Amed- Mezopotamya Ekoloji Hareketi (MEH), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına dair yazılı açıklama yaptı. Kâr hırsı nedeniyle toplum ve doğa üzerinde bir yıkım meydana getirildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Söz konusu ekolojik ve toplumsal yıkımın en yıkıcı olanı ise yerküre üzerinde yaşanan kimi zaman nükleer silah gibi yüksek yok etme gücüne sahip silahlarla, coğrafi ve kitlesel imhaya varan savaşlardır. Son yıllarda özellikle Ortadoğu'da yaşanan ve yüzbinlerce insanın yaşamını yitirmesine milyonlarca insanın yerinden edilmesine, su, toprak ve orman varlıklarının yok edilmesiyle birlikte bir bütünen ekolojik felaket süreci yaşamaktayız" ifadeleri kullanıldı.

Kürdistan'da yüzyıllık tekçi egemen ulus zihniyetinin, Kürdün kimliği, kültürü ve dilinin inkârı üzerinde inşa edildiği kaydedilen açıklamada, Kürt halkının varlık mücadelesine karşılık savaş politikalarının tüm yönüyle sürdürüldüğü vurgulandı. Kürt halkının köklerini saldığı coğrafyanın amansız bir şekilde talan edildiği belirtilen açıklamada, "Seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi, göç ettirme ile özel savaş politikalarının devrede olduğu, gözaltı, tutuklama ve baskıların günden güne arttığı toplumsal krizler de git gide derinleşmiştir" denildi.

 ‘Ortak bir yaşamı kurmanın tam da sırası’

Açıklamanın devamında şunlar belirtildi: "Çağrının tüm halklara yönelik bir çağrı olmasıyla birlikte bu sürecin mücadelecisi ve inşasında asıl özneler olarak bizler; bu birlikteliği daha fazla örmemiz gereken günlerdeyiz. Ayrıştırıcı, ötekileştirici politikalar ve doğanın diğer unsurlarını da bu sürece dahil ederek sömüren-sömürülen ilişkisine indirgeyen anlayıştan uzak, ortak bir yaşamı kurmanın tam da sırası. Bu bağlamda toplumun her kesiminin ve kuruluşlarının bu barışı sahiplenmesi gerektiği inancındayız.  Mezopotamya Ekoloji Hareketi olarak bizler ekolojik topluma olan inancımız ve mücadelemizin gereği olarak tarihsel sorumluluğumuzun bilinci ile toplumsal barışa hizmet edeceğimizi buradan beyan ediyoruz. Tarih boyunca kanlı savaşların yaşandığı bu coğrafyada onurlu bir barışa bütün halkların ihtiyacı olduğunu biliyor ve bu sürecin takipçisi ve destekçisi olacağımızı belirtiyoruz. Bu çerçevede toplumun demokratik ve ekolojik ilkelerle cinsiyet özgürlüğünü de içeren yasal ve hukuki düzenlemelerle yeniden inşa edilmesi için gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır. Barışın ekolojik toplum açısından olmazsa olmaz olduğunu, bu vesile ile başta ekoloji mücadelesi yürüten kişi ve kurumlar olmak üzere yüreği barış, demokrasi, toplumsal adalet, özgür doğa ve özgür toplum için atan herkesi bu süreci sahiplenmeye ve tarihsel misyonunu yerine getirmeye çağırıyoruz."