, sadece yürüyüşler ve basın açıklamalarının İmralı tecridini kırmaya yetmeyeceğinin altını çizdi. “Herkes ikna olmalı ki bu yıl tecridi kırmalıyız, Önder APO’dan haber almalıyız. Rêber APO ‘nun durumunu acil öğrenmeliyiz. Herkes buna göre kendisine bu şekilde rol ve misyon biçmelidir.  Sonrasında fiziki olarak özgürlüğünü kazanmalıyız” diyen Nora Merino daha yaratıcı eylemler ve sahiplenme biçimlerine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Nora Merino, dostların, Kürt halkının, farklı toplumların kendi şehrinde, köyünde mahallesinde Kürt Halk Önderi için neler yapabileceğini tartışması gerektiğine işaret ederek, “Sadece sosyal medya ya da basın üzerinden gündem yaratma ile olmaz. Bundan ziyade daha fazla Önderliğin paradigması, mücadelesi ile kendimizde değişim yaratmalıyız. Önder APO diyor ‘Ben özgürüm. Siz beni anlayın ve yerine getirin’. Biz daha fazla Rêber APO’yu anlamalı ve fikirlerini yerine getirmeliyiz. Tecrit ne kadar ağırsa bizim buna cevabımız da o kadar büyük olmalıdır” dedi.

‘Daha dikkat çekici eylemler yapılmalı’

Yapılan eylemlerin yaratıcılığı, zenginliği ve etkili olmasına ilişkin Nora Merino Fransa’da yapılan uzun yürüyüşü örnek vererek şunları söyledi: “Kuzey Fransa’da başlayan yürüyüş 25 şehirde, 25 gün sürecek. Bu eylem Önderliğin 25 yıllık esaretini temsil ediyor. Bu tarz eylemler farklı etki yaratıyor, Kuzey Fransa’ da yaşayan halk ve Kürt halkı açısından önemli bir etkisi olacaktır. Daha dikkat çekici eylemler yapılmalı ve herkes sormalı bu hamlede benim rol ve misyonum nedir. Kimse kimseyi beklememeli ve herkes kendi rengi ve inisiyatifi ile bu hamleye katılmalıdır.”

Enternasyonalistlerin 10 Şubat’ta yapacakları uzun yürüyüşü değerlendiren Nora, şunları aktardı: “Bu yıl 8’incisi yapılacak olan yürüyüş ilk defa 2017 yılında yapıldı. Her Şubat’ta farklı ülkelerden, kültürlerden, halklardan insanlar toplanıyor ve bu yürüyüşü yapıyorlar.  Daha fazla Kürdistan Özgürlük Hareketini tanımak ve Kürt halkının mücadelesine sahip çıkmak için toplanıyorlar. Aynı zamanda seslerini, renklerini ve güçlerini birleştirerek Önderliğin fiziki özgürlüğünü kazanmak için bu yürüyüşü yapıyorlar. Önderliğin durumunu tanıtmak, fiziki özgürlüğünün sadece tarihsel bir sorumluluk, enternasyonal sorumluluk olduğunun bilinci ile dâhiliyeleri var. Her yıl Avrupa ve Avrupa’nın dışında günlerce yürüyüşler ve toplantılar oluyor. Dil fark etmiyor. Ortak bir amaç için toplanıyoruz. Ortak bir güç ve dil yaratıyoruz bu toplanmalarda.”

Enternasyonal yürüyüş Basel’de başlayacak

Nora Merino uzun yürüyüşün 10 Şubat’ta İsviçre’nin Basel şehrinde başlayacağını belirterek eylem takvimlerini şu şekilde açıkladı: “11 Şubat’ ta büyük bir yürüyüş yapacağız enternasyonalist gençler ve İsviçre halkı katılacak. 12 Şubat’ta Fransa’ da yürüyüşümüze başlayacağız Strasburg’a doğru yürüyeceğiz. 15 Şubat’ta Strasburg’da hem enternasyonalistlerin yürüyüşü hem de 25 gün 25 şehirde süren Kuzey Fransa’ da başlayan yürüyüş ve gençliğin Almanya Manheim’de başlayacak olan uzun yürüyüşü burada son bulacak. Ortak bir yürüyüş yapacağız ve bir miting ile sonuçlanacak. Hem farklı ülkelerden gelen enternasyonalistler hem de Kürt halkı, gençleri ve kadınları uluslararası komployu, Önderliğin 25 yılını dolduran esaretini kabul etmediğimizi göstereceğiz. Yine Strasburg’ da Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlamak amaçlı 16 Şubat’ta bir konferans yapılacak her üç yürüyüşe katılanlar buraya katılacaklar. Komplonun nasıl geliştiği, kadınların ve Kürt halkının bu komploya cevabı ne oldu, Kürt halkı için bu komplo ne ifade ediyor. Bu konular tartışılacak. İmralı sistemi ve Önderliğin bu sistemle mücadelesi üzerine Abdullah Öcalan’ın avukatı söz alacak. Yine her üç yürüyüş adına burada konuşmalar yapılacak. Demokratik modernite akademisinden arkadaşlarımız Rêber APO’nun rolü ve uluslararası mücadelenin önemi üzerine bir konuşma yapacak. Kültürel bir program yapılacak bu şekilde sonlandırılacak.”

17 Şubat mitingine katılım çağrısı

Nora Merino, son olarak Almanya’nın Köln kentindeki büyük 17 Şubat mitingine katılım çağrısı yaparak, “Uzun yürüyüşlere katılanlar kendi renkleri ve sesleri ile katılacaklar. Köln’de yapılacak büyük yürüyüşe gençler, kadınlar, hangi toplumdan olursa olsunlar, arayışları olanlar; daha güzel, onurlu ve özgür yaşam arayışı olanlar güçlü bir şekilde katılmalıdır. Bu yürüyüş ile bir köprü oluşturmalıyız ki her şekilde sesimiz ve mücadelemiz İmralı’ya ulaşmalı. İmralı duvarlarını yıkalım ve Önder APO üzerindeki ağır tecrit koşullarını kaldıralım. Bizler Rêber APO’nun fiziki özgürlüğünü garanti altına alacağız” dedi.